Paylaş
Ben 1.5 yıllık evliyim ve 6 aylık bir kızım var. Eşim de ben de memuruz. Eşimle daha önceden başka bir sektörde çalışırken tanışıyorduk ama herhangi bir sevgililik veya flört durumumuz olmamıştı.
O dönem arkadaşlık teklifi etmiştim ama kabul etmemişti.
Ondan sonra da hiçbir iletişimimiz olmadı. O süreden evlendiğimiz 2019 yılına kadar bana aralıklı olarak ama sürekli yazdı.
Eşim çok güzel. Bekarken birçok kişi etrafında pervane olmuş. İlgi ve alakadan aşırı şımartılmış biriyken, benden o tür davranışlar görmemesi onu hırçınlaştırdı.
Benim o kişilerin gösterdiği davranışlarla yaklaşmamam onun egosunu söndürdü.
Yıl 2019 olunca sevgi, kader bizi bir anda nikâh masasına oturttu.
Nişanlılık döneminden şu zamana kadar hemen hemen her gün yaşanan tartışmalarımızın ana teması; “Neden bana ilgi göstermiyorsun, neden benimle ilgilenmiyorsun” oluyordu.
Ben ataerkil ailede büyüdüm ve sevgimi belli etmeyen, daha çok içinde saklayan bir insanım.
Ancak eşim bu yapımı biliyor, ben de mümkün mertebe sevgimi dışarı vurmaya çabalıyorum. Yine de pek onu tatmin edecek derecede olmuyor.
Çocuğumuz oldu, derken yine hemen hemen her gün aynı konularda tartışmalarımız oluyor.
Bu tartışmalarda eşim aşağılayıcı, kırıcı tavırlar sergilediğinden, her tartışma benden bir parça alıp götürdü.
Artık içimde ona karşı bir sevginin kaldığına inanmıyorum.
Beraber vakit geçirmek istemiyorum, evime gitmek istemiyorum, çünkü evimde mutsuzum, işimde mutsuzum.
Karşıma alıp güzel bir üslupla derdimi anlattığımda yine iğneleyici sözler işitiyorum.
Erzurum’da yaşıyoruz ve şehrimizde yapılabilecek çok fazla aktivite yok.
Çıkıp bir çay bahçesinde oturmak veya caddede gezmek dışında pek bir şey yapamıyoruz. Ama bunları yapmamız bile kendisine yetmiyor.
Bir yanım boşanmayı istiyor, bir yanım da boşanmak çözüm değil diyor. “Gerekirse terapiye gidelim” dedim, “Terapilik bir şey yok, sen kendini düzelt” dedi.
Ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yok...
Rumuz: Fenafillah
YANIT
Sevgili oğlum, yazdıklarında samimi olduğunu hissettim. Bu nedenle açıkça söyleyeyim; sana hak vermemek elde değil.
Ancak eşinin biraz fazlaca şımartılmış olması bir yana, senden sevgi sözcükleri beklemesi, ilgi ve yakınlık görmek istemesi çok doğal.
Sen her ne kadar “Ben
ataerkil bir ailede büyüdüm” desen de, kadınlar hangi kültürden, hangi düzeyden olurlarsa olsunlar, sevdikleri erkekten mutlaka aynı şekilde sevgi ve ilgi görmek isterler.
Ona arada bir iltifat etmen, saçını ya da makyajını beğenmen, yeni aldığı bir kıyafeti yakıştırman, bu konularda dikkatli olduğunu göstermen, bazen küçük bir hediye alman, bir çiçek getirmen onu düşündüğünden çok daha fazla mutlu edecektir.
Üstelik bu davranışların, ataerkil bir aileden gelmiş olmakla da hiçbir alakası yok. Sadece karşındaki insana duyduğun sevgiyle alakalı.
İnsan sevdiğine dokunmak, ona tatlı sözler söylemek, onu hoş tutmak ister.
Bu doğal olarak insanın içinden gelen bir şeydir. Eğer buna alışık değilsen, artık alışmaya başlamalısın sevgili oğlum.
Paylaş