Paylaş
Merhaba Güzin Abla, 22 yaşında, bir devlet üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışan bir kızım. Seneye evleneceğim.
Her şey güzel giderken, babamın emekli olup evde kalmasıyla çok acı bir gerçeği fark ettim. Babam porno sitelere giriyordu.
Bunu görür görmez anneme söyledim. Annem de bu durumu babama sorduğunda, “Bu benim özgürlüğüm” demiş.
Babam annemle tartışsa da hâlâ bu sitelere giriyor.
Annemi üzmek istemiyorum ama gerçekten iğrenç siteler bunlar. Babamla ben de mi konuşmalıyım?
Aslında kendisi öyle pek rahatlıkla konuşulacak biri değildir, hemen kızar, bağırır. Ama kendimi çok kötü hissediyorum, bir şeyler yapmalı mıyım? Ne önerirsiniz?
Rumuz: Zor durumdayım
Doğrusunu istersen kızım, gerçekten zor bir durum. Babanla yüz göz olmanı hiç istemem. Ona karşı saygını ve sevgini de kaybetmemelisin. Bazen insan emekli olduğunda, kendini bir boşlukta hisseder, hiçbir işe yaramadığı duygusuna kapılır, bir bunalım geçirir.
“Yaşlanıyorum, artık ölüme yaklaştım” duygusu da ağır basabilir. Gerçekten de emekli olduktan sonra kendine bir hobi edinmeyip boşta kalan insanların hayatlarını erkenden kaybettikleri de tıbbi olarak kabul ediliyor. Bu nedenle annenin de senin de ona bir süre karışmamanızda yarar var. Zamanla bundan bıkıp daha aklı başında bir uğraş edineceğini düşünüyorum.
Karım benden 15 yaş büyük
Güzin Ablacığım, sizinle sorunumu paylaşmak istedim. Ben 32 yaşında, benden 15 yaş büyük bir hanımla evli bir erkeğim. 10 yıldan beri beraber olduğumuz halde, çocuk yapmadık. Birbirimizi hâlâ çok seviyoruz. Ama aramızdaki bu yaş farkından dolayı bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Ben ileriyi düşündükçe kahroluyorum, onun çok yaşlandığında ne olabileceği endişesiyle boğuşuyorum.
Bana bu konuda bilgi verebilirseniz çok sevinirim.
Rumuz: Çaresiz
Anladığım doğruysa, onun senden önce ölebileceği endişesini de taşıyor olmalısın, sevgili okurum. Bunu hiç kimse bilemez. Genellikle de erkekler, tıbben de kabul edildiği gibi, kadınlardan daha erken yaşlarda hayatlarını kaybediyorlar, ekseri dul kalan kadın oluyor.
Çocuk yapmamanızın nedeni bu olamaz, çünkü evlendiğinizde (hatta şimdi bile) eşinin durumu buna uygunmuş.
İleride eşin sana karşı kadınlık görevlerini yerine getiremezse, sen henüz genç yaştayken, o menopoz ve ileri yaş sorunlarıyla karşılaşırsa, diye endişeleniyorsan, sevgiyle bunları da atlatabileceğinizi düşünüyorum. Evlilikte cinsellik çok önemli olsa da, her şey demek değil. Üstelik erkeğin aksine, kadın menopoza da girse, kadınlık görevini çok rahatlıkla sürdürebilir.
Hem zaten bütün bunları düşünmen için çok erken değil mi? Eşin halen genç bir kadın. Üstelik günümüzde kadınlar kendilerine çok iyi bakarak, kozmetik ve estetik olanaklar sayesinde genç kalmayı başarıyorlar. Eğer eşini seviyorsan, ona bunu hissettir, ilgini esirgeme, o zaman çok daha genç kalacaktır, inan bana.
Akıllı kadın mı var!
Erkeklerin, akıllı ve başarılı eşlerini çekemediklerini ve başarılarını kıskandıklarını iddia ediyorsunuz! Haydi akıllı eşimiz olsa can kurban! Birkaç üniversite bitirmişler de dahil, hiçbirinde akıl yok. Hep ezber, ezber dışına çıkınca tın tın...
Eşimizi sadece başka erkeklere karşı kıskanırız. O da boynuzlanmamak için.
