Paylaş
Sevgili Güzin abla, ben 16 yaşında, ailemin desteğiyle çok iyi şartlarda eğitim gören bir lise öğrencisiyim.
Aslında hayatın pek çok yönünü tanımış bile değilim daha... Ancak bu kısa yaşamımda bana çok acı veren bir sorunum oldu.
İki yıl boyunca sevdiğim ve en önemlisi çok güvendiğim, her yaptığının doğru olduğuna inandığım biri beni hayal kırıklığına uğrattı. Benimle yalnızca beni kullanmak ve yararlanmak için çıktığını anladım. Bu yüzden artık erkeklerden korkuyorum. Kimseyle çıkmak istemiyorum.
Herkes onun gibi olacak ve beni hayal kırıklığına uğratacak gibi geliyor artık... Bu yüzden kimseye güvenemiyorum.
O kişi keşke bu yazıyı okusa da kendisinden söz ettiğimi anlasa...
Ona sormak isterdim “Daha ne kadar bu şekilde devam edebileceğini sanıyorsun? Ne zamana kadar insanları aldatabileceksin? Ve en önemlisi insanları aldatarak ne kazandığını sanıyorsun?” diye.
Ama biliyorum ki o yeniden onunla çıkmak istesem, bana yine aynı şeyi yapar. Değişmez... Bir başkasıyla çıksa, ona da aynı şekilde davranır.
Ama ne yazık ki ben onu hâlâ seviyorum. Yeni bir insan tanımak falan da istemiyorum.
Lütfen insanlara yeniden güvenebilmem için ne yapmam gerektiğini söyle bana...
Canım yavrum, seni bu küçücük yaşta böylesine kıran, böylesine üzen ve hayal kırıklığı yaşatan genç kim? Onu karşıma alıp bir güzel azarlasam, aklını başına almasını söylesem belki rahatlarım ama yaşça senden çok büyük olmadığından da eminim.Onun da ilişki konularında senden daha fazla tecrübeli olduğunu sanmam.Sana ne gibi hayal kırıklıkları yaşattı bilemiyorum. Mektubunda karamsarlığın ve kırgınlığın çok net hissediliyor.Her ne kadar henüz çok genç olduğunu düşünsem, tecrübesizliğini bilsem de... Buna üzülmedim dersem yalan olur. Günümüzde gençler henüz çocuk yaşlarda flört etmeye, biraz erken seks yapmaya başlıyorlar. Bu konularda pek bilgi sahibi olmadıkları, kendilerini neredeyse tamamen hayatın akışına bıraktıkları için de zarar görüyorlar.Sevginin yaşı olmaz, doğru. Ama gerçek bir sevgiyi yaşayabilmek, hele hele cinselliği de buna katabilmek için belirli bir olgunluğa ermek şart. Sen henüz çocuk sayılırsın aslında. Çabucak kırılman, zarar görmen çok doğal.Kimseden annenin, babanın, büyüklerinin sıcaklığını, yakınlığını ve hoşgörüsünü bekleme. Hayatı biraz erken öğrenmeye başlamışsın. O genç adam henüz deli çağında ve daldan dala konma eğiliminde olmalı. Bu yüzden senin güvenini sarsmış.Henüz tek bir sevgiliye kapılıp ona sadık kalabilecek çağda değil ki... Senin yapacağın, onu pek fazla ciddiye almamak. Hayatını böylesine karartıp üzüntü içinde yaşamak için çok erken.Sen şimdi neşeyle, cıvıl cıvıl yaşam enerjinle çevrene mutluluk vermeye çalışmalısın. Hem bak ne kadar şanslısın, bu zamanda iyi bir eğitim görebiliyormuşsun. İyi bir aileye sahipsin.Güçlü ol kızım. İnsanlara layık oldukları gibi davranmayı zamanla öğreneceksin. Bu genç arkadaşına da hak ettiği kadar önem ver. Hepsi bu... Yeri gelince arkanı dönüp gitmeyi bilmelisin. Günün birinde o eşsiz sevgine, güvenine layık birini buluncaya kadar temkinli davranmak zorundasın. Bu güzel gençlik yaşlarını karamsarlık içinde geçirmemelisin.
Önyargıları yıkıyorsunuz
Sevgili Güzin abla, ben yıllardır köşenizi izleyen sadık bir okurunuzum. Sizden önce de anneniz tarafından yazılan yazıları beğeniyle takip ederdim.
Bu yazıyı yazmamdaki asıl neden, size bir derdimi açmaktan ziyade teşekkür etme isteğimdi.
Yazılarınız ayrı inançlardaki insanları buluşturuyor, toplumumuzun ufkunu açıyor, aramızdaki önyargıları ortadan kaldırıyor. Sizlere bu olumlu düşüncelerinizden dolayı teşekkür etme gereği duydum. Siz mezhep, din, ırk, yöre ayrımı yapmadan, herkese aynı mesafeden ve aynı sevecenlikle, sıcaklıkla yaklaşıyorsunuz. İyi ki siz ve sizin gibi düşünen insanlarımız var. Bence güzel ülkemizin son zamanlarda her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı var, bundan dolayı zaman zaman bunu pekiştiren mektuplara yer verdiğiniz için size teşekkür ediyorum.
Umarım bu mektubuma gazetenizde yer verirsiniz.
Asıl ben size teşekkür ederim sevgili okurum... Değindiğiniz gibi ülkemizin birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz. Ayrımcılık yapmak insanlığa sığmaz.
Ben elimden geldiğince, herkese aynı mesafede duruyorum. Özellikle son zamanlarda üzüntüyle arttığını gördüğüm mezhep ve ırk ayrımcılığı konularında insanları uyarmak, “Önemli olan insan olma özelliğini taşıyabilmektir” demek istiyorum.
Amacım bu küçük köşemde herkesi olabildiğince kucaklamak, sorunlarını biraz olsun hafifletmek.
Ben de sizi sevgiyle kucaklıyorum sevgili okurum...
Paylaş