Ben de dahil, hanımlar sürekli bir diyet telaşı içinde, ama sonuçta, kilolar duruyor. Üstüne üstlük bir de stres ve umutsuzluk geliyor.
Okurlarımı bu konuda aydınlatmak için, sağlık muhabirliği yaptığım eski günlere geri döndüm, konunun uzmanına danışıp sizleri aydınlatmaya karar verdim. Endokrinoloji, Diabet ve Tiroit Uzmanı Prof. Dr. Metin Özata’dan bilgi aldım:
Tiroit yetmezliği metabolizmayı yavaşlatan, bu nedenle kişilerde kilo alınmasına neden olan bir hastalıktır. Bu nedenle tedavi edilmeden kilo vermek çok zordur.
Tiroit hormon ilaçları ile tedaviyle hastaların çoğunda kilo verme oluşursa da, hastaların % 17’si kilo veremez. Özellikle menopozdaki kadınlarda bu durum daha sık görülür. Tiroit bezi yetmezliği olmadığı halde kilo vermeye çalışanlarda da belirli bir kilo kaybından sonra kilo vermenin durduğu bir dönem oluşur. Bu durum vücudun kendini koruma mekanizmasıdır. Vücudumuz daha fazla kilo kaybına direnç göstermeye başlar.
Bu tiroit hormonlarının azalmasıyla olabildiği gibi, bazı başka hormonların salınmasının artması ile de oluşur. Kalori alımı azaldıkça vücudumuzda hücrelere etkili olan T3 hormonu da azalır, metabolizmamız yavaşlar; kilo verilemez.
Diyet sırasında az yemek yedikçe salgılanan Leptin isimli hormon da aynı oranda azaldıkça, beyindeki iştah merkezini uyararak iştahı artırır ve gıda alınmasını sağlar. Bazı minerallerin eksiklikleri de kilo vermeyi engeller.
Manganez, krom çinko, demir, bakır, kalsiyum ve magnezyum eksikliği özellikle çok önemlidir. Kilo vermek için eksiklikleri tahlillerle saptanıp tedaviyle düzeltilmelidir. Selenyum minerali de metabolizma üzerinde etkili olduğundan kilo veremeyen kişilerde oranına bakılmalıdır.
Omega-3 alımını artırmak kilo vermede faydalı olabilir. Kanda insülin hormonu yüksek ise kilo vermede sıkıntılar oluşur. İnsülin arttıkça iştah da artar, kilo alınır. Bu hormonu azaltmak için şeker yükü yüksek olan karbonhidratlardan kaçınmalıdır.
Beyaz ekmek, şeker, makarna, patates, kek, çikolata gibi gıdalar insülin hormonunu arttırarak kilo vermeyi önler.
Bunların yerine tam buğday unundan yapılmış ekmek (köylü ekmeği gibi), kepekli makarna, nohut, kuru fasulye, mercimek, bezelye, sebze ve meyvelerle beslenmek gerekir.
İnsülin hormonundaki yükselmeler, gün içinde kan şekerinde düşme yaptığı için yorgunluk, baş dönmesi, bitkinlik, öfke, hırçınlık ve açlık hissi yaratır. Bu nedenle karbonhidrat ve yağdan fakir bir beslenme ile ve egzersiz yaparak kilo vermeyi denemelisiniz. Buna rağmen kilo veremeyen kişilerde,depresyon, stres, uyku bozuklukları, bazı mineral ve vitamin eksikleri, gıda alerjileri gibi altta yatan nedenleri araştırmak gerekir.
Prof.Dr Metin Özata’nın kitaplarını temin için:
www.yenisayfa.com.tr
E-mail:
ozata@kablonet.com.tr
Şu andaki arkadaşlığımız süper gidiyor ama
18 yaşında bir delikanlıyım, çok iyi anlaştığım bir kız arkadaşım var. Birbirimize dostum, diye hitap ediyoruz. Ona karşı bir hoşlanma duygusu oluştu.
Sanki onun da bana karşı bazı duyguları olduğunu hissediyorum. Ama şu anda aramızdaki diyalog süper. Bunu bozmak da istemiyorum, sence ona açılmalı mıyım? Açılırsam arkadaşlığımız bitebilir, ne yapmalıyım?
RUMUZ: TEMA
Evet belki arkadaşlık bitebilir, ama yerine çok güzel bir aşk doğar. Ya da sessiz kalır, duygularını belli etmezsen, o senin açılmanı bekliyorsa, beklemekten bıkıp, kaçar.
Madem ondan hoşlanıyorsun, bu riski göze almak zorundasın.
Köşendeki sorunlarda yıllardır değişiklik yok
Güzin abla, seni yıllar önce de takip ederdim. Gerçi o zamanlar bu gönül işlerine dalmış değildim. Henüz 13 yaşlarındaydım. O günlerde bile, kendi kendime şöyle dediğimi hatırlıyorum: ‘Vay be, böyle insanlar da varmış demek, yazık aile dağılacak! Keşke böyle bir yanlış yapmasaydı...’
Bugün çok sevdiğim bir kız arkadaşım var. Kısacası ben de daldım gönül işlerine. Yıllardan sonra köşeni okurken: ‘Hiçbir şey değişmemiş’ dedim.
‘Yine mutsuz insanlar, yine aldatanlar, sevgilisinin arkadaşına göz koyanlar...’
Sevdiğimle biz, şu an birbirimize sonsuz saygı duyarken, insanlar kutsal bağlılık yemini ettikten sonra bile birbirlerini nasıl aldatabiliyorlar, sana bu kadar yüzsüzce ‘Çocuğum kimden acaba?’ diye sorabiliyorlar? Toplumumuzda hala böyle insanların bulunması bu kadar eğitim, kendini geliştirme imkanı varken böyle saçma tatmin yolları araması, çok acı. Allah sana kolaylık versin...
Böyle insanlarla uğraşmak çok zor. Sen de olmasan!
RUMUZ:
SEVİMLİ
Sevgili oğlum, bakıyorum da, son zamanlarda bana sabırlar dileyen, işimin çok zor olduğunu görüp anlayan senin gibi sadık okurlarım giderek artıyor. İşte bu da benim yüreğime su serpiyor. Beni anlayabilmenizden daha büyük mutluluk olabilir mi?
Hele böyle akıllı akıllı gözlemleriyle, okurlarımı benim yerime uyaran gençlere bayılıyorum...