Paylaş
Ben 21 yaşında, lise mezunu bir genç kızım. Konya’da ailemle yaşıyorum ve sorunum da ailem...
Ne yazık ki bu çağa uyum sağlayamayan, son derece tutucu, çocuklarına yaşam ve söz hakkı tanımayan bir ailem var. Onlara göre bu dünyadaki yaşam, boş bir yaşam... Bu dünyada hiçbir eğlenceye, zevke, mutluluğa gerek yok.
Bu nedenle annem ve babam, yediğim yemekten içtiğime, giydiğim kıyafetten konuşmama kadar her şeyime karışıyor, müdahale ediyor.
Onlarla bu konuda her dakika tartışsam da işe yaramıyor. Yaşları küçük olduğu için kardeşlerim de onların etkisinde kalıyor, hatta bana öfke duyuyorlar. Evdeki hayatım cehennemden farksız.
Çalışmama izin vermiyorlar. Sokağa çıkmama izin vermiyorlar. Televizyonda istediğim programı izleyemiyorum.
Çok mutsuz olduğumu, böyle yaşayamayacağımı söylediğimde, bana “Aç değilsin, açıkta değilsin. Karnın doyuyor, daha ne istiyorsun?” diyorlar.
Oysa ben genç bir kızım, birçok hayalim var...
Yaşamak istediğim güzellikler, okumak istediğim kitaplar, görmek istediğim yerler var.
Bugüne kadar ailem yüzünden bunların hiçbirini gerçekleştiremedim.
Hayatın güzelliklerinden nasibimi alamadım. Ne bir iş güç sahibiyim, ne sosyal ortamım var.
Evlenmeyi düşünemiyorum, bunda da ailemin antisosyal yaşam tarzının etkisi büyük.
Çevremdekileri korkutuyorlar sanırım. Ben de onlar yüzünden hayattan zevk alamaz oldum. Buna daha fazla katlanabileceğimi sanmıyorum. Evi terk etmeyi düşünüyorum. Ama şu anda ruhsal açıdan çok kötü durumdayım.
Size yazmamın nedeni biraz olsun teselli bulmak ve bu vesileyle anne babalara buradan bir kez daha seslenmenizi sağlamak...
Sevgili kızım, dinimiz kadar bilime uygun, sevgi ve yardımlaşmaya yönelik bir din yok bu dünyada... Allah’ın bizlere peygamberler ve kutsal kitaplar aracılığıyla ulaştırdığı kurallar içinde insanın doğasına uymayan hiçbir şey yok. Aksine insanların kardeşçe, mutluluk ve huzur içinde geçinmelerini sağlamak içindir bu kurallar.
Kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim çalışmayı, okuyup bilgilenmeyi, eğitime ve yeniliklere açık olmayı öğütlemiştir.
Allah’a sığındığın, ondan af dilediğin zaman, sana her türlü yardımı gönderir.
Bu hayat, tecrit halde yaşamamız değil, birtakım tecrübelerden, sınavlardan geçmemiz için bizlere verilmiş bir ödüldür. Bu yüzden sana acı veren bu yaşam tarzının gerçeklerle hiç ilgisi yok kızım.
Çalışmak istiyorsan, çalışmalısın.
Dünyanın güzelliklerini, nimetlerini tanımalısın. Zaman zaman yanlışlar da yapsan, bu yanlışlardan ders alarak büyüyeceksin.
Elbette ailene saygı göstereceksin ama sen eğitiminle, olgunluğunla onları aşmış olabilirsin.
Bu durumu onlara tatlılıkla kabul ettirebilirsin.
Ettiremezsen, kendi bildiğin yolda hayatını sürdürmeye bakmalısın.
Çalışmak elbette ki hakkın...
Tıpkı hayatın tüm güzelliklerini tatmak hakkın olduğu gibi...
İnsanları sevmek, saymak, hiç kimsenin hakkını yememek, yalan söylememek, insan-hayvan-doğa bütününde hiçbirine zarar vermemek, en önemlisi kendine zarar vermemek, herkese yardımcı olmaya çalışmak, dostluk göstermek...
Ve yaşamına bir anlam kazandırmak...
Herkesin bu dünyaya gelmesinin bir nedeni var...
Bu görevi yerine getirmek...
İşte yapman gereken bunlar.
Sen çağdaş bir gençsin, bunu unutmamalısın.
Ailenin de bunu unutmamasını dilerim.
Baba eksikliği beni çok üzüyor
Güzin Abla, ben 16 yaşında, uzun zamandır sizi takip eden genç bir kızım. Annem, anneannem ve 10 yaşındaki erkek kardeşimle yaşıyorum. Babamla annem ben küçükken ayrılmışlar. Annemle babam ayrıldığından beri de mutsuzum.
Bizimle hiç ilgilenmezdi, ha var ha yoktu ama her şeye rağmen babamı çok severdim. 1 sene öncesine kadar dedem vardı. Geçen yıl onu da kaybettim. Çok sarsıldım.
Ortaokulda psikolojik tedavi gördüm. Onların da bana yardımcı olamadığını anlayınca pes ettim.
Biliyorum, bana kimse yardımcı olamaz... İstediğim yapmacık sevgi değil, sahte şefkat değil, sadece huzur. Biliyorum sizin de bana o güzel tavsiyelerinizden başka verebileceğiniz bir şey yok. İnsanların bana acımasını istemiyorum artık, onlarsız da hayata tutunabildiğimi herkese ispat etmek istiyorum. Sizi çok seviyorum!
Ben de seni seviyorum kızım, seni benden iyi kimse anlayamaz... Babam annemden ayrıldığında ben 3 yaşındaymışım. Her zaman babasızlığın acısını çektim. Ama bu durum benim hayata karşı daha mücadeleci olmama, ayaklarımın yere daha sıkı basmasına neden oldu.
Belki annemin yaşadığı haksızlıklar beni etkiledi, erkeklere karşı daima kuşkucu bir tavır sergilememe neden oldu ama inan sen de benim gibi hayata tutunacaksın.
Anneannenin ve dedenin sana verdiği sevgi sana yeterli küçük kızım. Sen sevgiyi onlardan öğrenmişsin. Önemli olan da bu... Kendini yalnız hissetmen de çok doğal. Sanırım annenin yanında da çok fazla mutlu değilsin. Yine de anneannenle birlikte küçük de olsa güzel bir ailen var. Bu ne kadar önemli biliyor musun?
Babanın sana karşı tutumu ortada... Ondan fazla bir şey bekleme. Eğitimine önem ver, hayata sağlam bir şekilde hazırlan. Akıllı bir kızsın, göreceksin bugünler geçecek.
Paylaş