Paylaş
Güzin Abla, ben lise 2’nci sınıf öğrencisiyim. Yaklaşık 10 yıldır sosyal anksiyete bozukluğu yaşıyorum. Bir süre doktora gittim ama sonra bıraktım. Küçükken yaşadığım bir olayın bende travma yarattığını düşünüyorum.
Anne babamın bitmek bilmeyen kavgalarının ortasında büyüdüm ben. Birini aktaracağım. Babamdan peluş oyuncak istemiştim.
O da halamdan aldığı bir promosyon oyuncağı bana getirmişti. Annem bunu görünce sinirlendi, kavga çıktı. Annem beni de alıp evden ayrılmaya kalktı, babam bunun üzerine öfkesine hakim olamayarak gardırobun kapağını kırdı. En iyi hatırladığım kısım kapağın kırılırken çıkardığı gürültü.
O an etkilenmemiş, ağlamamıştım. Ama annemin gözyaşları beni çok sarsmıştı.
Eminim ki o olay bilinçaltıma kazındı. Belki de kavganın nedeninin ben olduğumu düşündüm.
Şimdi durum ne derseniz, değişen bir şey yok, hâlâ kavga ediyorlar.
Açıkçası baba tarafım annemle çok uğraşmış ben doğmadan önce. Zaten severek de evlenmemişler, anneannemler zorlamış bu evliliğin olması için.
Bazen diyorum ki keşke boşansalarmış ya da keşke hiç evlenmeselermiş. Bazen de anneannemle dedemi suçluyorum onları evliliğe zorladıkları için.
İşte yaşadığım psikolojik sıkıntının temelinde de bu olayların yattığını düşünüyorum.
Akrabalarımla bile konuşamıyorum. Ailemle aynı ortamda kalınca daha kötü oluyorum. Kavga etmeleri, o bağrışmalar beni çok etkiliyor.
3 ay onlardan uzak kaldım, o sürede küçük bir şehirde kaldım, inanın daha iyi oldum. İlaçtan daha iyi geliyordu onlardan uzak kalmak.
Bazen iğneyle koluma çizik atıyorum. Onlardan uzak kalmak istiyorum ama uzaklaşma şansım yok. Üstelik beni böyle olduğum için azarlıyorlar. “Alt tarafı ‘Nasılsın, merhaba’ diyeceksin, bunu bile diyemiyorsun. İnsan içine çıkamıyorsun, işe yaramazın tekisin” gibi konuşmalar yapıyorlar.
Bazen bir şeyler yapmak istiyorum ama söyleyemiyorum. Dalga geçiyorlar çünkü. Sence ne yapmalıyım Güzin Abla?
◊ RUMUZ: NASIL KURTULACAĞIM
YANIT
Sevgili yavrum, keşke sürekli geçimsizlik ve kavga yaşayan aileler senin yazını okusalar da evlatlarına nasıl bir kötülük yaptıklarının bilincine varsalar.
Senin hayatınla oynuyorlar, hâlâ da bu durumun farkında değiller. Seni toplumdan kaçan, insanlarla bir arada bulunmaktan korkan bir genç haline getirmişler. Hâlâ da seni suçluyorlar.
Okurlarımı bilgilendirmek için açıklıyorum... Sosyal fobi adı da verilen sosyal anksiyete bozukluğu, kişinin sosyal durumlara karşı aşırı ve akıl almaz derecede korku duyduğu bir tür rahatsızlıktır. Kişi sürekli diğerleri tarafından eleştirilme, seyredilme ve yargılanma korkusu duyar.
Hep hata yaparak başkalarının önünde rezil olacağı endişesi yaşar. Bu durum kötüleşirse, anksiyete panik atağa dönüşebilir. Sosyal fobisi olanların çoğu korkusunun yersiz olduğunu bile bile bunun üstesinden gelemez.
Tedavi edilmeyen sosyal fobi kişinin okul, iş ve ilişkiler de dahil tüm hayatını bozabilir. Topluluk önünde konuşmak gibi durumlardan korkarlar. Fakat çoğunlukla tek korkuları yoktur, birçok sosyal durumdan rahatsız olurlar.
Onlar için başkalarının gözü önünde yapmak zorunda oldukları her şey başlı başına bir endişe kaynağıdır. Telefonda konuşmak bile!
Bu hastalığın belirtileri arasında kafa karışıklığı, kalp çarpıntısı, aşırı terleme, titreme, yüz kızarması, kas gerilmesi, mide ekşimesi sayılabilir.
Çocuklarda bu durum bazen aşırı öfke nöbetleriyle kendini gösterebilir.
Bu hastalığın farklı nedenleri olabilir. Örneğin, geçmişte gerçekleşmiş utanç verici veya küçük düşürücü bir olay sonucu ortaya çıkmış olabilir.
Sen de kendi kendine doğru bir teşhis koymuşsun anlaşılan. Anne ve babanın sürekli kavga etmeleri, geçimsizlikleri seni aşırı etkilemiş besbelli. Ancak tedavini yarıda kesmekle hata etmişsin sevgili çocuğum.
Uzmanların hatırlattıkları gibi, bu durum ileride panik atak durumuna dönüşürse ya da toplumdan, çevrenden seni giderek uzaklaştırırsa, seni hayatın boyunca en doğal ve basit ihtiyaçlarını yapmaktan bile alıkoyabilir. Hiç kimseyle yakınlaşamazsın, bir iş bulmak için gereken girişimlerde bulunamazsın, arkadaş bile edinemezsin.
Ailenle bir arada bulunmanın seni çok etkilediğini ve hastalığını tetiklediğini düşünüyorsan, kendi ayakların üzerinde durmak için bir an önce eğitimini tamamlayıp çalışmaya başlamalısın. Kendi evin, kendi çevren, kendi ortamın olursa çok daha sağlıklı olabilirsin.
Bu rahatsızlığının tedavisi var. Ama önemli olan senin tedaviyi devam ettirmen.
Paylaş