Güzin Hanım, birçok önemli buluş ve projemin hayata geçirilmesi ile ilgili ciddi iş adamları ile irtibat kurmak istiyorum. Ancak bunu tek başıma gerçekleştiremiyorum. Lütfen ciddi iş adamlarına konuyu takdim edebilmem için bana yol gösterici olur musunuz? İş dünyasından mail atmadığım kimse kalmadı.
Ben doğrucu muyum? Yalancı mıyım? Bunu bile kimseye anlatamıyorum. Herhangi bir iş adamını Erkut Yıldırım ararsa kimse dinlemiyor, kimse ciddiye almıyor. Ancak aynı şey sizin için geçerli değil. Sizi dinlerler, sizi ciddiye alırlar.
Bu fikri bir yönetici asistanı verdi: ‘Sıradan insanları dinlemiyoruz. Gazeteciler vasıtasıyla bizimle irtibat kurarsan iyi olur’ demişti.
Bana göre sizin konuya çok büyük katkınız olur. Her ne hal olursa olsun, konu beni ilgilendirmiyor. Yok, hiçbir şey yapmak istemiyorum diyorsanız, saygı duyarım.
Tek isteğim, birilerinin beni sadece dinlemesi. Şayet ikna olursa, hedefim olan kişilere, bir de siz dinleyin diyebilmesi. Beni dinleme zahmetine katlanacak mısınız?
ERKUT YILDIRIM
erkutyildirim@yahoo.com
Sevgili oğlum, keşke senin sandığın kadar etkili olabilsem. Keşke senin için ve senin gibi başarılı gençler için bir şeyler yapabilsem. Benim iş adamlarıyla pek işim olmaz. Çünkü beni okuyanların büyük bir bölümü, dertli, sorunlu, maddi açıdan da zor durumdaki insanlardır. Bu yüzden, ne yazık ki sana bu konuda pek yardımcı olabileceğimi sanmıyorum.
Bence sen daha çok internette kendine bir site açarak, kendini tanıtarak, buluşların için sponsor arayarak sesini duyurmalısın. Bir de istersen gazetelerin ekonomi sayfalarına başvur. Ekonomi dergilerine, büyük kuruluş ve iş dünyasındaki ciddi sanayicilere mail at.
Belki içlerinden biri sesini duyabilir ama benim sana yapabileceğim tek şey, burada bu çağrına ve mail adresine yer vermekten ibaret.
Fazla bir faydam olamadığı için beni bağışla. Umarım, buluşların birilerinin dikkatini çeker. Seni tanımak ve dinlemek isteyenler olur.
Ben sevdikçe o benden uzaklaşıyor
Ablacığım, birini o kadar çok seviyorum ki, o da bunu biliyor. 9 ay çıktık, araya ayrılıklar girdi, aldattı, güvenimi sarstı, sevmediğini, yalnızca hoşlandığını söyledi. Bitirmek istedim ama olmadı.
Ne zaman artık bitti desem, o bu ilişkiyi bitirmek istedikçe sanki yüreğimdeki sevgi alevleniyor. Ona gelince, beni sevmiyormuş ama, gitmek istiyor, gidemiyor. O benim çıktıklarım arasında en kalıcısı, onu sevdim çünkü. Bu yüzden vazgeçemiyorum.
Daha önce hiç bu kadar sevdiğimi hatırlamıyorum. Şu an ne ayrıyız, ne de beraber. Ama biraraya geldiğimizde her şeyi sanki çıkıyor gibi yaşıyoruz. Bu her açıdan geçerli.
Sizden istediğim bana bu konuda bir akıl vermeniz. Annem de biliyor ama beni yönlendiremiyor. Yüreğim ona çok alıştı, ne yapmam gerekiyor?
RUMUZ: HAYAL PERİSİ
Tek taraflı bir aşk yaşadığın ortada güzel kızım. Bu genç adam, açık sözlü. Seni kandırmıyor, senden yalnızca hoşlandığını açıklamış. Seni sıradan bir flört olarak görmüş. Başkalarıyla ilişki kurmaktan kaçınmamış.
Seninle beraber olduğu anlarda da, elbette hoşlandığı ve kendisini böyle deli divane seven, bir kızla yakın olmaktan kendini alamıyordur. Bence kendini pek fazla kaptırmışsın. Karşılık bulamadığın bu sevgiyi kalbine gömmelisin.
Hem 9 ay nedir ki? İnsanlar yuva kurup, ayrılabiliyorlar. İradeni kullan. Yazık değil mi sana? Yüreğinin kapılarını kapatma ki, başka sevgilere açılabilsin. Kimbilir anneciğin sana nasıl üzülüyordur!
10 aylık evliyim ama eşim ilgisiz
Merhaba abla, ben 26 yaşında çalışan ve henüz 10 aylık evli bir genç kadınım. Sizinle dertleşmek için yazıyorum. Sorunum eşimin ilgisizliği. Aslında beni sevdiğini biliyorum ama, bana karşı son derece ilgisiz olması beni mutsuz ediyor.
Bu konuyu eşimle defalarca konuştum, ama o bana, yapısının bu olduğunu, sevgisini belli edemediğini, bunu beceremediğini söylüyor Ama ben bu sözlerine inanmıyorum. İstediği zaman sevgisini göstermeyi çok güzel başarıyor.
Ne yapacağımı bilmiyorum. Konuşacak kimsem de yok, bana akıl verin. Eşimi çok seviyorum, onu kaybetmek de istemiyorum.
RUMUZ: UMUT RÜZGARLARI
Sevgili kızım, eşin doğru söylemiş. Erkeklerin büyük bir kısmı, duygularını açıklamayı beceremezler. Bu onların yapısından kaynaklanıyor galiba. Bir erkeğin akşamları eve gelmesi, eşinin yaptığı yemeği beğenip, ‘Eline sağlık’ demesi, sevgi işaretidir.
Ben birçoklarından duymuşumdur ki, ‘Canım, akşamları eve gidiyorum, yanında oluyorum ya.. Daha ne istiyor?’ derler. Eşlerinin bununla yetinmesini beklerler. Oysa bırak senin gibi henüz birkaç aylık evli genç bir kadını, 20 küsur yıllık evli kadınlar bile, eşlerinden bir tatlı söz, bir sıcak ilgi beklerler. Örnek bir Anadolu kadını olan, okuması yazması bile olmayan yardımcım, bana bir gün eşiyle ilgili şu şaşırtıcı sözleri söylemişti:
‘Abla, benimle sevişmeden önce, aklına tatlı bir söz etmek bile gelmiyor. Nasıl adam bu?’ O zaman düşünmüştüm de, kadın kadındır. Hangi sınıftan, hangi eğitimden, hangi düzeyden gelirse gelsin. Sevgi bekler, iltifat bekler, eşinin ağzından güzel bir söz işitmek ister. Mutlu olmak isteyen erkeklere bunu her gün hatırlatmak gerekiyor, sanırım.