Paylaş
Rumuz: Ş.Ö
Sevgİlİ Güzin Abla, 25 yaşında bir kadınım. 15 yaşında aşık oldum, gizlice dört yıl arkadaşlık ettik. Sonunda beni kaçırdı, evlendik. Bir yıl birlikte oturduk, daha sonra askere gitti. Ailesiyle oturmak zorunda kaldım. Ondan sonra hayatım zehir olmaya başladı. Zaten ben evlenir evlenmez dünyam karardı. Çünkü eşimle cinsel beraberliğimiz olmadı. Beş yıldır evliyim ama hala bakireyim. Hocaya gidin dediler, gitti. Bir şey bulamadılar. Doktora gittik, o da bir sorun olmadığını söyledi. Psikoloğa bile gittik. Daha sonra da eşim ailesinin kararıyla benden ayrıldı. Şimdi ayrıyız ama hala birbirimizi seviyoruz. Üstelik evlerimiz karşı karşıya bu yüzden kahroluyorum. Onu unutamıyorum.
Sevgili Kızım, her şeyden önce çok genç yaşta arkadaşlığa başlamışsınız. İkiniz de çocuk yaştayken tanışmışsınız.
Eşin de çok genç. Belki yaşadığı heyecanlar ya da bazı sorunlar sana karşı tutuk olmasına yol açmıştır. Aslında hocaya gitmeniz çok yanlış. Bu zamanda böyle şeylere inanmamalısın. Bu büyü müyü, gibi olayları aklınızdan çıkarın.
Ancak aile baskısı, ailenin etkisi eşini psikolojik açıdan çökertmiş olabilir. Cinsel yaşamın önce beyinde filizlendiğini biliyorsun. Eşin sana karşı rahat değil anlaşılan. Ailesinin isteğiyle senden ayrılması da bunu gösteriyor. Belli ki seni istememişler, bu yüzden çocukcağızın beynini yemişler. Yine de aranızdaki sorunun bir psikolog yardımıyla çözümleneceğine inanıyorum. Ancak cinsel konuları ve seks yaşamını uzmanlık dalı olarak ele alan bir psikolog bulmalısın. Sanırım İstanbul Tıp Fakültesi hastahanelerinde bu alanda çalışmalar yapılıyor. Bir soruşturabilirsin. Eşinle oraya gidip, belki de uzunca bir süre birlikte tedavi görebilirsiniz. Ama önce, eşinle birlikte ailesinden uzak bir yere taşının.
Yaşlanmaktan çok korkuyorum
Bahçelievler'den Bunalımdayım
Sevgİlİ Ablacığım, hayatımı umutsuzluğa sürükleyen, karamsarlığa iteleyen bir sorunum var. Belki de beni deli sanabilirsiniz. 25 yaşındayım. Bir yıllık evliyim. Eşim çok yakışıklı fakat bana bağlı bir erkek. Sorunum kendimi çirkin bulmam. Çirkinleşmekten ve yaşlanmaktan müthiş korkuyorum. Giderek yaşlandığımı düşünüyor ve bunalıma düşüyorum. Yüz hatlarım artık eskisi gibi değil diye üzülüyorum. Kendi kendime bunu kuruyor ve aşırı dert ediniyorum. Yüzümün hatlarının çöktüğünü görüyorum. Yüzüm kırışıyor bu yüzden kendimi çok çirkin buluyorum. Oysa eşim de, çevremdekiler de benim güzel olduğumu söylüyor. Ama ben aynalardan kaçıyorum. Ablacığım acaba ben anormal miyim? Lütfen beni bu dertten kurtarın, yoksa kendimi öldürebilirim.
Canım Kızım, o nasıl söz öyle. Allah korusun. Aklına bile getirme böyle şeyleri. Bir kere daha çok gençsin. Galiba seni çok erken evlendirmişler. Bu yüzden kendini zamanından önce yaşlanmış gibi hissediyor olabilirsin. Yaşlanma korkusu seni sarmış. Oysa herkesin hayata yeni adım attığı bir dönemdesin. Bugünün gençleri lise ve üniversite hayatını işte bu senin yaşında tamamlayıp, işe yeni başlıyor. Ya da senin yaşında belki evlenmeyi düşünüyorlar. Hayatın ilk adımlarını atıyorlar. Sen ise yaşlanmaktan söz ediyorsun. Kendini beğenmemek de sende bir sabit fikir olmuş. Acaba evliliğinde mi mutsuzsun? Eşinde aradıklarını bulamıyor musun? Kızım bütün bunlar psikolojik bir rahatsızlığın eşinde olduğunu gösteriyor. Depresyon geçirmek üzeresin. Bunun için mutlaka bir psikologla görüşmeli, bu gereksiz bunalımın gerçek nedenlerini araştırmalısın. Yoksa senin yaşında insan yaşlanmaktan ve çirkinleşmekten söz eder mi? Senin cildin şimdi pırıl pırıldır. Gözlerin ise parlak, neşe dolu olmalı. Ama sen üzüntü ve sorunlarla kendini zorla mutsuzluğa itiyorsun. Kısa süre bir ilaç tedavisiyle hemen bu sorunlarını atlatabilirsin. Hava değişikliği de sana iyi gelir.
Paylaş