Merhaba Güzin abla... Ben, yurtdışında yaşayan, üniversiteye giden bir genç kızım. Sorunum eski erkek arkadaşımla ilgili... “Eski” diyorum, çünkü kendisi ortada hiçbir neden yokken benden ayrıldı.
Ben yurtdışında, o Türkiye’de yaşadığı için internette tanıştık. Hoş bir sohbet doğdu aramızda, çok iyi anlaşıyorduk. Daha sonra birbirimizi gördük ve duygularımız zamanla aşka dönüştü.
Ben eğitim nedeniyle geçen ay kısa bir süreliğine Türkiye’ye gelmek zorunda kaldım. Onun da geleceğimden haberi oldu. Ama kendisine görüşme imkanımızın olmadığını söyledim. Çünkü gerçekten sınırlı zamanım vardı, görüşme fırsatı bulamayacaktım.
İlk başta buna çok kızdı. “Türkiye’ye geliyorsun ve benimle görüşmek istemiyorsun” dedi. Ben de “Sana fazla zaman ayıramayacağım ama yine de görüşmeyi çok istiyorum” dedim. Bunu gurur meselesi yaptı, beni görmeye gelmeyeceğini söyledi. Üzülmüştüm ama yapacak bir şey yoktu... Ta ki onu havaalanında karşımda görene kadar! Evet, gelmişti. Bana sürpriz yapmıştı. ınanılmaz derecede heyecanlandım, sevindim.
Bu kısa süre içinde çok fazla buluşma ve görüşme imkanımız olmasa da, ben her ne kadar istemesem de, onun ısrarları üzerine birlikte olduk. Birlikte olduğum ilk insandı. şimdi bakire olup olmadığımı bilmiyorum, çünkü ilişki sırasında kan gelmedi. Neyse... Ben yurtdışına döndüm, havaalanında zor ayrıldık ve o ana kadar hep beni sevdiğini, en kısa zamanda yeniden Türkiye’ye gelmemi istediğini söyledi. Ama ne olduysa bundan sonra oldu.
Artık telefon görüşmelerimizde çok farklı konuşuyordu, gereksiz yere kavga çıkarıp sonra da beni suçluyordu. Günlerce konuşmadığımız oluyordu. En sonunda benden ayrılmak istediğini söyledi. Neden olarak da ruh halinin iyi olmamasını, biraz kafasını dinlemek istemesini gösterdi. Çok yalvardım, çok ağladım ama dinlemedi. Kirli bir mendil gibi kenara attı beni... Güzin abla, şimdi ben ne yapacağım? Son ana kadar beni sevdiğini söyleyen insan, ne oldu da benden ayrıldı? Neden beni istemediğini söyledi? Oysa ona güvenmiştim.
Çok çaresizim. bunalımdayım. Kimseye bu durumu anlatamıyorum. Ailem başta olmak üzere çevremdeki herkes bir şeyler olduğunu seziyor ama kimseyle konuşamıyorum, “Beni kullanıp attı” diyemiyorum.
Her gece başımı yastığa koyduğumda vicdan azabından sabahlara kadar ağlıyorum. Derdimi paylaşacak kimsem yok, kimse beni anlamaz. Bakire olup olmadığımı da bilmiyorum. Yaşadığım yer küçük, bir gören ya da duyan olur diye doktora gitmeye korkuyorum.
Sizden bir abla, bir anne olarak yardım istiyorum. Ne yapmam lazım? Bu acıdan, bu vicdan azabından, bu pişmanlıktan ve bu düşüncelerden nasıl kurtulabilirim?. Geceleri başımı yastığa nasıl rahat koyabilirim? Ne olur yardım et. Akıllı olmak, güzel olmak cidden yetersiz, bize şans lazım şans! RUMUZ: İNSAN NE İSTERSE ONU YAŞIYOR
Sevgili kızım, akıllı olmak diyorsun da, bağışla ama bu anlattıkların pek de akıllı bir kızın yapacaklarına benzemiyor! Ya akıllısındır, aklınla hareket edersin, mantığını kullanırsın... Ya da duygusalsındır, aklını ve mantığını bir kenara itersin.
