Geçen hafta bir erkek okurumun ‘Karımı aldatıyorum’ yazısına bu hafta kadınlardan cevap geldi.Onların birkaçına burada yer vereceğim ama önce sevgili Can Dündar’ın aldatma konusundaki, o çok beğendiğim yazısından, çok hoş bir değerlendirmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu hafta yorumu ona bıraktım anlayacağınız... 3 En son ne zaman birlikte güldünüzCumartesi yazınızda cinsel doyumsuzluk yüzünden gözünün dışarıda olduğunu söyleyen bir bey vardı. Ben ona ve onun gibi düşünenlere seslenmek istiyorum: En son ne zaman eşinizle el ele tutuşup yürüyüşe çıktınız, ne zaman yanağına bir öpücük kondurdunuz? En son ne zaman çocuğunuzun basit bir sorununu kendiniz hallettiniz? En son ne zaman eşinize komik bir şey söylediniz, onu güldürdünüz, onunla neden evlendiğinizi hatırlayıp, ona da hatırlattınız? Yatakta önce kendinizi değil, eşinizi tatmine çalıştınız? Eşinizle cinselliği yaşarken fantezileri olup olmadığını hiç sordunuz mu? Rumuz: FüsunArtık kadın da aldatıyorErkek, eşinden bir geyşa tavrı beklerken, verici olabilmeyi hiç düşünmüyor. Oysa biliyoruz ki, birçok kadın eşiyle birlikteyken tatmin olmuş numarası yapıyor. Kadın cinsellikten soğuyunca, bütün ilgisini evine ve çocuklarına yoğunlaştırıyor. Her konuda eleştirel oluyor, adı dırdırcıya çıkıyor. Bu noktada erkeğin çıkış noktası da, mutluluğu dışarıda aramak oluyor. Ama artık erkek geri döndüğünde, evinde kendisini bekleyecek bir kadın olduğunu sanmasın. Kadın da aldatıyor. Ya da başkasıyla olduğunu hayal edip ruhen aldatıyor. Kısacası, her iki tarafın da bencilliği bir kenara bırakıp sevgiyi ve saygıyı yüceltmesiyle, her türlü doyumun kendiliğinden geleceğine inanıyorum.Kadın elindekiyle yetinmeyi bilirÇok güzel olacak diye hayal ettiğim bir güne, bir erkek okurunuzun yazısıyla, şok yaşayarak başladım. 32 yaşında, yaşama umutla bakan, kendimi bildim bileli çalışan ve işimde başarılı bir insanım. Evliyim, bir oğlum var ve boşanmanın eşiğindeyim; belki de o beyefendinin anlattıklarını yaşıyor, bir kadın olarak ona cevap vermek istiyorum. Acaba evlilikte yaşanan rutin cinsellik sadece erkekler için mi geçerlidir? Aşk biter, yerini sevgiye bırakır, bağlılık biter alışkanlığa bırakır kelamları da sadece erkeklere mi aittir?Kadın da aynı şeyleri hisseder ama elindekiyle yetinmeyi öğrenmeye, öğretmeye çalışır. 11 yıldır hayatımı, her şeyimi adadığım eşim, seviyorum diye ağladığı günleri unuttu. Yaşam bana sorumluluk, anne, iş kadını ve eş olma misyonlarını yüklerken acaba neden birazını da ona vermedi, dersiniz?Erkekler için cinsellik bu kadar açlık duyulup, tapılacak bir şey mi? Beyler lütfen şapkalarınızı önünüze koyup düşünün. Günümüzde kocalarını aldatan kadınlar çoğaldı; sizler çok demode oldunuz. Niye mi? Size anlatmaya çalışsak da, asla anlayamadığınız için... Rumuz: MedaErkek aldatırsa normal kadın aldatırsa kötüÖncelikle söyleyeyim; ben feminist değilim, feminist düşünceyi de asla onaylamadım. Size yazan beyefendi çok güzel anlatmış, kendisinin ve hemcinslerinin duygularını, tebrik ediyorum! Fakat bir