Paylaş
Feyza Hanım, yıllarımı yurtdışında geçirdim. 2009’da Türkiye’ye döndüm. Döndüğümden beri de her gün yeni bir vicdansızlığa tanık oluyorum.
“Kadın cinayetlerinin giderek arttığı, insan haklarının uygulanmadığı bir ortamda bu istediğin çok fazla” diyeceksiniz belki de ama; hayvanlara uygulanan eziyet artık bir son bulmalı.
Benim için hayvan dostlarımızın varlığı insanlarla eşit değerde.
Vahşet ve saldırganlık, kime, neye yönelik olursa olsun günahtır. Hayvanlara eziyet edebilen kişi, insanlara da zarar verme potansiyeline sahiptir.
Kısa süre önce Gaziantep’te minik bir köpek yavrusunu gözleri oyulmuş halde bulduk mesela. Ne yazık ki onu yaşama bağlayamadık... Biliyorum, bu sık sık gündeme getirdiğiniz bir konu. Yine de insanlar vicdanlarının sesini dinleyebilsinler diye tekrarlamanızda yarar var.
Şiddeti göre göre şiddet uygulayan, ölümü izleye izleye öldürmeyi doğal karşılayan çocuklarımız gelecekte nasıl birer yetişkin olacak?
Sokaklarda yaşayan hayvanlarımızın yaşam alanlarını bizler işgal ettik, her yeri betonlaştırdık. Bir parça ekmek için kilometrelerce koşturan sahipsiz hayvanları tarihte biz evcilleştirdik, şimdi de onları sokaklarda görmek istemiyoruz. Halkımızdan bu konuda merhamet ve duyarlılık bekliyoruz...
Rumuz: Gaziantep’ten bir hayvansever
Ne yazık ki köpeciğin yolladığınız fotoğraflarını yayınlayamıyorum, çok üzgünüm ama bakmaya katlanılacak gibi değildi. Söyleyecek söz de bulamıyorum. Siz yeterince isyanınızı haykırmışsınız...
Ben her hafta bu köşede onların haykırışlarını dile getirmeye çalışıyorum ama ne fayda! Bizler kendi seslerimizi duymaktan öte bir şey yapamıyoruz ne yazık ki...
Paylaş