Biyonik göz ülkemizde uygulanabiliyor mu

Merhaba Güzin Abla, 32 yaşında genç bir kadınım. Doğum esnasında kuvözde gözüme fazla ışık verilmesi sonucu görme kaybına maruz kaldım. Yani bir gözüm sadece ışığa duyarlı ancak görme hiç yok.
Geçenlerde Hürriyet gazetesinde “Biyonik göz Türkiye’ye geliyor” başlıklı bir haber okudum. Haberde şöyle diyordu: “Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi onaylı ve CE sertifikası bulunan ‘Biyonik Göz’ ameliyatı, 17 Aralık’ta İstanbul’da düzenlenen basın toplantısıyla tanıtılacak. Göz yuvarlarına yerleştirilen elektrot, bağlantılı bir kamera ve gözlükten oluşan sistemle beyne görsel bilgi iletilmesi ve bu sayede görme işlevinin gerçekleşmesi sağlanıyor.”
Öğrenmek istediğim acaba bu yeni teknoloji ile ben ve benim durumumda olan kişilere herhangi bir fayda sağlanacak mı?
Rumuz: A.

Bu konuda en güvenilir bilgiyi, retina alanında uzmanlığıyla bilinen Doç. Dr. Yusuf Durlu’dan alabilmemiz mümkün. İşte doktorun verdiği bilgiler:
“Biyonik göz uygulaması tamamen kör olan hasta için yüzde beşe yakın sınırlı bir görme yetisi kazandırabilmektedir.
Fakat, hastanın ameliyat sonrası görme yetisi siyah-beyaz olup detaydan yoksundur, renkleri ayırt edemez, görme kalitesi çok düşük olduğu için ve tek göze yapıldığı için üç boyutlu göremez.
Hastanın ameliyattan sonra yanında devamlı bilgisayar taşıması gereken ve ileri teknolojiye dayalı bu yöntemin uygulaması çok pahalıdır. Retina implantındaki elektrot sayısı 60 adettir. Elektrot sayısı ve niteliklerinin geliştirilmesi gereken yönleri vardır. Günümüzde Almanya’da geliştirilen ve henüz onaylanmayan farklı bir retina altı implantındaki gelişmeler ise yüz güldürücüdür. Karar vermek için acele edilmemesi gerekir.
Konuyu biraz daha açmak gerekirse;
1- Biyonik göz sanıldığı gibi gözü değiştirerek yapılmıyor, gözün arkasındaki retinanın önüne küçük bir çip yerleştiriliyor.
3- Ülkemizde de bu uygulanabilir. Fakat ameliyat sonrası olası sonuçların çok net ve açık bir şekilde hastaya anlatılması gerekir.
Yöntem çok pahalı, görsel sonuçları sınırlı. Yöntemde özel kameralı gözlük kullanılıyor. Ayrıca görsel bilgiyi işlemek için özel bir bilgisayara gereksinim var. Ameliyat sonrası hasta hâlâ tek başına dışarı çıkamıyor.
Şu anda sadece tamamen kör olan tavuk karası hastalarında uygulanıyor.
4- Sonuç olarak; uygulama alanı sınırlı olan bir yöntemin sanki tüm kör hastalarda çareymiş gibi anlatılmasının önüne geçilmesi gerekiyor.”
Doç. Dr. Yusuf Durlu