Dört ayaklı sevgili dostlarımız sizlerden özür dilerim

Gücümüz, ancak sokaktaki kedinin gözüne asit dökmeye yetiyor.

Gücümüz, bir evi bile olmayan sokaktaki garibanın köpeğini, belediyeye zehirlenmesi için şikayete yetiyor. Gücümüz, tüm suçu sadece görevini yapmak olan bir eşeğin gözünü oymaya yetiyor. Gücümüz, sadece size sevgi ve dostluğunu sunmaktan başka bir amacı olmayan bir köpekçiği nişan tahtasına çevirip, onu onlarca saçma ile delik deşik etmeye yetiyor. Çünkü o gücü kullanmadığımız sürece kendimizi aciz, kudretsiz ve bu toplumda ciddiye alınmayan, aşağılık kompleksi içinde hissediyoruz. Onlar ki, buna karşın hálá bizlere o masum bakışları ile "Ben size ne yaptım ki?" derken, belki de bu dünyada yaşama tutunabilmek, yaşam hakkı edinmek için "Daha ne yapmam gerekiyor? Onu söyleyin bari", demek istiyorlar. Hálá pet shop’lardan alıp sonradan sokağa bırakmamıza, elbirliği ile can çekiştirerek zehirlememize, tecavüz etmemize, üretip üretip üzerinden paralar kazanmamıza, barınaklara yaşanan vahşetlere gözümüzü kapamamıza rağmen, onlar bize hálá dost gözüyle bakıyorlar... Onlar artık bizden belki de umutsuz bir şekilde mevcut 5199 sayılı yasaya isyan etmemizi bekliyorlar. İşte bu isyan için 7 Nisan’da Ankara’da olmamızı bekliyorlar; onlar adına konuşalım, barınaklardaki ve sokaklardaki dramlarına artık son verelim diye... Sevgili canlar, dört ayaklı sevgili dostlarımız... Bir hukukçu olarak hepinizden özür diliyorum. Binlerce kez özür diliyorum... Hepinize yetişemediğimiz için değil, kurtaramadığımız için de değil, can çekişmelerinizi engelleyemediğimiz için de değil, zamansızlıktan, parasızlıktan, bilgisizlikten ise kesinlikle değil. Sadece hálá hiçbir makamı, hiçbir yetkiliyi, hiç kimseyi ikna edemediğimiz için... Özür diliyorum! 7 Nisan 2007, Cumartesi "Katilim Kim?" protesto gösterisi, saat 10.00’da Merit Altinel Otel "Mozart Salonu"nda. Sevgili dostlarımız için buluşalım. n Av. Ahmet Kemal Şenpolat / İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı/ asenpolat@superonline.com

Daha biraz önce, Büyükdere’deki bir çay bahçesinde altı yıldır sessiz sedasız barınan, dünya tatlısı bir Golden kırması sokak köpeği Sosis’in ölüm haberi geldi, Feride Hanım’dan... Sanırım Sarıyer Belediyesi itlaf ekipleri bu defa görevdeymişler!.. Bu katliamlar, bu acımasızlık nereye kadar sürecek? Neden hiç kimse bizim sesimizi duymuyor? İçte ve dışta düşmanlarla sarılmış sevgili dostlarımız. Umarım katılım çok olur ve bu defa artık sesimizi duyarlar.

