Paylaş
Bilmem dedikleri kadar hoşgörülü ve dostça davranacak mısınız bana... Çünkü yazacaklarım hiç hoşunuza gitmeyebilir.
Ben 22 yaşındayım. Genç yaşıma rağmen hayatıma birçok erkek girdi. Bu ilişkiler de beni çok yıprattı.
Bahsettiğim erkeklerin tamamı, rastlantı sonucu hayatıma girdi. Hiçbiri de gerçek anlamda istediğim ilişkiler değildi.
Şimdi düşününce bunları yaşamış olmaktan utanıyorum...
3 yıldır hayatımda kimse yoktu. Sonra biri çıktı karşıma.
Hiçbir şey yapmamasına rağmen beni çok etkiledi. Ona aşık oldum.
Ama evliydi...
En başından beri dürüst davrandı ve bu durumu gizlemedi benden. Ben de hiç rahatsızlık duymadım açıkçası. Çünkü “Ne olursa olsun sevgiyi yaşamak gerekir” düşüncesine sahibim ben.
Bir yıl kadar beraber olduk. Sonra onun giderek artan ilgisizliğinden yoruldum ve yine sonu olmayan bir ilişki yaşamamak için onu terk ettim.
Şimdi ayrıyız ama onsuz geçen her gün bana azap oluyor.
Her yerde, her anımda o var. Onu çok özlüyorum.
Yaklaşık 6 aydır onu görmüyorum. Yaşadığım acıları bilebilmeniz mümkün değil.
Şimdilerde hayatıma girmek isteyen biri daha var, ona da bir şans verdim. Ama gözüm, aklım ve kalbim eski sevgilimden başkasını görmüyor.
Öyle karmakarışık duygular içindeyim ki, içimden bir ses “Geri dön, sevdiğin insanla istediğin gibi yaşa ve mutlu ol” diyor.
Ama bunca yıldır yaşadıklarımı düşününce, hep hüsranla noktalanmış ilişkilerim yüzünden, zaten çok fazla hırpalanmış bir genç kadın olarak, bu ilişkinin beni nereye kadar götüreceğinden emin değilim.
Rumuz: Ne yapayım ben?
Sevgili kızım, eğer ben duygulara önem vermeseydim, katı bir “mantık insanı” olsaydım, okurlarıma hoşgörüyle yaklaşmasaydım, bu köşe bunca zamandır süregelir miydi?
Ancak evli erkeklerle ilişki yaşamaya hiç de sıcak bakmadığımı biliyorsundur ve belki de bu yüzden bana açılmakta tereddüde düşmüşsün.
İşte kendin de itiraf ediyorsun, bu gencecik yaşında yanlış ilişkiler yüzünden yıprandığını söylüyorsun.
Güzel kızım, eğer bu konuda biraz katı görünüyor ve bu tür ilişkilere karşı çıkıyorsam, inan ki bu yalnızca sen ve senin gibi gencecik kızların geleceğini düşündüğüm, yaşayacağınız acıları gördüğüm ve bundan korktuğum içindir.
İşte bak sen de bu acıları yaşıyorsun. Onun ilgisizliğine katlanamamışsın.
Tabii ki ilgisiz kalacaktır. Sana ne verdi ki bugüne kadar eşinden koparabildiği birkaç gizli saat dışında?
Seninle kapalı kapılar ardında yaşadığı cinsel yakınlaşma dışında? Tatil günlerinde ya da hafta sonları gelebildi mi sana? Rahatça bir restorana, kalabalık bir ortama girebildi mi seninle?
Böyle bir ilişkinin devam etmeyeceğini, elbet bir gün noktalanacağını ama bu arada tüm güzel yıllarını da sürükleyip götüreceğini sen de bal gibi biliyorsun.
Ona bağlanmış olabilirsin. Yıllarca beraber olmuş, çok güzel ve eşsiz bir aşkı paylaşmış, pek çok anıyı yüreklerine gömmüş, birbirlerine asla kırılmamış kişiler bile bir bakıyorsun ayrılıvermişler. Ya da ölüm onları ayırmış. Bu insanlar bile ayrılığa katlanıyor, sen neden katlanamayacakmışsın ki?
Biraz iradeni kullan. O senin kadar üzülüyor mu? Hayır. Evinde, yuvasında, eşiyle birlikte gülüyor, sohbet ediyor, geziyor ve sevişiyor. Bunu sakın aklından çıkarma.
Hiç kimse için güzelim yaşamını, gencecik yıllarını, kısacık hayatı kahretmeye değmez.
Sen zaten yanlış erkekler, yanlış ilişkiler yüzünden yorgun düştüğünü kabul ediyorsun. “Erkekler beni yıprattı” diyorsun. Peki kızım, bu yaşta neden buna izin verdin? Henüz 22 yaşındasın. Ne güzel bir yaş bu, mutlu olmak, kendine ve çevrendekilere mutluluklar saçmak için...
Erkeklere karşı hep zayıf davranmışsın.
Evet, sevgiyi yaşamalısın ama tek taraflı değil karşılıklı bir sevgiyi. Mutlu olabileceğin bir sevgiyi...
Artık hiç kimsenin seni üzmesine izin verme, çünkü sen önemlisin, sakın unutma.
Paylaş