Sevgili Güzin Ablacığım, ben 25 yaşında bir genç kızım.
Çocukluğumdan bu yana ailemin, özellikle de annemle ablamın baskıları altında yaşadım. Beni sürekli olarak erkeklere karşı uyarıyorlardı. Erkeklerin ne kadar kötü olduğunu, kadınlardan istifade etmekten başka bir şey düşünmediklerini, onlar için sadece cinselliğin önemli olduğunu, kadınları her zaman aldattıklarını dinleye dinleye büyüdüm. Ayrıca bana cinselliğin neredeyse ayıp ve utanılacak bir şey olduğunu aşıladılar. Bu nedenle de erkeklerden hep kaçtım ve korktum. Neredeyse erkek düşmanı oldum. İki yıl önce yüksek öğrenimimi tamamladım. Ancak ailemin uyarıları hálá sürüyor. Geçen yıl bir gençle tanışmıştım. Nasıl olduysa onunla arkadaş olabildim. Çok iyi bir genç. Beni çok seviyor ve çok düşünüyor. Ancak ona hiçbir şekilde yaklaşamıyorum. Bana dokunmasına, hatta öpmesine bile izin veremiyorum. Hemen tepki gösteriyorum. Tabii bu durum onu da üzüyor. Benden gittikçe uzaklaştığını hissediyorum. Ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım, bu halimi nasıl yenmeliyim? Ben erkeklere hiç yaklaşamayacak mıyım?
RUMUZ: ERKEK DÜŞMANI
Sevgili kızım, çocukluğundan bu yana ailenin seni erkekler ve cinsellik hakkında yanlış yönlendirmesi, bilinçaltında bir korku yaratmış. Bu bizde çok sık rastlanan bir durum. Böyle yanlış eğitilen genç kızların bir bölümü erkeğe öcü, cinselliğe ise korkulacak, utanılacak bir şey gözüyle bakıyorlar. Ve tabii bu yüzden de eşleriyle bile normal bir beraberlik yaşayamıyorlar. Evlilikte cinselliği, kadının erkeğin istekleri karşısında katlanması, boyun eğmesi gereken bir görevi olarak kabul ediyorlar. Hayatları boyunca orgazmı yaşamamış nice kadın var bu yüzden. Daha da kötüsü, bu yanlış bilgilendirme ve etkiyle, gencecik kızlar, eşleriyle gerdeğe giremiyor, vaginismus denen ve sıkça rastlanılan bir sorunla karşılaşabiliyorlar.
Senin bu durumun bilincinde olman, bu halinin kökeninde yatan gerçeği bilmen işini kolaylaştırıyor kızım. Bir psikologa gider, bunu anlatırsın. Eminim kısa zamanda seni bu sorundan kurtarır. Hatta kabul ederse, sevdiğin gençle birlikte psikologa gider, seni sevgisiyle nasıl bu saplantıdan kurtarabileceğini birlikte çözümlersiniz. Bu durumun çocukluktan bu yana yaşadığın baskıdan kaynaklandığını psikoloğa anlatırsınız. Eminim sana rahatlatıcı bir çözüm bulacaktır.
BENİM DUYGULARIM DOSTÇA, O İSE AŞIK OLDUĞUNU SÖYLÜYOR
Sevgili Güzin Abla, köşenizi keyifle okuyorum. Dertlere derman olmanız çok güzel. Benim de içinden çıkamadığım, sizinle paylaşmak istediğim bir sorunum var. Ben 18 yaşında genç bir kızım. Geçen yıl uzaktan akraba olduğum bir gençle tanıştım. Onun da benden hoşlandığını biliyordum, arkadaşlık teklif etmesini bekliyordum. Ama o teklif yerine beni ailemden Allah’ın emriyle istetti. Ve ben çok şaşırdım. Oysa ben 17 yaşındaydım, kendisi ise 20 yaşında. Yaşımın küçük olmasından, daha önemlisi de okulumu mutlaka bitirmek istediğimden, reddettim teklifini.
