Merhaba sevgili Güzin Ablacığım, özellikle son 2 yıldır hemen hemen bütün yazılarınızı takip ediyorum ve çoğu zaman kendime dair de bir şeyler buluyorum yazılarınızda.
Ben 17 yaşında, bir Anadolu lisesi öğrencisiyim. Yazmak istediklerim çıkar nehrinde bilinçsizce savrulan zavallılar ve bu nehirden kurtulmanın tek yolu olan "sevgi" üzerine. Umarım bu düşüncelerimi yorumlar ve tehlikenin içindeki Türk milletiyle paylaşmama yardımcı olursunuz.
Ablacığım nereye gidiyor bu dünya? Son zamanlarda mutlulukla bakamaz oldum insanlara. Herkes birbirinin gözlerinin içine bakarak yalan söylüyor, çıkarı için olmadık şeyler yapıyor. Sevgi azaldı, hatta yok oldu; sevgi gibi gözüken de genelde çıkar meyvesi. Çıkarı olmadan kimse kimseye arkadaşım demiyor. Tabii sözüm bence kurtuluşun tek yolu olan istisnalara değil ve isteğim bu istisnalara kurtuluş yolunu göstermen.
Ülkemin başkenti Ankara’da, Ankara’nın göbeği Kızılay’da hangi genç kızımız tek başına rahatça bir tur atabilir sanıyorsun? Ya da İstanbul’da kim çantasıyla şöyle rahatça bir yürüyüşe çıkabilir? Kim gezebilir saat 7’den sonra sokaklarda? Merak ettiğim şu ablacığım: Acaba bundan 15-20 yıl önce böyle miydik?
Çıkar için babasını bile öldürebilecek duruma gelmiş insanlar. Birbirinin yüzüne sahtekarlıkla gülümseyenlere ne demeli? Bu gecenin içinde bizleri aydınlatmaya çalışan şeylerse sevgi ve aşk. O yıldızları görebilmek için de epeyce bir zaman geçirmeniz gerekiyor pencerenin önünde gözyaşlarıyla...
Ne olur son zamanlarda azalan sevgiye saygı gösterelim, bari onu yok etmeyelim. Doğayı, çevreyi, arkadaşı, sevgiliyi, dostu, anneyi, babayı, evliliği sevelim. Ama çıkar için değil, olması gerektiği gibi sevelim...
RUMUZ: NEREYE BÖYLE?
Evet, giderek artan şiddet olaylarına, cinayetlere, kapkaça, liseli gençler arasındaki cinayet ve yaralamalara, insanlardaki merhametsizliğe, doğaya ve çevreye karşı duyarsızlığa işte biz orta yaştakiler de senin gibi isyan ediyoruz. Ama bizim bütün umudumuz siz gençlerde... Bütün bunlara dur diyebilecek en büyük güç sizin, siz gençlerin elinde. Alacağınız eğitim, yürüyeceğiniz yol, başaracağınız her iş, aşacağınız her engel, bu giderek yok olan değerlerimizin kurtuluşu için olacak. Bunun için var gücünüzle çalışmak, bilginizi, düşüncelerinizi herkesle paylaşmak, yılmadan doğru bildiğiniz yolda ilerlemek zorundasınız. Yoksa pek yakında Allah bile bu durumumuz nedeniyle bizden yüz çevirirse hiç şaşmamak lazım.
Ona açıldığım halde beni hiç umursamıyor
Sevgili ablacığım, yazılarınızı her gün takip ediyorum. Size daha önce de yazmıştım, ama dikkate almadınız. Benim sıkıntım, birçok insan gibi gönül meselesi. Ne olur yardım edin. 27 yaşındayım ve çok sevdiğim ve kendimce çok değer verdiğim bir insan var; ama kendisine açılmama rağmen, o beni hiç umursamıyor. Bense ondan hiç vazgeçemiyorum. Zaten aynı iş yerinde çalışıyoruz ama onun aklı başka şeylerde. Kalbine nasıl girebilirim, ne olur bir yol gösterin.
RUMUZ: ÇOK SEVİYORUM Açıldığın, sevgini yollarına serdiğin halde sana karşı en ufak bir ilgi göstermiyorsa, umut yok demektir. Ya gönlünde, hayalinde bir başkası var ya aşka ayıracak zamanı yok. Ya da tabii akla gelen, senden hoşlanmıyor. Hangisi olursa olsun, ısrar etmekte yarar yok. Onunla yakın arkadaş olarak kalmaya, saygı göstermeye devam etmelisin. Bir gün ihtiyacı olduğunda yardım edeceğini, zor anlarında sana sırtını dayayabileceğini bilsin, yeter. Bazen sevgiden de öte, güven duygusudur. Bu güveni sağlarsan, sana her konuda güvenebileceğini anlatırsan, zaman içinde bu arkadaşlık duygusu sevgiye dönüşebilir. Ama sadece bir umut bu, hiç değişmeyebilir de...
Bende hiç şans yok
Sevgili Güzin Abla, 15 yaşında bir kızım. Bende pek şans yoktur, yazımı cevaplamazsın biliyorum ama yine de şansımı deniyorum. 11 aydır çıktığım bir çocuk var; beni çok seviyor ve birlikte çok mutluyuz. Okulda bir başkasından hoşlandım, aynı zamanda yakın arkadaşımdı. Hoşlandığımı söyledim, kimseye bir şey demedi; hep aramızda kaldı, bugüne kadar.
Sadece o da bana karşı bir şeyler hissettiğini söyledi. Fakat ben ona hálá erkek arkadaşımla çıktığımı açıklayınca çok üzüldü. Ben de ondan özür diledim. Şimdi yine konuşuyoruz, ama ne olursa olsun ben yaptığımı çok yanlış olarak görüyorum ve üzülüyorum.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Hoşlandığım çocuk da kötü biri değil, ama yine de kafam karışık...
RUMUZ: KARIŞIK DUYGULAR
Kızım aslına bakarsan, ben onu sevdim, o beni sevdi, ben başkasını sevdim, o beni sevdi gibi saçmalıklara gerçekten cevap bile vermek istemiyorum köşemde.
Günümüzde ben gençlerin zekalarının, bu duygusal karmaşalara bir çözüm bulacak düzeyde olduğunu düşünmek istiyorum. Ama işte bana bir anlamda meydan okumuş, "Nasıl olsa cevaplamazsın" demişsin. Ben de hem açıklama yapıyor, hem de cevaplıyorum işte gördüğün gibi...
Madem bu arkadaşın olan gençten hoşlanıyorsun, diğerine karşı gerçek bir sevgi beslemiyorsun demek zorundayım. Madem flört edebilecek yaşa geldiğine inanıyorsun, duygularını tartabilecek olgunluğa da ermiş olmalı değil misin?