Merhaba Güzin Abla, 23 yaşındayım ve çalışıyorum. Yalnız çok sıkılıyorum ve bunalıyorum. Sebebi canım ailemin beni sürekli kontrol altında tutmaya çalışması. Tıpkı birer James Bond gibiler. Evin en küçük kızı olduğum için hep hata yapmamdan korkuyorlar.
Biz beş kız kardeşiz. Şimdi evde iki kişi kaldık, diğerleri evlendiler. 23 yaşıma kadar hep hata yapmışım gibi sürekli öğütler, sürekli akıl vermeler. Allah bana akıl vermiş, kendiminkini değil de onlarınkini kullanmam saçmalık olmaz mı?
Övünmek adına söylemiyorum ama biraz da güzel bir kızım ya olmadık kuruntular içindeler! Hayatıma giren insanları anlatmıyorum diye aralarında saçma sapan fikirler yürütüyorlar. ‘Yasak bir ilişki olmalı ki anlatmıyor’ diye düşünüyorlar.
Kuruyor, kuruyor beni huzursuz etmeyi başarıyorlar. Bu hayat benim değil mi? Herkes kendi hatasının bedelini kendi öder. Ben özgürlüğümü istiyorum. Onlar yüzünden sosyal hayatım sıfır şu anda. Evden işe, işten eve! Ne olur bana sakın haklı olduklarını söyleme! Öyle insanlar, öyle hayatlar sürüyorlar ki.
RUMUZ: G.S.
Kızım Allah iyiliğini versin, beni güldürdün, hiç gülecek halim yok oysa!
Şimdi gelelim, siz gençlere. Kızım, elbette bu senin hayatın, ama biz büyükler tabii ki, bazı tecrübelerimizden bazı yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizi size aktarmak, sizleri hayata ve kötü insanlara karşı uyarmak istiyoruz, sizi mutsuz görmek istemediğimiz için.
Tabii özgürlüğünün kısıtlanması söz konusu olmamalı ama bazı şeyleri anne-baba olmadan anlamanız mümkün değil.
Bunun için sana ‘Anneler günü’ münasebetiyle elime geçen çok hoş bir yazıyı sunmak istedim. Hayatımızdaki tüm annelere...
Bazıları der ki, doğumdan sonra altı hafta içinde normale dönebilirsiniz. Belli ki, bu bazıları, bir kere anne olduktan sonra artık ‘normal’ diye bir şeyin tarihe karıştığından habersiz
Bazıları der ki, anne olmak sıkıcı bir şeydir. Belli ki bu ‘bazıları’ ehliyetini yeni almış 18 yaşındaki çocuğunun kullandığı, sırtındaki çocuğunun kullandığı otomobile binmemiştir.
Bazıları der ki eğer iyi bir anne olursan çocuğun da iyi bir çocuk olur, belli ki bazıları çocukların bir kullanma kılavuzu ile ve garanti belgesiyle birlikte geldiğini sanıyor.
Bazıları der ki, iyi anneler hiçbir zaman çocuklarına karşı seslerini yükseltmezler.
Belli ki bu ‘bazıları’ hiçbir zaman mutfağa aniden girdiklerinde çocuklarını bütün mutfak havlularını ve peçetelerini mutfak masasının üzerine yığmış, yanına 2 yaşındaki küçük kardeşini de oturtmuş, elinde kibrit, acaba bunlar yanıyor mu diye denemek üzereyken yakalamamışlar!
Bazıları der ki, beşinci çocuğunuzu ilk çocuğunuz kadar çok sevemezsiniz. Belli ki bu ‘bazıları’ beş çocuk sahibi değil. Bazıları der ki, çocuk yetiştirmek için gereken her şeyi kitaplardan da pekálá öğrenebilirsiniz.
Belli ki bu ‘bazıları’ çocuğunu burnunu ya da kulaklarını leblebilerle doldurmuş olarak bulmamış.
Bazıları der ki anne olmanın en zor tarafı artan iş yükü ve evde yerine getirmen gereken sorumluluklardır. Belli ki bu ‘bazıları’ hiç çocuklarını anaokuluna göndermek üzere ilk defa okul servisine bindirmek, ilk defa yatılı okula göndermek veya çocuklarının uçağa ilk defa yalnız başına binişini seyretmek zorunda kalmamış .
Bazıları der ki, bir anne çocuklarını evlendirdikten sonra artık onlar için endişelenmekten vazgeçebilir. Belli ki bu ‘bazıları’ çocuk evlendirmenin fazladan endişelenecek bir kız ya da bir erkek çocuk daha edinmek olduğundan bihaber!
Bazıları der ki, çocuk kendi hayatını kurduktan sonra artık annenin görevi bitmiştir. Belli ki bu ‘bazıları’ nın hiç torunu olmamış!
Nişanlımın ailesiyle aynı frekansı tutturamadık
Sevgili Güzin Abla, 25 yaşında, yüksekokul mezunu, yurt dışı dil eğitimi almış bir genç kızım. Şu an nişanlıyım, sevdiğim genç çalışıyor, ben iş arıyorum.
İlk görüşte aşktı bizimki! Ancak onun ailesiyle frekansı bir türlü tutturamadık. Annesi ve babası oğullarına aşırı düşkün; onu benimle paylaşmak istemiyorlar.
Nişanlım da biraz pasif kalıyor. Ailemle ailesi hiç görüşmez oldular ve bu yüzden evlilik hayalimiz beklemede. Ben başka bir şehirde iş arayalım diyorum.
Belki bu sayede baskıdan kurtuluruz. Aksi taktirde bu ilişkiyi aşk da olsa bu şekilde sürdürmek istemiyorum. Nişanlım ise aşırı tepki verdiğimi düşünüyor.
İş bulma şansımın çok da fazla olmadığı bu şehirde daha fazla kalmak istemiyor ve başka bir şehre gidip iş hayatıma yön vermeyi düşünüyorum. Sizin de fikrinizi almak istedim.
RUMUZ: HARİKA
Güzel kızım, biraz bencilce düşünmüyor musun, özellikle iş konusunda! Elbette sen şu anda iş bulamamanın sıkıntısını yaşıyorsun ama nişanlının bir işi var, kurulu düzeni var.
Neden sen iş bulamadığın için işinden, ailesinden ayrılsın? Amacın ailesinden onu koparmak ise, bu mümkün değil.
Elbette ailenin oğullarına aşırı sahip çıkması, gelinlerine yabancı gözüyle bakması iyi bir şey değil, ama hiç sen de onlara biraz daha yakın olabilmek için bir gayret gösterdin mi? Sevdiğin erkek için biraz fedakarlık yapmayı düşünemez misin?