Merhaba Güzin Abla, ben Mersin’den yazıyorum... 6 yaşında Akdeniz Anemisi hastası bir oğlum var. İyileşmesi ancak ilik nakline bağlı.
Bu ülkenin bir aydını olarak, bu konuya ilginizi görerek sesimizi kamuoyuna ulaştırmanızı umuyorum.
Oğlum Ahmet Kaya Bakrak, ben ile eşimin taşıyıcısı olduğumuz Akdeniz Anemisi diğer adıyla Beta Talasemi Major hastası. Türkiye’de çok sayıda Talasemi hastası ve taşıyıcısının ancak sınırlı bir kesimi bu hastalığını biliyor.
Çoğu bilincinde bile değil. Kişinin Talasemi taşıyıcısı olup olmadığını öğrenmesi için bazı sağlık kuruluşlarında özel test yaptırması gerekiyor. Böylesi tehlikeli bir hastalığı önlemede çok büyük önemi olan bu test ne yazık ki yüksek bir fiyata yapılıyor.
Nikáh öncesi çiftlerden Talasemi testi yaptırmaları istenir ancak yaptırıp yaptırmadıkları denetlenmez. Biz her ikimizin de taşıyıcı olduğumuzu, tek çocuğumuz olan Ahmet’in doğumu öncesinde öğrenemedik. Daha sonra ben, eşim, Ahmet’in iki amcası, iki halası, amcasının çocukları, büyükbabası ve büyükannesi hepimiz taşıyıcı olduğumuzu öğrendik.
Talasemi hastalarının vücudu kan üretmiyor; sürekli bir başkasından kan almak zorundalar. Vücuda aşırı demir yüklenmesi sonucu dalak hızla büyüyor, kan ihtiyacı gittikçe artıyor bir süre sonra bu ihtiyacı geçici bir çözüm olarak düşürmek için hastanın dalağı alınıyor.
Ahmet daha önce ayda bir, bir ünite kan alıyordu; şimdi 15 günde bir 2 ünite kan alıyor. Dalağında büyüme başladı. Bu büyümeyi yavaşlatmak için, karnından bir makineye takılı ilaç aktarımı yapılıyor ve her akşam 8 saat bunu takılı tutmak zorundayız.
Ahmet’in veya diğer hastaların tamamen iyileşmesi ilik nakline bağlı, ilik de ya kardeşte bulunuyor yada binde bir ihtimal bir yabancıda bulunabiliyor.
Ahmet’in kardeşi yok; benim ve eşimin iliği de tutmuyor. İstanbul Üniversitesi Kemik İliği Bankası’na başvurduk. Türkiye’de bu nakli başarıyla yapan yer Akdeniz Tıp Fakültesi Antalya Çocuk Sağlığı Kemik İliği Ünitesi. Bize Talasemi hastalarına yakın akraba iliği dışında küçük yaşlarda ilik nakli yapmayı durdurduklarını söylediler.
Ben sağlıklı çocuğumuz olur, ilik de uyar diye 3 gebelik geçirdim. Hepsi hastalıklı olduğu için düşük oldu ya da ölü doğdu. Doktorlar bu sonucun hastalıktan kaynaklandığını ve denemeye devam edersem hayatımı riske edeceğimi belirttiler.
Basında Küçük Ahmet Kaya’yı yaşatalım ismiyle bir iki haber çıktı ve bir kampanya başladı. Umarım sonuç alınır ama bu kampanyanın başarısı sizin gibi duyarlı insanların konuyu gündeme taşımalarına bağlı.
Bize ulaşmak isteyenler için telefon numaramız: 0324 235 03 26. e-posta: ahmet-bakrak@hotmail.com, ahmetbakrak@mynet.com web: www.ahmetbakrak.com
RUMUZ: Nazire Bakrak
Bir ibret ve uyarı niteliğindeki yazınızı yayınlıyorum. Ben de sizin gibi duyarlı okurlarımızın kampanyanıza destek vereceğini umuyorum. Allah, küçük Ahmet Kaya’nın ve sizin yanında olsun.
Küçük göğüslerim yüzünden kompleksliyim
Sevgili Güzin Abla, ben 25 yaşında bir genç kızım. Bir erkek arkadaşım var ve çok mutluyuz. Fakat benim göğüslerimle ilgili bir problemim var.
Onların normalden küçük olduğunu düşünüyorum ve erkek arkadaşımla bu yüzden fazla yakınlaşmak istemiyorum. Sizce fazla mı kompleksliyim?
RUMUZ: Melisa
Siz genç kızlar, mutlaka kendinize gereksiz bir aşağılık kompleksi yaratacak bir neden bulursunuz zaten. Bu küçük göğüs sorunu ise doğum yapmamış birçok genç hanımda görülen bir sorun.
Ben, bir genç kadının birer greyfurt görünümündeki silikonlu göğüslere sahip olmaktansa, doğal ama biraz küçük göğüsleri olmasının çok daha çekici görüneceğini düşünüyorum.
Ama eğer bu konu gerçekten senin yaşamını karartacak düzeyde bir sorun haline gelmişse, sonuçta bir estetik cerrahın becerikli ellerine teslim edersin kendini, olur, biter.
Bu aşkın peşinden gider miydiniz
Ben bu yazıyı bir çözüm bulunsun diye değil sadece yaşadıklarımı paylaşmak istediğim için gönderiyorum. İzmir’de üniversite öğrencisiyim. Yaklaşık 22 aydır bir kıza aşığım; hem de deliler gibi. Onun uğruna yarı dönem kaybım oldu, en yakın arkadaşlarımı kırdım. Ama olmadı. Bırakın beni sevmeyi; o benden nefret ediyor. Ortak arkadaşlarımıza benim lafımı bile ettirmiyor ve biz onunla aynı sınıftayız. Bunun ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz.
Hayatımda herhalde bir erkeğin düşünemeyeceği kadar saf duygularla ona bağlandım. Onu sevdim seveli müzik zevkimden hayata bakışıma kadar her şey değişti. Bana ümit veriyormuş gibi olmasın diye şimdi hiç konuşmuyor benimle. Benim hikayem işte bu. İster sayfalar dolusu yazayım; ister bir cümleyle. Şimdi size ve bana cevap verebilecek herkese soruyorum: Siz olsanız ne yapardınız? Vaz mı geçerdiniz yoksa sonuna kadar sevginizin peşinden mi giderdiniz?
RUMUZ: İzmirli aşık bilim adamı
Bilmem okurlarım sana nasıl öğüt verirler, İzmirli genç okurum. Bir de üstelik kendine bilim adamı sıfatı taktığına göre, akıllı, mantıklı, bilgili bir genç olmalısın. Bu genç hanım senden köşe bucak kaçtığına, adını bile duymak istemediğine, en iyi ihtimalle seni üzmemek için ümit veriyor görünmemek için, seninle konuşmak bile istemediğine göre, ne umuyorsun güzel oğlum?
Bence o senden kaçtıkça, sen ona tutuluyorsun ve bu da hiç sağlıklı bir durum değil. Üstelik hayatını tümüyle bir insanın üzerine odaklamanın da çok hayırlı olmadığını söylemek zorundayım.
Herkesin yaşamında buna benzer karşılıksız aşklar olmuştur, ama bir gün gelir unutulur, gider..