Keşke başarılı olsanız... Tesadüfen başarılı olduğunuzda da kim bilir ne havalara gireceğinizi düşünmek dahi istemiyorum. İşte o zaman o kadınla yaşamak erkeğe azap verir elbette.
Kıskanmak, çekememezlik, zamanınızı dedikoduyla harcamak sizin mayanızda var...
Uğur Y.
7 Aralık’ta “Akıllı ve başarılı eşlerini çekemeyen erkekler” başlığı altında bir mektup yayınlamıştım. Belli ki bu beyefendi o yazıya fena içerlemiş. Kendisi daha önce de bana yine bu tarzda bir tenkit yazısı yollamıştı. Ama bu defa abarttığını düşünüp, artık ona bir cevap vereyim dedim.
Erkeklerin akıllı eşlerini çekemediklerini iddia eden sevgili hanım okurum, “Hiçbir şekilde uyum sağlanamayan bir evliliğe sabır göstermek aptallıktan başka bir şey değil” diyordu.
25 yıllık evliliğinde hiç mutlu olamamış ama toplum ne der düşüncesiyle sürdürmek zorunda hissetmiş bu evliliği. Ve bunca yılın sonunda da böyle bir kanaate ulaşmış. Olgun ve eğitimli bir kadın olarak bu konuda söyleyecek sözü var elbette.
Şimdi gelelim, kadınların aptal olduğunu iddia eden bu beyefendiye. Belli ki kadınlardan yana canı yanmış. Yoksa neden bunca öfke, bunca asabiyet olsun? Eşinin de akıllı biri olduğunu ve kendisini onun karşısında ezik hissettiğini düşünüyorum.
Dünya kadınların zekasıyla dönüyor beyefendi. Başarılı kadınların sayısı günümüzde öylesine çığ gibi artıyor ki, hiçbir engel onları durduramaz artık.
Bugün artık kadın çalışma hayatında da, toplumda da gücünü kanıtlamış durumda.
Asıl akıllı ve güçlü erkekler, bu durumu kabul edip, onlarla hayatı paylaşmayı başarabilenlerdir.
Patronuyla ilişki yaşayan benim iş arkadaşım çıktı
Biliyor musun Güzin Abla, çok garip bir şey oldu. Aslında yazılarını pek fazla takip etmezdim. Fakat bir gün iş arkadaşımın bir telefon konuşmasına şahit oldum. Sana e-mail attığını ve cevap geldiğini söyledi. Merak ettim, yazılarına bakmak için Hürriyet’in web sitesine girdim. Bir de ne göreyim, iş arkadaşım, evli ve çocuklu patronuyla aşk yaşadığını ve vicdanen çok rahat olduğunu yazmış!
Kendisinin henüz 20, patronun ise 40 yaşında olduğunu, iki çocuğu olduğunu her şeyi en ufak ayrıntısına kadar anlatmış. Bu kadarı da tesadüf olamaz.
İlk başlarda bunun kendi hayal ürünü olduğunu düşündüm.
Fakat ertesi gün dikkat ettiğimde, birkaç falsosunu yakaladım ve gerçekleri anlamam uzun sürmedi.
Senin yazdığın cevap da çok hoşuma gitti. Hak ettiği cevabı vermişsin ona.
Lakin patronum o kadar efendi bir adam ki, ona bu durumu ne yakıştırabiliyor ne de kondurabiliyorum.
Bulunduğum şirkette iyi bir pozisyonda çalışıyorum. Fakat şu an ne yapmam ve nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum. Bazen yazını gözüne sokmak geliyor içimden, “bazen de etliye sütlüye karışma, uzak dur” diyorum kendime. Ama bu durum beni çok huzursuz ediyor. Sence ne yapmalıyım?
Rumuz: Hayal 2
Hayat tesadüflerden ibaret değil mi, sevgili kızım? Sanırım bu şekilde sen de onun marifetlerini öğrenmişsin.
Ya da belki bu genç kız, bana mektup yazan aynı hanım değildir, çünkü inan buna benzer o kadar çok mektup geliyor ki. Bence en iyisi, dediğin gibi etliye sütlüye karışmaman.
Yoksa patronunla kötü kişi olma ihtimalin çok fazla. Ben gereken cevabı verdiğime göre, umarım etkili olmuşumdur. Belki kısa zamanda bu yanlıştan döner.
Paylaş