Paylaş
İzin verirseniz size bizzat yaşadığım iki olayı anlatacağım...
Bir sosyal dayanışma kulübünde, yılbaşı kutlaması... Kalabalık arasından ilerlerken, yolumun üzerinde duran bir hanıma “Pardon” deyip geçtim. Hissedemediğim kadar zayıf bir şekilde dokunmuş olabilirim. “Keşke pardon deseydiniz” diye bir ses işittim. Arkamı döndüğümde bu cümleyi tekrarladı. Ben de “Pardon dedim, sanırım duymadınız” diye cevap verdim. Hemen şirretleşti: “Tabii ben sağırım ya işitmiyorum!”
Bir gün de bir alışveriş mağazasındayım, bir şişe su alıp çıkacağım. Sular en dipte.
Bir genç hanım, koskoca alışveriş arabasıyla yolun tam ortasında durmuş, düşünmekle meşgul.
“Pardon” dedim işitmedi. Tekrar ettim, kenara çekildi ama “Pardon pardon pardon, ne oluyor böyle? Hepimiz alışveriş yapmaya geldik buraya” diye bağırdı. Dönüp yüzüne baktım. Suratını öyle bir çatmış ki, korkunç bir ifade! Suyumu aldım, dönüp yanından geçerken “Doğrusu çok korkutucuydunuz hanımefendi!” dedim.
Kısacası Güzin Hanımefendi, hanımların her türlü dertlerine ve şikayetlerine yer veriyorsunuz, aşk ve ilişkiler konusunda başarılı bir uzmansınız. Ama lütfen biz erkekleri de unutmayın, arada böyle sorunlara da yer verin.
Bizleri sırf kadın oldukları ve suratlarına bir yumruk yemeyeceklerinden emin oldukları için taciz etmesin hemcinsleriniz.
Hanımlara sesleniyorum;
Çevrenize karşı saygılı olun. Unutmayın ki, ortamda sizden başkaları da var.
Biraz kalender olun. Her şeye tepki göstermek, insanları zor durumda bırakmak, hakaretamiz davranmak zorunda değilsiniz. Bakın kadın cinayetleri ne kadar arttı. İşte bazıları sırf hakaret ettiğiniz için sizi öldürüyor. Yazık değil mi?
Çünkü herkes aynı düzeyde, aynı eğitimde ve kültürde değil. Bazıları kadının hakaretine asla katlanamaz...
Rumuz: Bir erkek okurunuz
Elimden geldiğince her kesime, her cinsiyete ve soruna karşı duyarlı davranmaya, sıraya koyup yayınlamaya çalışıyorum. Bu konu da madem sizi isyan ettirdi, size hak vererek yayınlıyorum. Çünkü benim de şu otomobilini herhangi bir yere, bazen de ikinci ya da üçüncü sıraya park edip hemen önündeki dükkana alışveriş yapmaya giden hanımlardan şikayetim var.
Uyardığınız zaman da inanılmaz bir tepkiyle, hatta küfürle karşılaşabiliyorsunuz.
Biz saygıyı ne zaman kaybettik? Önce sevgi mi yok oldu, yoksa saygı mı?
Çocuk gelinler tarihe karışacak
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, erken ve zorla evliliklerle mücadele konusunda İçişleri, Adalet, Milli Eğitim, Sağlık, Gençlik ve Spor Bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan destek alarak “çocuk gelinlere” yönelik bir yasayı masaya yatırdı.
Türk Ceza Kanunu’nda yapılacak değişiklikle çocukların sadece 15 yaş altında değil, 16-17 yaşlarında da zorla evlendirilmesi “nitelikli cinsel istismar” sayılarak suç kapsamına alınacak.
Bundan böyle aileler izin verse bile bu yaş grubuna karşı suç işleyenlerle zorla evlendirenlerin yargılanması gündeme gelecek.
Hali hazırda 15 yaş üzeri çocukların evlendirilmesinde “şikâyet unsuruna” bakılırken, bu kıstasın da kaldırılması planlanıyor.
İçişleri Bakanlığınca, tüm çocukların nüfus kayıtları takip edilecek. 12 yıl zorunlu eğitim konusunda sosyal birimler oluşturulup eğitim almayan çocuklar saptanacak.
Sağlık Bakanlığı, erken yaşta evlilikler sonucu olan doğumları düzenli olarak Aile ile İçişleri Bakanlıkları’na bildirecek. Aile Bakanlığı, ilk kez Türkiye genelinde “çocuk gelin” araştırmasına çıkacak. Araştırma, düzenli aralıklarla tekrarlanacak. Ve ailelere de bu konuda ciddi eğitim verilerek, çocukları erken yaşta evlendirmenin suç olduğu anlatılacak.
Tek endişem kırsal bölgelerimizde resmi nikâh yapılmadığı için bu konuyu denetlemekte zorlanılması. Bu açıdan resmi nikâh kıyılmaması da cezaya tabi tutulmalı. Feyza Algan
Paylaş