Paylaş
Feyza Hanım, siz ve sizin gibi hayvan dostlarını çok seviyorum. Yazılarınızı her gün mutlaka okuyorum.
Ben de size çevremde gördüğüm hayvan sorunlarından bahsetmek istiyorum. Eskişehir’de yaşıyorum. Eskişehir’in göbeğinde esnaf sarayı denilen koca bir çarşının en alt katında, kuşları, papağanları renk renk kimyasal boyayla boyayarak satıyorlar. Yüreğim dayanmadığı için inmiyorum oraya. Buradaki yerel gazete İstikbal, bu sorunu gündeme getirdi ama sonuç sıfır.
Bir diğer sorun susuzluk. Tüm parklara hayvanların yararlanacağı su kaynakları yapılmalı. Parklardaki fıskiyelerin çevresinde güvercinler, kedi, köpekler dört dönüyor ama su içemiyorlar. Parkın tam karşısında oturduğum için görebiliyorum. Yazın susuzluktan, kışın soğuktan ve açlıktan çektikleri beni canımdan bezdirdi. Bu bölgeler büyükşehir belediyesine bağlı...
Her gün apartmanın önüne su koyuyorum, sabah kap yok. Birileri atıyor kapları. Güvercinler için balkona yem, su koyuyorum, komşularla kavga ediyorum.
Bence biz başaramıyoruz, ama belediyeler bu konuya mutlaka el atmalı. Bu da sizin gibi herkese ulaşan, elinde o sihirli kalem, yüreğinde merhamet olanlara düşüyor.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde eşimin akrabalarını ziyarete gittik Diyarbakır’a. Sokaklar çocuktan geçilmiyor. Bir çığlık, bir bağrışma, neşeyle toplanmış çocuklar gördük. Ne yapıyorlar diye kafamı uzattım. Ne göreyim, birinin elinde çivi, yakaladıkları minik bir yavru köpeğin gözünü çıkarmaya çalışıyorlar. Aklımı kaybediyordum. O anı hatırladıkça şimdi bile ağlıyorum.
Hayvanların kısırlaştırılması lazım her yerde. Ama en çok da Doğu’da... Oradaki hayvanların hali içler acısı. Pek çok hayvansever sanatçı var. Örneğin Sezen Aksu, Ajda Pekkan gibi ünlü sanatçılar, geliri barınaklara kalacak şekilde birer konser verseler, eminim ne Doğu’da ne Batı’da kısırlaşmayan hayvan kalır.
Hayvanların sorunu ile ilgilendiğiniz için, Allah size sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah.
Hasret İnci
Hayır duaların için teşekkür ederim, sevgili Hasret kızım. Ancak anlattıkların benim de yüreğimi acıttı, hele o minik köpeğe yapılanlar... Aman Allahım, çocuklar nasıl böyle vahşi olabiliyor, akıl almıyor.
Belediyelere elbette bu konuda önemli görevler düşüyor. Hayvanları kısırlaştırmak bunların en başında geliyor. Ancak hayvanları insanların acımasızlığından kurtarmak yine bizlere, bizim gibi duyarlı hayvanseverlere, hayvan derneklerine, gönüllülere de düşüyor.
Elimizden geldiğince uyaracağız, anlatacağız, yüreklerine sesleneceğiz. Koyduğumuz kapları atsalar da, komşular tarafından azarlansak da yılmayacağız. Eskişehir için size Sakarya gazetesi yazarlarından sevgili Ece Bilgin’e yazmanızı söyleyebilirim. O da en az benim kadar bu konuda duyarlı, yürekli bir yazar.
www.sakaryagazetesi.com.tr
Babası bizi birlikte gördü
Bu cumartesi sevgilimin babasıyla konuşacağım. Ne yapmalıyım, nasıl konuşmalıyım? Bu tanışma mecburiyetten oldu. Babası kızıyla beni gördü ve doğal olarak kızdı. Bu yüzden karşısına çıkıp konuşmak istiyorum. Bu arada 19 yaşındayım.
Rumuz: sebepsiz
Sevdiğin kızın babasıyla konuşmak istemen çok medenice. Bu yürekliliğin için seni kutluyorum. Ancak ne söyleyeceğini sen düşüneceksin. Sadece açık ve dürüst olmalısın.
Zaten dürüst bir gence benziyorsun, içinden geldiği gibi davranmalısın.
Henüz çok genç olduğunuzu kabul ettiğini ama ilişkinizi ciddiye aldığını söylemelisin. Saygını asla kaybetmemelisin.
Paylaş