Bugün de sıra ALDATAN KADINLARIN sorunlarında

Eşimi aldatıyor ve suçluluk duyuyorum

Sevgili Güzin abla, ben çok büyük bir hata yapıyorum ve işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum. 31 yaşında, 10 yıllık evli ve 7 yaşında kızı olan bir kadınım. Evliliğimde büyük bir problem yaşadığımı söyleyemem, çünkü eşime haksızlık etmiş olurum. Eşim kendi halinde, evine, kızına ve bana değer veren bir insan. Her evlilikte olduğu gibi bazı sorunlarımız oldu. Sebebi de uzun süre işsiz kalmasıydı. Yine de onun işsizliğini hiçbir zaman yüzüne vurmadım. Zaten evimiz kira değil, ben de çalışıyor ve iyi kazanıyorum. Eşim de şu an çalışıyor.

Ben sana asıl nerede ve nasıl hata yaptığımı yazmak istiyorum. Şu anda benden 6 yaş küçük birine aşığım. Onunla internette okey oynarken tanıştık; o bana daha ilk andan itibaren aşık olduğunu söyledi. Önceleri dalga geçtim. Evli olduğumu söyledim, ama "Benim için bir şey değişmez, sana aşığım" dedi. Sonra yüz yüze de görüştük. Görüşmeye devam ediyoruz. Yanlış anlama, aramızda cinsel açıdan bir şey olmadı; olamaz da.

Zoruma giden, şu an eşimi aldatıyor olmam, kendime engel olamamam. Boşanmak, özgür olmak istiyorum. Evliliğin bana göre olmadığını düşünüyorum. Demek ki ben eşimi aldatmaya meyilliyim. Eşim bunu kesinlikle hak etmiyor. Şu an yakalanmaktan, eşime açıklama yapamamaktan korkuyorum. Yalvarırım bana mantıklı bir öneride bulun.

RUMUZ: OTONOMİ

Sevgili kızım, eşine haksızlık ediyorsun da 7 yaşındaki masum kızına haksızlık etmiyor musun? Şimdiye kadar eşinden hiçbir şikayetin olmamış, ama bu genç adam senin kafanı karıştırmış. Elbette evliliklerde 10 yıllık bir süreç sonrası, eşler birbirlerine ilk günlerdeki gibi aşk sözcükleri söylemezler, davranışlarında belirli bir rutin dikkat çeker. O eski heyecan kalmamıştır belki, ama aradaki bağ, aile olmanın getirdiği sevgi ve güven bambaşka bir duygudur.

Bu genç adamın samimi olmadığı daha seni internette ilk tanıdığı gün sevdiğini söylemesinden anlaşılıyor. Nasıl inanıyorsun ona? O elbette bir eğlence peşinde, heyecan peşinde. Senin yuvanı yıkmak üzere olduğunun ise farkında bile değil, hiç önemsemiyor hatta... Aklın bu sevgi sözcükleriyle, gördüğün ilgiyle karışmış. Aranızda cinsellik yokmuş ama böyle giderse o da kaçınılmaz. Onu hemen terk et, yuvanı yıkma. Sonra çok pişman olursun.

Onunla hırs uğruna devam eder gibiyim

Merhaba, ben 30 yaşında bir çocuk annesi bir kadınım. Yaklaşık 9-10 ay önce, benim gibi evli bir adamla arkadaş oldum. Sonra birbirimize aşık olduk ya da öyle sandık. İlişki 4 aylıkken ikimizin de eşleri her şeyi öğrendi ve kıyamet koptu. Eşimle uzun tartışmalardan sonra sular duruldu; ayrılamadık.

Eşim beni çok seviyor, ben ise çok karışık durumdayım. Onunla hálá görüşüyorum ama sanki bu sevgi olmaktan çıktı, hırs oldu bende. Onun birkaç gün önce bir çocuğu oldu, bu da aramıza set çekti. Eskisi kadar aramıyor. Sanırım çocuk bana olan ilgisini azalttı.

