Sevgili Güzin Ablacığım, ben 39 yaşındayım ve 14 yıllık evliyim. Eşim benden yaşça büyüktür. Biz severek evlendik ve eşime aşık oldum.
Tek sorunumuz bebeğimizin olmaması. Sorun eşimden kaynaklanıyor. Biz Almanya’da yaşıyoruz. Maddi olanaklarımız iyidir, üstelik en doğal hakkımız bir çocuk. Eşimi çok seviyorum ondan asla ayrılmayı düşünmedim... Bizde düşündük evlat edinmek için çalmadığımız kapı kalmadı. Hemen bütün ülkelere mail attık. Bazıları sen gençsin, eşin senden büyük olmaz, dedi. Türkiye’ye de yazdık, eşin 44 yaşında sen 39... Zor, dediler başka ülkeler de olmaz deyip, kestirip attılar. Uzun lafın kısası bir sonuç elde edemedik. Şimdi senden ricam ablacığım bu konuda ne yapabiliriz. Ülkemizde bir sürü bebek sokağa terk edilirken bizim bebek edinmeye hakkımız yok mu? Eşimin yaşı benim için sorun değilken resmi kaynaklar neden sorun yaratıyor. Tek eksiğimiz bir bebek. Yardımcı olacağınıza inanıyorum ve şimdiden teşekkür ediyorum.
n Rumuz: Tek eksiğim çocuk
Sevgili okurum, elbette bir bebek sahibi olmak sizin de hakkınız. Eşinizin doğum yapamayacak durumda olması, sizin baba olma keyfini yaşamanızı engellememeli. Ayrıca bugün 44 yaş bir kadın için hiç de yaşlı değil. Artık günümüz insanı, tıbbın ilerlemesi sonucu eskiye oranla çok daha uzun yaşayabiliyor... Kaldı ki, hiç kimsenin sizin bu isteğinizi eşinizin yaşını bahane ederek reddetmesi akla mantığa uygun görünmüyor. Yine de o zaman kime başvurdunuz bilemiyorum ama, bana kalırsa size yine hayır Türkiye’den gelecektir. Anavatanınızdan size tam bir ret cevabı gelmemiş. Bu çok iyi bir şey... Düşünün ki, bir sanatçıya, yani bildiğiniz gibi ünlü şarkıcı Nilüfer’e evli olmadığı halde, evlat edinmesine izin verildi. Bu bebeği uzun çabalar ve araştırmalar sonucu alabildi... Bu nedenle sanırım ülkemizde bu işe çok daha sıcak bakıldığını biliyorum. Yeter ki, aile yapınız ve maddi durumunuz bir bebeği büyütebilecek, ona gerekli olumlu yaşam koşullarını sağlayabilsin. Ayrıca Türkiye’de akrabanız varsa, onlar da size yardımcı olabilirler. Bu işi yasal yollardan halletmek en iyisi ama sonuçta nüfusunuza kaydettirmeden, bir akraba ya da zor durumdaki bir tanıdık ailenin çocuğunu da büyütmeyi, yetiştirmeyi deneyebilirsiniz. Çocuk belirli bir yaşa geldikten sonra yasal olarak da kendi isteği doğrultusunda onu nüfusunuza geçirebilirsiniz. Tabii bu işin yasal koşulları vardır. Ama bu gibi kuruluşların hukuk servisleri bunu çok iyi bilirler... Örneğin, Çocuk Esirgeme Kurumu, Kimsesiz Çocuklar Yurtları gibi, yerlere başvurmanızı öneririm. Son zamanlarda bazı çocukları ailelerinin kötü davranışlarından kurtarmak için alıp buraya yerleştiriyorlar. Bunlar arasında minik bebekler bile var... Siz bir girişimde bulunun, reddetmeyeceklerinden eminim.
Ben sevecek olursam, ancak ölüm bizi ayırabilirabilir
Merhaba Güzin Abla, ne zaman ve nasıl okursun bu yazımı bilemem ama seni her gün takip eden bir kişiyim. Ve ben şunu daha yeni keşfettim; günümüzde hep ihanet hep aldatma öyküleri yazılıyor.
Hiç mi aldatmayan yok; hiç kimse mi eşini gerçek anlamda sevmiyor? Madem sevmiyorlar; o halde neden o hayatları çalıyor, neden o kadar saf ve güzel gülleri dalından bir anda koparıp, atıyorlar?
Ben henüz; şu hayatımda kimseyi sevmedim, hiç kız arkadaşım olmadı. Şimdi bu benim suçum mu abla? Ben sakat birisiyim; bir trafik kazasında ayağımı kaybettim. Buradan bütün Türk halkına sesleniyorum; satırlarımı tekrar tekrar okumalarını istiyorum. Ben sakatım hayatımda, hiç kimseyi sevmedim. Ama ben bir kişiyi sever ve ona seni seviyorum dersem dünya álem gelse beni sevdiğimden koparamaz. Ancak ölüm beni ondan ayırabilir. Biliyorum ki insan ölünce bile sevdiğiyle beraberdir. Onu sonsuzsa kadar seveceğime Allah rızası için söz veririm; Gönül kimi severse güzel odur. Hiçbir şey için geç sayılmaz. n E-Posta:
herekelim_1977@hotmail.com
Sevgili oğlum, elbette başına gelen bu kazadan, yaşamının böyle beklenmedik bir yön almasından sen sorumlu değilsin. Ama sende böyle sevgi dolu bir yürek varken, asla umudunu kesmemelisin.
Beraber olduktan sonra önemi hiç yokmuş gibi davrandı
Yaklaşık beş yıldır sevdiğim biri var ablacığım. Biz ayrı şehirlerdeydik. Birkaç yıl çıktık fakat daha sonra benim hatalarım yüzünden aramız bozuldu; ayrıldık. Ama ben hatamı düzeltmek için elimden geleni yaptım. Bu süre içinde tekrar görüştük ve iki sevgili gibi hareket ettik. Artık onun olmamın hiç önemi yokmuş gibi davrandı. Beni istemediğini, hayatımda olmayacağını söyledi. Beni bu halde bırakıp gitti. Her yaz yanıma gelirdi. Bu yaz gelmedi. Ama ben onu hálá seviyorum. Arada telefonla konuşuyoruz ama o hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor. Lütfen yardım et. n RUMUZ: 17 TEMMUZ
Erkeklerin beraber olma konusuna siz kızlar kadar önem vermediklerini hálá anlayamamışsınız. Bu olay onlar için hayati değer taşımaz, onunla beraber olduğun için sana şükran duymasını, sana tapınmasını beklememelisin. O cinsel heyecanının yönlendirmesiyle, senin gibi yıllardır tanıyıp sevdiği bir kızla birlikte olmuş, hepsi bu. Sana belki de daha önceden bir öfkesi bile varsa, bu şekilde özellikle de davranmış olabilir. Senden uzaklaşır uzaklaşmaz, yeniden normal hayatına dönmüş, aranızda geçenleri bir kenara atmıştır belki. Bilemiyorum. Bence en iyisi, ona tüm yüreğini açman, nedenini ona doğrudan sorman. Cevapsız kalmış sorularla yaşayamazsın ki...