Paylaş
Sayın Bakan, bu konudaki yasanın çıkarıldığını, ancak çok fazla yayılmadığı için halkın bilinçlenmediğini söyleyerek bu yasanın köşemde yayınlanmasını istedi. Ben de dileğini yerine getiriyor, halkımıza yeni yasanın kadına ne gibi haklar getirdiğini buradan açıklıyorum.
4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun
‘Aile içi şiddet’ kavramını hukuk sistemimizde ilk kez tanımlayan, şiddet mağdurlarını korumayı amaçlayan reform niteliğinde bir düzenlemeydi. Uygulamadan kaynaklanan eksikliklerin giderilmesi ve kapsamının genişletilmesi amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı” hazırlanmıştır. Bu tasarı, toplumun tüm kesimlerinin görüşleri alınarak ve Sivil Toplum Kuruluşları ile 23, kamu kurum ve kuruluşları ve akademisyenler ile 14’e yakın toplantı yapılarak hazırlanmış ve 8 Mart 2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde tüm partilerin oy birliğiyle kabul edilmiştir.
Ancak en mükemmel yasa dahi kadına karşı şiddetin önlenmesine yeterli gelmemektedir. Asıl olan, kişilerin duyarlılığının ve farkındalığının oluşturulmasıdır.
- Kanun ile şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan tüm kadınların, çocukların, diğer aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
- Kanun ile literatürde “İstanbul Sözleşmesi” olarak da anılan “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”ne uygun olarak fiziksel, sözlü, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddeti de kapsayacak şekilde “şiddet”, “ev içi şiddet”, “aile içi şiddet”, “kadına yönelik şiddet” gibi kavramlar tanımlanmıştır.
- Tedbir kararı, ilgilinin talebiyle, Bakanlık görevlileri, kolluk görevlileri ya da cumhuriyet savcısının başvurusu üzerine ilk seferinde altı aylık bir süre için verilecektir.
- Kanunda tedbir kararlarının verilmesi hususunda hâkimlerin yanı sıra mülki amirlere, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de 24 saat içerisinde hakim veya mülki amire onaylatmak koşulu ile kolluğa yetki ve görev verilmiştir.
- Şiddet veya şiddet uygulama tehdidinin varlığından haberdar olan herkes, bunu resmi makam ve mercilere ihbar edebilir.
- Tedbir kararı ile birlikte korunan kişi ve diğer aile bireylerinin kimlik bilgilerinin ve adreslerinin tüm resmi kayıtlarda gizli tutulacağı belirtilmiştir.
- Şiddet uygulayan kişinin tedbir kararlarına aykırı hareket etmesi halinde zorlama hapsine tabi tutulacağı düzenlenmiştir.
- Ayrıca şiddetin önlenmesi, koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkin olarak uygulanmasına yönelik destek ve izleme hizmetlerinin 7 gün/24 saat esası ile yürütüleceği, “Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri”nin kurulması ve verilecek destek hizmetleri düzenlenmiştir. Söz konusu merkezlerin görevlerinden bazıları şunlardır;
- Şiddetin sonlandırılması için çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmak,
- Korunan kişilerin hakları, destek alabilecekleri kurumlar, iş bulma ve benzeri konularda kişiye rehberlik etmek ve meslek edindirme kurslarına katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak,
- Tedbir kararlarının uygulanmasının sonuçlarını ve kişiler üzerindeki etkilerini izlemek,
- Psiko-sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümünde korunan kişiye yardım etmek,
- Şiddet uygulayan kişinin öfke kontrolü, stresle baş etme, şiddeti önlemeye yönelik farkındalık sağlayarak tutum ve davranış değiştirmeyi hedefleyen eğitim ve rehabilitasyon programlarına katılmasını sağlamak;
- Alkol, uyuşturucu, uçucu veya uyarıcı madde bağımlılığının ya da ruhsal bozukluğun olması halinde bir sağlık kuruluşunda muayene ve tedavi olması; meslek edindirme kursların katılmasına yönelik faaliyetlerde bulunmak,
- Ayrıca hakim tarafından velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hakkında karar verilebileceği, şiddet uygulayan kişi ailenin geçimini sağlayan kişi ise hakim tarafından durumun özellikleri göz önüne alınarak talep edilmese dahi nafakaya hükmedilebileceği ve nafakanın ilgilinin aylık, maaş ya da ücretinden icra müdürlüğü tarafından resen tahsil edileceği belirtilmiştir.
- Medyaya farkındalık yaratma konusunda sorumluluklar getirilmiş olup TRT ile diğer ulusal, ve yerel yayın yapan televizyon ve radyolara, özellikle kadın ve çocukla ilgili şiddetle mücadele konusunda Bakanlık tarafından hazırlanacak materyalleri yayınlama zorunluluğu getirilmiştir.
- Korunan kişi hakkında geçici maddi yardım yapılmasına karar verilmesi ve geçici maddi yardımlar şiddet uygulayandan rücuen tahsil edileceği gibi, gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde korunan kişiden de rücuen tahsilinin mümkün olacağı da düzenlenmiştir.
- Şiddet mağdurlarının şiddete bağlı olarak yapılacak tedaviler hakkında genel sağlık sigortalısı sayılması, şiddet uygulayanların ise rehabilitasyon giderleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinden ödenmesi düzenlenmiştir.
Sonuç olarak, kadına yönelik türlü şiddetin sonlandırılabilmesi için kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, yerel yönetimler, medya ve özel sektör gibi birçok tarafın bütüncül yaklaşımına ve uzun soluklu mücadelesine ihtiyaç vardır.
Fatma ŞAHİN Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Paylaş