Bana kalırsa sen duygularınla hareket etmiş ve hata yapmışsın. Çok fazla tanımadığın, ancak internet aracılığıyla görüşebildiğin bir erkekle, sırf o ısrar etti diye beraber oluvermişsin. Bu akıllı bir kızın yapacağı iş mi?
Sen şimdi olayı “bakire olmamandan kuşkulandı da o yüzden senden uzaklaştı” şeklinde görmek istiyorsun. Oysa olay, sorumsuz pek çok gençten birinin (ki bunlar nedense hep internet ortamında bulunuyor) oyununa gelmenden ibaret.
Doktora gidip bekaret durumunu öğrenmelisin kızım. Ayrıca bu gençle de artık kesinlikle görüşmemeli, onun seni gerçekte sevmediğini düşünerek ondan bir an önce kopmalısın.
Aldatıldım ve iftiraya uğradım
Merhaba Güzin abla, benim yaşadığım şey aslında pek de yabancı olduğun bir konu değil. Sadece biraz daha karmaşık: Ben kandırıldım, aldatıldım, iftiraya uğradım. Üstüne üstlük bir de yalancı oldum! Oysa bunları hiç hak etmemiştim. Uzun zaman önce, bir adamla beraberdim. Kendisi yurtdışında olduğundan, çok sık olmamakla beraber fırsat buldukça bir araya gelmeye çalışıyorduk. Hani insan sevince gözü bir şey görmez ya, sanırım ben de bu bahanenin arkasına saklanmaya çalışacağım. Üçüncü yılımızı doldurmamıza birkaç gün kala bu adam bana yüzük aldı. Ama tamamen şanslı bir tesadüf sonucu, hayatında başka bir kadın daha olduğunu öğrendim. Bana telefon edip kendisini affetmem için yalvardı, ben kesin tavrımı koyunca bu kez de diğer kızın üzerine oynadı. Kıza benimle ilgili türlü yalanlar söyleyerek sanki ben onun peşini bırakmıyormuşum gibi bir hava estirdi. Aradan dört ay geçtikten sonra, bu adam tekrar beni sağdan soldan sormaya ve aramaya başladı. Bu süre içinde ben sözlenmiştim; çok uzun süredir arkadaşım olan ama benim önceden hiç fark etmediğim bir beyle... Bu arada adamın sevgilisi, onun beni yeniden aradığını öğrenince bana telefon açtı. Bu adam yine binbir dalavereyle suçu benim üzerime atmaya çalıştı, ama bu sefer hazırlıklıydım. Her türlü kaydı, mesajı saklamıştım. Ve yerine ulaştırdım. Bana attığı iftiralara inanamazsınız. Ama nişanlım söylediklerinin hiçbirine inanmamıştı zaten... Aynı ay içinde evlendik. Bu kadar zaman sonra bunu size yazmamın sebebi, sadece bir şeyi hatırlatmak: Bir adam yalan söyleyip aldatabiliyorsa, o kişiden mutlaka uzak durmalı... Ben uçurumun kıyısından döndüm ve şu an inanılmaz mutluyum. ışin ilginç yanı, hayatımı her iki yönde de değiştiren aynı adam. Önce mahvetti, sonra onun sayesinde gerçek sevgiyi, dostluğu, güveni ve aşkı buldum. Hatta nerdeyse kendisine teşekkür edeceğim! RUMUZ: SAYESİNDE AŞKI BULDUM
Kutlarım kızım, sen gerçekleri görebilmiş ve kendini yaşadığın uzun beraberliğe rağmen kurtarabilmiş şanslı kişilerden birisin. Ben de yıllardır gençlere bunu anlatmaya çalışıyorum: Sizinle oynayan, size yalan söyleyen, sizi küçük düşüren ve hiç düşünmeyen biriyle her ne olursa olsun tüm ilişkinizi hemen kesin. Eğer biraz gururunuz varsa, onu aklınızdan çıkarabilmek için ne gerekiyorsa yapın, ki bu da hiç zor değil.