Zaman zaman yazılarınızı okuyorum. Bir yazınızda 18 yaşında bir kızın erkeklerin cinsel eğilimlerinden şikayeti söz konusuydu. Evet erkekler kadını cinsel obje olarak görürler. Bunu size şöyle açıklayabilirim.
Erkekler 14 yaşındayken, 12 yaşında bir kızdan hoşlanırlar, ona ilgilerini belli edebilmek için bin bir utanç verici duruma düşerler, sonuçta yine de reddedilirler. Çünkü kızın 16 yaşlarında biriyle yakınlığı vardır, ya da ondan hoşlanıyordur.
Erkek 18 yaşındayken, 16 yaşında bir kızdan hoşlanır, o kızın da 20-21 yaşında birine ilgisi vardır. Sonuçta yine reddedilir. İleriki yıllarda da ‘17 yaşında kız, 35 yaşında erkek’ kombinasyonunun en büyük mağduru, 20 ‘li yaşlardaki erkeklerdir.
Erkekler hayatlarının her döneminde, hoşlandıkları her kızda, hemen hemen aynı duygusal gerilimleri yaşarlar. Bu duygusal gerilimler erkeğe kendisini çok değersiz hissettirir. Erkeği duygusallıktan soğutur.
Sonuçta erkek 30’una kadar toplum içinde ve karşı cinsin gözünde adam yerine konmaz.
Erkek işte bu nedenden kendini duygularının akışına bırakmamayı daha 19 yaşlarında öğrendiği için, kadınlardan tek beklentisi de, kala kala cinselliktir. Bunu da erkeğe çok görüyorsanız artık ölelim bari!
30 yaşına gelmemiş milyonlarca erkeğin de fiziksel ve duygusal ihtiyaçları olduğunu görmezlikten gelemezsiniz. Kadınlar olarak, siz onlara ne kadar değer verirseniz, size gösterdikleri değer de, o kadar olacaktır.
RUMUZ: AKTURK
Sevgili oğlum, haklı olduğun yerler var yazında, ama biraz abartmış, biraz da genelleme yapmışsın gördüğüm kadarıyla.
Aynı şeyler kızlar için de geçerli değil mi? Bir düşün bakalım. 14 yaşındaki genç kız, 18 yaşındaki bir gence ilgi duyar, ama o gencin gözü ise, o sırada ablasının kız arkadaşı 19’luk bir fıstıktadır. 14’lük küçük kızı adam yerine koymaz bile.
Ve bu böyle devam edebilir, uzun yıllar boyunca.
Ta ki o genç kız serpilip, erkeklerin gözünde gerçek anlamda cinsel çekicilik kazanıncaya kadar. Değil mi? Elini vicdanına koy da söyle!
O benim uyuşturucudan kötü alışkanlığım
Merhaba, 21 yaşında bir gencim. Beş yıl önce aynı mahallede oturduğum bir kızla çıkıyordum. Ayrılmamızın nedeni ailesinin öğrenmesiydi. Çok uğraştım onu yeniden kazanmak için, ama olmadı.
Şu an İzmir’de üniversitede okuyor. Ben İstanbul’dayım. Gençliğin verdiği cehaletle iki yıl uyuşturucu kullandım, bir aydır kullanmıyorum. Kullananlarla da görüşmüyorum. Şu an bir kız arkadaşım, çok güzel bir hayatım var. Ama eski aşkımın gitmesinden sonra hayatım değişti. Bazen aklıma geldiğinde, sanki uyuşturucu krizine giriyorum. Onu tamamen unutmam ve hatırlamamam için ne yapmam lazım? O benim hayatımdaki uyuşturucudan bile kötü alışkanlığım. Bir gün geri dönecek; o zaman ne yapacağım. Lütfen yardımcı olun.
RUMUZ: EROİNDEN KURTULMAK
Bak çok büyük bir iş başarmışsın, uyuşturucudan kurtulmuşsun. Demek ki iradeli bir insansın. Belki de bu bağımlılık sana o karşılıksız aşk nedeniyle yapışmış.
Şu anda hayatına çeki düzen vermişsin. Zaman insanın en büyük yardımcısıdır oğlum. İnsanlar, yıllarca aynı yastığa baş koydukları insanın ölümü ardından bile hayatlarına devam etmeyi başarıyorlar.
Sen neden bunu da başaramayacaksın ki...
Nişanlım bazen annesiyle uyuyor
Sevgili Güzin Abla, benim problemim biraz garip gelebilir, bu nedenle çevremdekilerle paylaşmak istemedim.
Nişanlım 28 yaşında, üniversite mezunu, bana oldukça düşkün. Babası ile annesi uzun yıllar önce ayrılmışlar. Sebebi bu mudur, bilemiyorum ama kendisi sudan şeyleri bahane ederek, bazen de hiç sebepsiz annesi ile birlikte yatıp uyuyor.
Bu ‘Oedipus sendromu’ ile ilgili olabilir mi? Yoksa babanın yokluğundan mıdır, bilemiyorum ama bu durumdan endişeleniyorum. Psikoloji okumuş biri olarak, İnsan denen varlığın bilinçaltının ne kadar tuhaf ve irade dışı işlediğini bildiğimden, çok rahatsızım.
Ailem bile beni aşırı kuruntulu olmakla suçluyor. Fikrinize ihtiyacım var.
RUMUZ: PANİK NİŞANLI
Sevgili kızım, madem psikoloji okumuşsun,anne ve babası ayrılmış erkek çocuklarda, anneye karşı aşırı bir düşkünlük oluşabileceğini bilmen gerekir. Bunun Oedipus kompleksiyle ilgisi yok. Bence endişen yersiz ve anlamsız. Eğer aynı durumdaki bir genç kız olsaydı, bu durum seni rahatsız etmeyecekti. Ama, nişanlının annesiyle uyuması seni kuşkulandırıyor.
Bana sorarsan, burada annenin de çocuğuna aşırı sevgisi ve tutkusu dikkat çekici. Anne ile aralarındaki aşırı duygusal bağ, ilerde senin için ciddi sorunlar yaratabilir. Ama, bu senin yorumladığın tarzda bir yakınlık olamaz. İnsan, kazık kadar da olsa, zaman zaman annesinin sıcaklığına, ana kokusuna ihtiyaç duyabilir.
Tabii bunu abartmamak gerekir ama, yalnız kalmış bir ana- oğlun arasında böyle bir duygusal bağ kurulmuş olması mümkün.
Burada, bir anormallik araman bana da biraz aşırı geldi, bağışla ama.