Paylaş
Sevgili Ablacığım, ben iki yıl önce birini tanıdım, onu çok sevdim. Evlenmeye karar verdik. Ailem bu evliliğe karşı çıktı, çünkü damat adayına güvenmiyorlardı. “Bundan sana koca olmaz, ne olur vazgeç” dediler. Ama ben dinlemedim, birkaç ay içinde evlendik...
İnan ki o güne kadar sevdiğim adam bana kul köle oluyordu, ailesi de öyle. Ama düğünden sonra, eşim bana kendi ailemi görmeyi yasakladı. Yasağa rağmen ailemi görmeye gittim, o zaman da beni öldüresiye dövdü.
Ben o zamanlar üniversiteye gidiyordum, eşim ve ailesi “okulu bırakıp evinin kadını olacaksın” dediler.
Evli kaldığım süre içinde her gün eşimden nedenli nedensiz dayak yedim.
Ayrıca eşimin bir başka kadınla ilişkisi olduğunu öğrendim. Meğer alkolik ve kumarcıymış da. Bir yıllık evliliğim süresince ailemle hiçbir irtibatım olmadı.
Telefonumu bile elimden aldılar.
Sonunda dayanamadım, “yapamıyorum” dediğim zaman eşim beni öldürmeye çalıştı, bıçakla saldırdı.
Zor kurtuldum elinden. Polisi ve ailemi aradım, iki gün hastanede kaldım ve psikolojik tedavi gördüm.
Ben onu bir zamanlar çok sevmiştim, her şeyine katlanmış, her şeyine göz yummuştum. Ama onda insanlık ve vicdan denilen bir şey yoktu. Evden ayrıldığımdan beri, ailemin yanında oturuyorum. Onların elinden sağ kurtulduğum için şükrediyorum...
Senden istediğim bu yazımı köşende yayınlaman, çünkü eminim ki benim dışımda birçok kız veya kadın da bu yaşadığım kadar şiddete maruz kalıp ve susuyorlar. Susmasınlar, kendilerini ezdirmesinler. Kadınlar kendi haklarını mutlaka savunsunlar.
◊ Rumuz: İbret olsun diye
YANIT
İşte kendisi gibi şiddet gören kadınlara öğüt vermek isteyen bir genç kadın.
Herkes mutlaka bir şekilde layığını bulur, hiç üzülme kızım...
21 yüzyılı yaşadığımız şu süreçte ne yazık ki konumuz hâlâ aile içi şiddet... Dayak ve cinsel zorlama ile her türlü eziyeti ve kaba kuvveti de kapsayan bu konu benim en duyarlı olduğum halde, maalesef çaresiz kaldığım bir sorun.
“Bu ilkellik ne zaman bitecek” diye kendi kendime soruyorum.
Şiddet yeryüzünde yaşayan hiçbir canlının hak etmediği bir eylem. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de şiddet olaylarının kurbanları özellikle kadınlar ve çocuklar. Ancak şiddet, çoğu zaman açığa çıkmıyor, “aile meselesi” olarak görülüyor ve hatta doğal kabul ediliyor.
Bir ailede şiddet gören çocuk, gözünün önünde yakınları şiddete maruz kalan çocuk, asla toplumda normal bir birey olarak yer alamaz. Bu çocukların büyüdüklerinde şiddete eğilimli olmaları da hiç şaşılacak bir şey değil elbette.
Aile içi şiddet, eğitimli ya da eğitimsiz, varlıklı olsun ya da olmasın, toplumun her kesiminde yaşanıyor...
Ancak Türkiye’de şiddete uğrayan kadınların büyük bölümü, ne gibi haklara sahip olduklarını ne yazık ki hâlâ bilmiyor...
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, kadınların Aile İçi Şiddet Hattı’na başvurabileceklerini söylüyor. Ama hâlâ bu hattan habersiz binlerce eziyet gören kadın var.
Bu yüzden bir kez daha size başvuru telefonunu yazıyorum. Çekinmeyin, korkmayın, arayın ve kendinizi kurtarın.
Tel: 0212 656 96 96
Paylaş