Bunun üzerine 1 yıl boyunca hiç görüşmedik. Ama şimdi yeniden telefonlaşmaya başladık. Mesajlar, sabaha kadar konuşmalar başladı. Kısacası çok güzel bir dostluk kuruldu aramızda. O bana her düşüncesini açıyor; ben de ona çok güveniyorum. Şimdi bana aşık olduğunu söylüyor, ama ben ona aşık değilim. Ama dost olarak çok sevdiğim bir insan.
Cep telefonumu gece kapatıyorum. Sabah açtığımda gece boyu yazılmış mesajlar alıyorum ondan.
Ve beni hep bekleyeceğini, ayrıca aramızda hiçbir şey olmasa bile ben evlenmeden asla evlenmeyeceğini, beni hiçbir şekilde hiçbir şeye zorlamayacağını, kendini zorla sevdirmeye çalışmayacağını söylüyor. Her şeyi oluruna bırakacakmış. Böyle bir durumda işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum.
RUMUZ: SEVGİ Mİ DOSTLUK MU
Sevgili kızım, ondan hoşlanmışsın, arkadaşlık teklifi bekliyormuşsun, o biraz aceleci davranmış. Efendi efendi seninle evlenmek istemiş, sen eğitimin nedeniyle evlenmek istememişsin. Bu konuda haklısın. Ama bu genç adamı sanki sana bir kötülük etmiş gibi kabul ediyorsun neredeyse.
Ona hiçbir şans tanımamışsın. Oysa hoşlandığını söylüyorsun. Ona önce okulu bitirmek istediğini, evliliği birkaç yıl sonra düşündüğünü söyleyebilirdin. Onu da böyle kırmamış olurdun. Şimdi o senin üzerine düştükçe sen kaçıyorsun. Bir zamanlar flört etmek için hayaller kurduğun delikanlıyla şimdi dostluktan arkadaşlıktan, onu kırmak istemediğinden söz ediyorsun. Başını önüne al ve düşün kızım, bu gencin senin için önemi var mı? Onu eşin olarak görmek istiyor musun? Onun dostluğunun senin için, dostluktan da öte bir anlamı var mı? Henüz 18 yaşındasın, belki bir yıldırım aşkı bekliyorsun ama evlilikte aşkın pek de öneminin kalmadığını, aslolanın dostluk ve arkadaşlık, anlayış ve uyum olduğunu henüz bilmiyorsun. Eğer sonuçta onunla evliliğe asla katlanamayacağını düşünüyorsan, açık açık anlat ona, boş yere oyalama.
"Okuyup ne yapacaksın, kız kısmı evinde oturur" diyor
Sevgili Güzin Abla, bu yıl lise son sınıfa geçeceğim. Dolayısıyla ÖSS’ye de gireceğim. Okulumda çok başarılı bir öğrenci olduğumdan, herkes iyi bir okul kazanacağımı düşünüyor. Ancak üvey anneannem üniversiteye gitmeme karşı çıkıyor. Benim annem ve babam ben küçükken öldükleri için yıllardır annemin üvey annesiyle yaşıyorum. Bu yüzden, benim hayatıma karışma hakkını kendinde buluyor. Daha kötüsü, okumamı engellemeye çalışıyor. "Çalışıp ne yapacaksın, kız dediğin evinde oturur" diyor. Geri kafalı olduğundan, onu ikna edemiyorum. Eğer üniversiteyi kazanır da büyük bir kente gidersem, kalacak yerim, param olmayacak. Çünkü anneannem bana destek vermeyeceğini söylüyor. Ne yapacağımı bilemiyorum. Yardım edersen sevinirim.
RUMUZ: JUDİTH
Sevgili kızım, yaşlı insanlar bazen bencil olabiliyorlar. Seni dizinin dibinden ayırmak istemiyor belli ki; sen onun bir tür can güvencesisin belki de kaybettiği kızının yerine koyuyor seni. Ona karşı anlayışlı ol. Bir yandan da eski kafalı biri olabilir tabii... Onu güzellikle ikna edeceğinden eminim. İyi bir talebeysen burs da alabilirsin pekala...