Sevgi nedir ve ne işe yarar

Sevgili Güzin Abla, ben 20 yaşına girmiş bir genç kızım. Bu dünyada kimseden kimseye fayda yok. Ama olgunluğunuza dayanarak, derin tecrübeniz gereği bana yardımınız dokunur ümidiyle size yazmaya karar verdim. Hiçbir yerde huzurum yok. Ne evde, ne işte, ne de sosyal yaşantımda. Hani bitki gibi yaşıyor, derler ya, işte aynen bu durumdayım. Kendimi o kadar yalnız ve berbat hissediyorum ki, kelimelerle ifade edemem. Sanki benim tek dostum, tek kurtuluşum ölüm gibi gelmeye başladı. Tabii ki Allah’ın verdiği canı almaya hakkım yok, yine de canıma kıyabilecek durumdayım. Belki de benim tek noksanım sevgidir. Peki ama sevgi nedir? Ne işe yarar? Kimi sevmek gerekir? Belki de bunu anlayamadığım için böyleyim. Ben de sevdim ama bunu da bana çok gördüler. Gözlerimden akan yaşları engelleyemiyorum. Bana destek olacak kimsem kalmadı, bari sen bir kızın olarak bana yaşamak için cesaret ver... n Rumuz: Bu dünyanın adamı değilim

Canım kızım, kim seni bu kadar kırmış, kim senin o güzelim sevgi dolu yürekçiğini ezmiş, kim seni bu kadar perişan etmiş? Dünya ne yazık ki, yüreğimize yansıyan güzelliklerle dolu değil. Ancak insan olmak, bunlarla mücadele edebilmek demek. Hayat ne yazık ki dümdüz bir yol değil. Sanırım beklediklerini bulamamanın, çevrenden istediğin yakınlığı görememenin getirdiği bir bunalım içindesin. Belki bunun altından tek başına çıkamayabilirsin. İyi bir psikologun yardımına ihtiyacın olabilir. Bazen insan bazı sorunların altından kendi kendine çıkamayabiliyor. Sevgiyi sormuşsun... Güzel yavrum, sevgi insan olmanın en büyük gereği. Dünya sevgi üzerine kurulmuştur. Tüm dinlerin insana öğretmek istediği tek şey sevgidir. Ama ne yazık ki, insanlar giderek sevgiden uzaklaşıyorlar. Bencilce yalnızca kendileri için yaşamayı seçiyorlar. İnsanı, hayvanı, doğayı, çiçeği, böceği sevmeyi unuttular. Yine de hayata karşı bu kadar karamsar bakmamalısın. Ben hálá bu yaşta bile, dünyada çok iyi insanlar olduğuna inanıyorum... Zaman zaman da bazılarına rastlıyor ve bu insanları tanıdığım için Tanrı’ya şükrediyorum.

Genç bir kızda akıntı olabilir mi

Sevgili ablacığım, ben 23 yaşında bir genç kızım. Benim kimseye açamadığım bir sorunum var. Benden koyu renkte, kahverengi, bazen de yeşile yakın ve kokulu bir akıntı geliyor. Sizce bu normal midir? Değilse bir kadın ve doğum uzmanına mı gitmem gerekir? Acaba bu akıntı bir genç kızda nasıl olabilir? Kimseyle bir ilişkim olmadı ki. Bu akıntının tedavisi var mıdır? n Rumuz: Bu nasıl hastalık?

Canım kızım, koyu kahverengi akıntı, eğer adet öncesinde ya da sonunda ortaya çıkıyorsa bu normaldir. Adet günlerinden çok farklı günlerde ise bu bir kanamadır. Yeşil renkteki akıntı, genellikle, cinsel organlardaki mantar enfeksiyonu belirtisidir. Kokulu oluşu da yine bunu doğruluyor. Bu durumda hiç zaman kaybetmeden bir kadın doğum uzmanına başvurmalı, tedavi olmalısın. O teşhis koyabilir, nedenini de açıklar. Kadınlarda her yaşta, cinsel organlarla ilgili rahatsızlıklar, iltihaplar görülebilir. Bu tür rahatsızlıkların mutlaka cinsel ilişkiyle bağlantısı olmayabilir... Ama artık bu hastalıkların çok etkili ilaçları da var. Ancak önce çekinmeyi bir kenara bırakıp, doktora gitmelisin. Nerede oturduğunu bilseydim sana bir doktor önerebilirdim.
Yazarın Tüm Yazıları