noktayı atlamış ‘İnsan verdiği mutluluk kadar mutluluk alır’. Kadının cinsel anlamda mutluluk verebilmesi için kendisinin de mutlu olması gerekir. Belki kadın mutlu olamadığı için cinsellik onun için bir şey ifade etmiyordur; bu da eşine yansıyordur.Kadının duyguları yok mu? Toplumumuzda erkek aldatınca ya da çapkınlık yapınca ‘Erkektir yapar’ deniyor, fakat kadın yapınca ‘Kötü kadın’ damgasını yiyor. Adam, bir kadınla beraber olduğu dönemlerde eşine daha iyi davrandığını, söylüyor. Kadın da erkeği aldatıp dışarıda mutluluğu yakaladığı için eşine, ailesine daha iyi mi davransın? Bir anne, bir eş bunu yapamaz, ama erkekler çok kolay yapıyor. Normal bir kadın birkaç erkeği bir arada idare edemez, ama erkek aynı anda birkaç kadınla beraber ve bundan asla rahatsızlık duymuyor. ‘Çocuğum için boşanmıyorum’ demek sadece bir kaçış yoludur, bahanesidir. Erkek, düzeninin bozulmasını istemiyor. Kadın ise maddi imkansızlıktan boşanamıyor.Bir çocuk annesi 30 yaşında bir kadınım. Mutsuz evliliğim süresince eşimi aldatmayı asla düşünmedim, o beni aldattıysa da, en azından bunu hiç hissetmedim. Eşimi sevmediğime, hiçbir açıdan mutlu olamayacağıma karar verdiğimde 25’imdeydim. Aldatmayı düşünmektense mutsuz evliliğimize son verdim.Şimdi mutlu muyum, tartışılır. Yine de ayaklarımın üzerinde sağlam durup hayatıma devam ediyorum, bugün yalnız olsam da en azından beni çileden çıkaran bir adam yok hayatımda. Rumuz: YürekliAldatma erkeklerin doğasında yoktur Ben de aldatılmış bir kadınım ve 34 yaşındayım. ‘Aldatma erkeklerin doğasında vardır’ diye diye, erkekler aldatmaya daha yatkın hale geldi. Aldatma ne kadının ne da erkeğin doğasında vardır. Olaylara kadın-erkek diye genelleme yaparak yaklaşmak yanlış. Herkes bir olmadığı gibi; kadın da, erkek de aldatabilir. Nedenleri ise insanın yaşadığı sorunlara, ortama göre değişir. Ayrıca kadınların cinsel ihtiyaçlarını fazla belli etmemeleri, erkekler kadar cinsel ihtiyaç duymadıklarını da göstermez.Günümüzde erkekler gibi, kadınlar da aldatıyor ne yazık ki. İstedikleri kadar intikam için ya da farklı nedenlerden aldatsınlar, ben aldatmanın her türlüsüne karşıyım. Rumuz: Meltem21. yüzyıl farkı...Çağlar değişse de erkek değişmiyor. 20. yüzyılda kadın, hemen her zaman ilişkinin acı çeken tarafı oldu. Bekleyen, üzülen, ezilen, aldatılan, terk edilen oydu. Giden, bıkan, ezen, aldatan, terk eden rolü ise erkeğe düştü. ... Erkek, beyninde yarattığı bir hayale tutuluyor. Her tanıştığı kadında o hayali arıyor. Ancak kadın, kendi kişiliğini ortaya koyduğu anda, o hayal darmadağın oluyor. Hayal kırıklığına uğrayan erkek de ‘hayal’inin peşinde yeni bir yolculuğa koyuluyor. Oysa kadın, daha gerçekçi... O, etiyle kemiğiyle somut bir adama áşık oluyor. Onu hatasıyla sevabıyla benimsiyor. Heykelini ‘yontmaya’ çalışsa da, erkek gibi her seferinde yeni bir heykel peşine düşmüyor. Yetiştirilme tarzlarından kaynaklanan farklı sevme biçimleri, mutsuz etti 20. yüzyılın kadınlarıyla erkeklerini... Yeni yüzyıl farklı olur.(Can Dündar’ın 6 Şubat tarihli yazısından alınmıştır)