Paylaş
Baba ölünce, genellikle anne oğluna aşırı düşkün olur, kişiliğini ezme pahasına onun hayatına yön vermeye kalkışır.
Aklı başında ve olgun yaşta bir adam olsa da, ona küçük bir çocukmuş gibi davranır.
Ve sonuçta işte böyle kendi kararlarını almaktan, yaşamını yönetmekten, yolunu çizmekten, hatta evliliğe adım
atmaktan bile çekinen
biri çıkar ortaya...
Nişanlısı mantıklı bir yol gösteriyor ona, ama o hâlâ kararsız. Kendisinin kararlarını annesinin vermesine o kadar alışmış ki... Nişanlısı olan genç hanımın işi zor bana kalırsa...
Baskıyla büyüdüm psikolojim bozuldu
Merhabalar Feyza Ablacığım, uzun zamandır köşenizi takip ediyorum, şimdi de ben sizden yardım istiyorum. Keşke yardım istemek için bu kadar geç kalmasaydım...
Ben 29 yaşında bir gencim. Annem ve anneannemle birlikte yaşıyorum. Babam sizlere ömür...
Büyük bir anne baskısıyla büyüdüm, tek başıma hiçbir karar alamadım. Annem sürekli “Sen ne bilirsin, sen ne anlarsın, sen konuşma, karışma” deyip durdu.
Bu sene daha da arttı bu baskılar, güvenememe duygusu, ses yükseltmeler, yüz çevirmeler. Hiçbir şekilde anlaşamaz olduk.
Son üç-dört aydır daha da tatsız bir duruma geldik. Artık beni silme noktasına geldi.
“Oturup konuşalım” diyorum, diyalog kurmaya çalışıyorum, “Ne konuşacağım ben seninle!” deyip çıkıyor işin içinden.
Hep “Benim dediğim doğru, benim dediğim olacak” düşüncesinde.
Abla kaldıramıyorum artık. Çevreme bakıyorum, 20 yaşındaki çocuklar bile öyle mutlular, öyle rahatlar, özgürler ki... 30 yaşına geldim, hâlâ hayatımı istediğim şekilde kuramıyorum.
Bunaldım artık, psikolojim bozuldu. İki günde verilebilecek bir kararı 10 gün düşünüyorum, “Acaba sonucu kötü mü olur, öyle olursa ne yaparım ben” diye...
NİŞANLIM “BURAYA GEL” DEDİ ANNEM BÜYÜK TEPKİ GÖSTERDİ
Öte yandan yaklaşık yedi senelik bir ilişkim var. Üç ay önce nişanlandık. Aşkımızı hep uzak şehirlerde yaşadık. Ben küçük bir ilçede yaşıyorum, o ise yaklaşık 1000 km ötede büyük bir şehirde.
O da 29 yaşında, sekiz senedir bir holdingin yönetim katında çalışıyor. Çok uğraştı ve bir noktaya geldi, şu anda da iyi bir maaş alıyor.
Bana her defasında “Evlilik tarihini alalım artık, istifamı vereyim, geleyim” diyordu.
Ama ben 50 bin nüfuslu bir ilçede yaşıyorum ve işlerin kötüleşmesi nedeniyle geçen ay işyerimi kapatmak zorunda kaldım.
Bana “İstersen buraya gel, daha kolay iş buluruz. Hem ben de işimi bırakmamış olurum, daha rahat geçiniriz” dedi.
Mantıklı geldi aslında. Ama annemle konuştum, beklediğim gibi büyük tepki gösterdi, ağır hakaretler etti. En sonunda “Nasıl biliyorsan öyle yap” dedi. Artık konuşmuyor benimle.
NİŞAN SÜRESİ UZADIKÇA İŞİN TADI KAÇACAK
Şimdi korkuyorum; ya kötü olursa, ya büyük şehre alışamazsam diye. Düşün düşün çıkamıyorum içinden.
Anneme “Bir süre sonra sen de gelirsin, zaten burada kimsemiz yok” diyorum. “Ben gelmem, ne işim var orada!” diyor. Ama gelmezse, ileride yaşlandığında burada tek başına ne yapacak diye düşünüyorum.
İşin zor kısmı, bu durumu kız arkadaşıma anlatamıyorum. Nişan süresi uzadıkça tadı da kaçmaya başlayacak gibi. Çünkü annem aramıyor kız tarafını, onlar da arayıp ağzından laf almaya çalışıyor.
Düğün tarihimiz bile belli değil. Ben daha fazla uzamaması taraftarıyım, çünkü dayanamaz olduk bu hasrete artık. Birbirimizi çok seviyor ve çok istiyoruz abla. Ne yapacağımı bilmiyorum.
Rumuz: Bygkn
Paylaş