Paylaş
Ben 30 yaşında, Türkiye’de mühendislik eğitimi aldıktan sonra Almanya’ya yerleşmiş ve buradaki bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışan bekar bir kadınım.
Kadının her yaptığının suç olarak gösterilip ezilmesi beni çok üzüyor.
Size yazanların dertlerini okurken inanın nutkum tutuldu.
Özellikle de umutlarımızı bağladığımız bazı gençlerin cahilliği, psikolojik dengesizliği beni derinden üzdü. Siz de tek başınıza onlara yardım etmeye çalışıyorsunuz. Ben de naçizane bu konudaki fikirlerimi paylaşmak istedim.
Belki bu yazacaklarım birilerinin bakış açısını genişletir. Size yazılan en popüler konular, evlilik, cinsel ilişki, poligami (çok eşlilik), ihanet konularından başlayıp genişletilebilir.
Her şeyden önce kadınların tek eşli, erkeklerinse çok eşli olduğuna inanmıyorum. İnancımda ahlak sahibi her insan, tek eşlidir.
Ahlaklı, uygar, aklı başında ve akıl sağlığı yerinde bir insan, sevdiği biri varken ne duygusal ne de cinsel olarak ikinci biriyle ilişkiye, maceraya girer, girmemelidir.
İlişkiler, evlilikler bitebilir ve bitince de yeni bir ilişki başlayabilir.
Ancak bittiğinde, dürüstçe bu beraberliği noktaladıktan sonra...
Size yazılan çoğu mutsuzlukların ana kaynağı, Türk toplumunda çifte standartlar yüzünden kadınların özgürlükleri, maddi ve manevi hakları bastırılıyor, görmezden geliniyor ya da bunlar çocukluklarından itibaren ayıp olarak öğretiliyor.
Belki de bu yüzden kızlar yaşadıkları ilişkiler sonunda ruhen yıpranıyor.
Çünkü her ilişkide kendilerini kirlenmiş hissediyorlar. Aileler çoğu zaman kızlarının ilişki kurmasını hoş karşılamıyor. Belki bu yüzden kızlar ailelerine yalan söylemek zorunda kalıyor.
Bu bile başlı başına psikolojik travma yaratıyor. Erkekler nispeten ‘özgür’ yetiştiriliyor. Şımarmaya da çapkınlığa da hakları var. Ben sizin aracılığınızla aydın, çocuklarını seven ve onları gerçekten korumak isteyen ebeveynlere seslenmek istiyorum...
Lütfen, çocuklarımızı yetiştirirken çifte standart uygulamayın.
Ayrımcılık yapmayın.
Kızlarımızı da erkek çocuklarımızı da ayırt etmeksizin “insan” olarak yetiştirelim... Onlara haklarını aramayı, kendini korumayı, savunmayı, ayakları üzerinde durmayı öğretelim.
Ergenlikte bedenlerinin ve cinselliklerinin farkına varmaları çok doğal. Lütfen, bunu ayıp olarak gösterip utandırmayın... Dayanamayıp, size yazmak geldi içimden. Sağlıkla kalın. ◊ Rumuz: Uyarıcı
YANIT
Sevgili okurum, değerli uyarılarınız ve önerileriniz için teşekkür ederim.
Ülkenizden uzakta da olsanız, elbette eksiklerimizi, yanlışlarımızı görebiliyorsunuz.
Özellikle de ebeveynlere kızlarını yetiştirirken aydınlatıcı olmalarını, sorularını cevapsız bırakmamalarını ben de sürekli hatırlatıyorum. “Onları cinsellik açısından aydınlatın” diyorum.
Nasıl açıklayacağınızı bilemediğiniz durumlarda ebeveynler için yazılmış ya da çocuğunuzun yaşına uygun, gerçek uzmanlar tarafından hazırlanmış kitapları okumasına izin verin. Bunları okumak merakını uyandırır diye korkmayın.
İyi bir uzman tarafından yazılmış kitaplar ona doğru yolu öğretecektir.
Eğer sizin denetiminizde uygun kitaplar okumazsa internetten, arkadaş çevresinden çok uygunsuz yayınları takip edebilir.
Bu da onun ömür boyu yanlış yapmasına yol açar. Sırf bu yüzden birçok kızımızın evlilik hayatında mutsuz oldukları da bir gerçek.
Paylaş