Aslında ben de artık onu sevdiğimden pek emin değilim, ama onu düşünmekten kendimi alamıyorum. Eşimle de aramızda benden kaynaklanan inanılmaz bir soğukluk var. Sanırım asıl istediğim eşimden de ondan da kurtulmak...

RUMUZ: ÇOK KARIŞIĞIM

Sevgili kızım, işte kendin de itiraf etmektesin, "Hırs yaptım, onu sevdiğimden emin değilim" diyorsun. Öyleyse, eşin sana bu kadar anlayışlı davranmışken, sırf hırs uğruna onunla bu beraberliği sürdürmek niye? Hem de onun yeni minik bir yavrusu olduğunu bile bile... Bir düşünsene, senin de bir yavrun var. Eşinin böyle bir davranışını nasıl karşılardın? Nasıl tepki gösterirdin?

Kendini bir de o yeni doğum yapmış kadının yerine koysana... Ya da eşinin yerine koy. Bence kafanı karıştıran, bu olmayacak ilişki... Ondan vazgeçtiğin anda, eşine dört elle sarılacaksın. Olgunluğunu düşünüp, eşini daha çok sevmelisin. Belli ki o seni gerçek anlamda seviyor. Ama her zaman bu kadar anlayışlı olamaz.

Kocamdan ayrılınca o da beni terk etti

Sevgili Güzin abla, ben 33 yaşında iki çocuklu bir kadınım. Aslında severek evlendim, fakat evliliğimin başından beri hiç mutlu olamadım. Eşim çok sinirli, çok dengesiz biri, öte yandan da duygusal.

Hep çalıştım. Eşime iş beğendiremiyordum, o da kendini içkiye, kumara veriyordu. Ben de üstüne varmak istemiyordum. Ama evliliğim yürümüyordu, onu artık sevmiyordum, yatağı bile paylaşmak istemiyordum. Senelerdir onun dengesizliğini çekmek beni de psikolojik olarak çökertti. Her şeyin sorumluluğunu ben üstlendim. Hiç mutluluk nedir bilmedim. Yine de kocamı bir gün olsun aldatmayı düşünmedim. Ta ki o karşıma çıkana kadar...

Birden aşık oldum. Hayatımda ilk defa birinden bu derece etkilenmiştim. Görüşmeye ve yavaş yavaş yakınlaşmaya başladık. Onunla olduğum zamanlarda öylesine mutluydum ki... Bunlar "İşte yaşıyorum" dediğim anlardı. Fakat evime döndüğümde çocuklarıma karşı, evime karşı o kadar vicdan azabı çekiyordum ki...

Sevdiğim adam ayrılmama sebep olmak istemiyordu. Kararlarımı kendi irademle vermemi istiyordu. Sonuçta benim evliliğim zaten bitmişti, yürümüyordu. Onu seviyordum; onun için özgür olmak istiyordum. Sevdiğim güzel sözlerle ve ilgisiyle öyle inandırmıştı ki beni. Gerçeği boşanma dilekçesini verdikten sonra gördüm.

Kocam evden ayrıldıktan sonra, o rahatsızlık duydu, ilişkimizi bitirmek istedi. Bahaneydi tabii; yerle bir oldum, çok acı çektim, hazmedemedim. İki çocuğum var, evlenip boşanmış bir kadınım. Çevresinin, ailesinin, arkadaşlarının ne düşündükleri onun için çok önemliydi. Böylelikle kolayı seçti ve her şeyi bittirdi. Belki her şey sadece cinsellikti de ben aldandım.

Ama böyle olmamalıydı. Bir erkek sadece laf olsun diye seviyorum deyip, bir kadını etkilemek amacıyla boş konuşmamalı. Beni çok mutsuz etti. Artık çocuklarıma ve kendime, hayal kırıklıklarından, acılardan uzak tertemiz bir sayfa açıyorum.

Sevgili okurlarınıza da tavsiyem: Sevmeyin, güvenmeyin. Ama biliyorum ki hepsi boş; insanlar sevmeden yaşayamaz ki...

RUMUZ: KALBİMİN GÜLÜ
Yazarın Tüm Yazıları