Paylaş
Erozyonun canına okuduğu, günlerce çöl rüzgârlarının estiği bir bölgede oluşturduğum ormandan güzel yurdumun güzel insanlarına sesimi duyurmak istiyorum.
Ben ne İskender, ne Sezar, ne de Fatih’im; emekli matematik öğretmeniyim. Bir karış toprak fethetmedim; fakat binlerce duygulu, sağlam yürekli, güçlü çalışan beyin yetiştirdim. Hep düşündüm: Ülkemizde kötülüklere bulaşmış ve ne yapacağını bilmeyen atıl durumda yığınla insanımız var. Eğer bunlar doğru bir şekilde eğitilselerdi, birçoğu ülkesine yararlı işler yapan kişiler olurdu.
Öğretmenlik yaptığım yıllarda, yetiştirdiğim insanlara, kötülüklerden uzak durmayı öğrettim, yararlı işler yapan kuşaklar yetiştirdim.
Emekliliğimde ise, ülkemizin en fakir ve işe yaramaz sanılan topraklarından bir bölümünü verimli hale getirerek, yeşil bir kuşak oluşturup insanlarımıza aslında hazineler üzerinde aç oturduğumuzu hatırlattım. Bizler risk üstlenmeden, sıkıntı çekmeden, bir şey harcamadan, bir şeyler elde etmek istersek bu hayal olur.
Biliyorsunuz sabır; omuzlanan işi sonuna kadar götürürken, rüzgâr tersinden esmeye başladığında geri adım atmamak, yükü sırtından atmamak demek; insanın inandığı şeye olan bağlılığı, onun uğruna ödediği ile orantılıdır.
Ben susmamalıyım, sesimi yükseltip yöneticilerin, yazarların ve bilim adamlarının vicdanlarını harekete geçirmeliyim. Ben varlıklı değilim. Siyasi gücüm yok. Fakat ülkeme aşığım. Aşık olan fedakârlık yapar. Ülkemde günde kırk defa gündem değişse de; bu orman yaratma işinin gündemden düşmemesi gerekir. Bu can bedende oldukça orman dikmeye devam edeceğim inşallah.
Bu oluşumun sizin aracılığınız ile duyarlı kişilere, yetkililere anlatılması da en büyük dileğimdir. Zira naçizane oluşturduğum bu eser, sizlerin de manevi destek ve gayretleriyle devam edecek.
Rahim Demirbaş / Konya-Ereğli
Ben emekli bir matematik öğretmeniyim. Binlerce sağlam yürekli, güçlü çalışan beyin yetiştirdim. Şimdi ise ülkemizin en fakir ve işe yaramaz sanılan topraklarından bir bölümünü verimli hale getirmeye çalışıyorum.
Öğretmenlerimize saygım sonsuzdur, her zaman onların yanında olmaya, dertleriyle, sorunlarıyla ilgilenmeye çalışıyorum. Sizin de böyle kutsal bir görevi üstlendiğinizi öğrenmek, yazar, bilim adamı, gazeteci gibi kişilerden manevi destek beklediğinizi görmek beni gerçekten duygulandırdı.
Keşke herkes sizin gibi davransa, kendini ülkenin eksik kalmış bir ihtiyacına adasa...
Emekliliğinde, kahvede oturup, boşa vakit harcamak yerine böyle bir ideal peşinde koşsa, ülkemiz kısa zamanda cennete dönerdi. Yanan, kül olan ormanlarımızın yerine yenileri doğardı. Çöle dönmek üzere olan topraklarımız yeşil bir cennete dönüşürdü. Keşke sesimizi duyan olsa...
Paylaş