Paylaş
Aslında, Adana Demirspor maçının ilk yarısında ortaya konan mücadeleci yapı, bu noktada bir takım sinyaller vermişti ancak, direnci oyunun bütününe yayamamak puansız noktalanan bir başlangıca neden oldu.
İzmir’de ilk yarıda da durum farklı değildi...
Her iki ekibin de oyunu tutan ve risk almaktan çekinen görüntüsü sonrası, ilk 45 dakika futbol seyri açısından oldukça zayıf geçti.
ORGANİZE ATAK VE HIZLI HÜCUMU GÖRDÜK
İkinci yarıya gelindiğinde, Bursaspor’un daha organize ataklar geliştirdiğini, daha hızlı hücuma çıkarken, yardımlaşmayı da üst seviyeye çıkardığını gördük.
Nitekim; önce Emirhan Aydoğan, ardından Ali Akman bu futbolu golleriyle süsledi.
Şu bir gerçek ki; özellikle maç kondisyonu oldukça eksik, TFF 1’inci Lig’in atmosferine yabancı genç oyunculardan kurulu bir takım, zaman zaman inişler de gösterecek, çıkışlar da...
Önemli olan burada, söz konusu adaptasyon sürecini daha kısa bir döneme indirgeyerek, Mili ara sonrası oyun kimliğini oluşturan bir oyuncu grubu ortaya çıkarabilmek.
GENÇ KİMLİK HER ZAMAN UMUT VADEDİYOR
Realist bir bakış açısıyla, kadronun ne denli beklentileri karşılayabileceği, başarıya ulaşabileceği sadece bu haftalar değil, ligin 20’li haftalarında da tartışma konusu olacaktır muhakkak.
Ancak; Bursaspor’un genç kimliğinin, her zaman umut vadeden bir yönü var.
Bunu geçmiş yıllarda da hep birlikte gözlemledik.
Sahip olduğu yeteneği geliştirerek, potansiyelini ortaya koyan ve bunu takım oyununa uygun bir şekilde gerçekleştiren isimler, her zaman bir üst kademeye doğru yelken açıyor.
Daha önce de belirttiğimiz üzere; maç kondisyonun eksikliği, genç oyuncuları zorlayan en büyük etkenlerden birisi.
GALİBİYET MORAL MOTİVASYON ÖTESİNE GEÇMEMELİ
Her ne kadar sahaya çıkan genç isimler, alt yaş gruplarında birlikte top koştursa da, bunu A Takım içerisinde, fizik düzeyinin en üst seviyeye çıktığı anda başarabilmek hiç de kolay bir durum değil.
Dolayısıyla Altınordu galibiyeti, takımın yeni sürecine katkıda bulunan moral ve motivasyondan öteye geçmemeli.
Her şeyden önce ayaklar yere basmalı ki, Türk futbolunda nice yıldız adaylarının ilk maçlarından kamuoyu baskısına mazur kaldığını, o baskı içerisinde de sahip olduğu potansiyelini yansıtmakta güçlük çektiğini gördük.
BU SÜRECİN DOĞRU YÖNETİLMESİ GEREKİYOR
Bursaspor gibi bir camiada beklentiler elbette zafer üzerine kurulu olacaktır.
Kulübün arması, bunu gerektirir.
Ancak, rasyonellikten uzaklaşmayarak bu sürecin gerek takım içi ilişkilerde, gerek medya ayağında, gerekse camia nezdinde doğru yönetilmesi de gerekiyor.
Genç oyuncuların ortaya koyduğu mücadele bizlere şu sürece kadar gösterdi ki; bu sezon, belki bir anda maçı değiştirecek tek bir kahraman sahada olmayacak, ancak oyuncular bir bütün oluşturarak her biri mücadelesiyle tek vücut bir kahraman oluşturabilecek.
Bu sebeple, Bursaspor’un kazancının, bireysel yeteneklerden değil, takım bütünlüğünden geçtiğine inananlardanım...
Böylelikle, genç oyuncular da sahip oldukları potansiyellerini, -yardımlaşmanın da üst seviyelere gelmesiyle- ortaya koyma adına olanak sağlayacaktır.
TİMSAH, SAVUNMASIYLA KALEYİ GOLE KAPATTI
Yeniden Altınordu mücadelesine dönecek olursak;
Tıpkı Adana Demirspor maçında olduğu gibi, her iki takım da benzer şut ve isabet oranında oynadı ve bu kez, Bursaspor adına farkı yaratan savunmasıyla kalesini gole kapatıp, bulduğu şansları değerlendirmesi oldu.
Yapılan orta sayısında Altınordu, Bursaspor’u ikiye katlayarak (22) kanatları daha etkin kullandı.
Gollük paslara baktığımızda da; Çağatay Yılmaz ve Emirhan Aydoğan’ın zirvede olduğunu görüyoruz.
Aynı şekilde defansif reaksiyonlarda da ilk 5’i Bursasporlu oyuncular oluşturuyor.
DAHA NET VE KESKİN ADIMLAR ATILIYOR
Bu durumun bizlere gösterdiği sonuç ise; topla daha fazla oynayan rakibin, Bursaspor’un izin verdiği ölçüde bunu gerçekleştirdiği ve sonuca giden yolda, Bursaspor’un daha net ve keskin adımlar attığı yönünde.
Sonraki maçlarda da Bursaspor, bu oyununu sürdürdüğü sürece daha pek çok galibiyete benzer koşullarda ulaşacaktır.
Paylaş