Önseziler kuvvetlenmeli

Futbol gerçekten basit bir oyun mu?

Haberin Devamı

Biz izleyenler için elbette; hatta keyif veren, hatta ‘ben daha iyi yaparım’ sözlerinin havada uçuştuğu bir spor dalı.
Sahiden de bazen öyle maçlar izliyoruz ki, ‘bu nasıl kaçar’ tepkisinin açıklaması yok.
Ancak iş görüldüğü gibi değil.
Zira; fizik kanunlarına da göre ayağa hükmedebilmek, arzu edilen vuruşu yapabilmek için topa istenildiği seviyede dokunabilmek, yeterli ölçüde kavisin topa verilmesinin ardından takım arkadaşının bir sonraki anda nerede bulunacağı hesaplayarak meşin yuvarlağı o noktaya gönderebilmek, bunu yaparken de rakip oyuncuların ulaşamayacağı anı ve noktayı tespit edebilmek, o anki fizik direncini ve gücünü tam randımanlı sergileyebilmek, rüzgar gibi çevresel faktörleri de hesaba katabilmek gibi daha da uzatabileceğimiz pek çok parametre aslında baktığımızda sadece bir anlığına, bir pasın gerçekleşmesinde gelişiyor.

Haberin Devamı

MATEMATİK YAPMIYOR DENEYİMİNE GÜVENİYOR

Bu yeteneğe sahip ve bu yeteneği geliştirenler, profesyonel düzeyde oynamaya hak kazanıyor.
Bazen, bu oyuncu nasıl profesyonel olmuş desek de, işin kabaca argümanında işte bu durum yatıyor.
Gelişmeyi sağlayan etken yeteneğin artırılması olduğu gibi önsezilerin de güçlendirilmesi.
Günlük hayatta da yaşadığımız pek çok durumda gördüğümüz üzere burada da, o pas atılırken oyuncu bir anlığına tüm her şeyi gözden geçirip ince bir matematik hesaplamasına girmiyor, önsezilerine, deneyimine güveniyor.
Çünkü bu, deneyim kazandıkça gelişen bir özellik.
Bugün gördüğümüz pek çok yetenek, deneyim kazandıkça bu noktadaki önsezilerini doğal olarak geliştirdikçe daha başarılı oluyor.
Daha net ve keskin paslar, akıl dolu paslar atabiliyor. Takımı da gole hazırlıyor.
Bahsettiğimiz şey yalnızca, futbol biliminin uçsuz bucaksız parametrelerinden bir detayı.

GENÇLER MECBURİYETTEN A TAKIM’A ÇIKARILDILAR

Gelelim bizim çocuklara, Bursaspor’a.
Yaş ortalaması itibarıyla Bursaspor, Türkiye’de profesyonel liglerde mücadele eden tüm takımlar arasında en düşük bütçeli ve en genç takımlardan birisi.
Üstelik henüz daha emekleme safhasında olan bir takım.
Geçmiş yıllarda Bursaspor altyapıdan çıkardığı değerler ile fark oluştururken, bu sezon o farkı göremememizin bazı nedenleri var.
Şöyle bir üzerinden geçecek olursak; genç oyuncular, A Takım’a bir anda ve ihtiyaç duyulduğundan dahil edildi.
Daha önceki yıllarda olduğu gibi belirli yaş gruplarında birlikte oynayan ve birlikte oynamaya alışkın isimler, performanslarını bulunduğu noktanın üst klasmanına çıkardığı için değil; zaruri bir durumdan yükseltildi.

Haberin Devamı

SUDAN ÇIKMIŞ BALIK GİBİ ŞAŞIRIYORLAR

Yanlış anlaşılmasın, şu an mevcut genç oyuncular bu yeteneğe yahut potansiyele sahip değil anlamı çıkmasın; aksine, daha önceki yıllarda zaruriyet olmadığından baskı unsuru da yoktu ve oyuncular kendilerini daha rahat hissettikleri ortamlarda, daha kendilerine göre olan oyunlarda performanslarını gösterip, burada kazandıkları yoğun deneyimlerin ardından A Takım’a geliyordu.
Bu sezon gelinen noktada; oyuncular, kendi ortamlarında dahi performanslarını, gelişimlerini net bir şekilde sergileme imkanı bulamadan, fizik gücü gibi futbolun olmazsa olmazlarını bulunduğu konumdan daha da yukarıya taşıyamayan A Takım ile tanıştı.
Birçoğu farklı yaş gruplarından, farklı oyun mantaliteleriyle buraya geldi.
Bursaspor’da da alt yaşlardan itibaren A Takım’a uzanan yelpazede belli bariz bir oyun kurgusu, oyun mantalitesi bulunmadığından, her bir oyuncu yaş gruplarında farklı aşamalardan geçti.
Bakın günümüz Türk futbolunun da genel sorunlarından biri olan, kulüplerin antrenörlerinin dahi farklı oyun formatlarını, tarzlarını benimsediği şu süreçte, bugün A Takım seviyesinde gördüğümüz yansımalar oldukça doğal.
Haliyle bir anda arenaya sürülen oyuncular, sudan çıkmış balık gibi neye uğradığını da şaşırarak, buraya uyum sağlama sürecini sancılarla geçirdi.
Bazı oyuncular, henüz daha fiziksel gelişimlerini, önsezilerini tamamlayamadan bir anda profesyonel düzeyde mücadeleye çıktı.
Yetenek havuzunun da altyapıda son yıllarda daralması, Bursa futbolunun da günden güne eriyen haliyle birlikte her biri, birbirine bağlı bu durum mevcut sıkıntılı süreçleri oluşturdu.
Az önce yukarıda futbolun biliminden bahsederken vurguladığımız önsezi de gelişemedi, geliştirilemedi.
Bunun sonucunda ilk yarı boyunca Bursaspor’da kopuk bir oyun, saha içi iletişimsizlik, performansların dalgalanmalarını gördük.
‘Formayı çıkarın’ dedik ama bazı oyuncuların, bırakın Bursaspor’u, profesyonel liglerde şu an en düşük bütçeli ve kağıt üzerindeki en kötü takımlarda bile oynamayacağı ölçüde henüz gelişimlerini tamamlayamadıklarını düşünmedik.

Haberin Devamı

YETKİLİLER KENDİLERİNE ÖZELEŞTİRİ YAPMALI

Bu da ne taraftarın, ne bizim suçumuz.
Bu aslında futbolun yıllardan beridir bize öğrettiği; ‘A Takım’a yükseldiğinde pek çok açıdan tamamdır’ anlayışının bir tezahürü.
Doğal olarak kulübe gönül verenler, o formanın ağırlığını hissederek oynayacak bir oyuncu grubunu talep ediyor.
O formayı mabedde giyebiliyorsa, pek çok açıdan üst seviyeye çıkmış olabilmeli.
Fakat burada da oyuncu tercihleri, teknik heyetin düşünceleri ve bu malzemelerden oluşturduğu harman önemli.
Bugün gelinen noktada maalesef ki, aşağıdan çağrılarak üst seviyeye çıkarılan isimler etrafında da yetkililerin kendilerine özeleştiri yapmaları gerekiyor.
Zira oyuncular, kafasına göre 16 yaşta oynarken bugün A Takım’da oynayacağım deyip sahaya çıkmıyor, onlara da bu imkanı tanıyanların, bu genç oyuncuları çok iyi ve doğru şekilde mümkün mertebe de hatasız tespit ederek, A Takım’a dahil etmesi gerekiyor.

Haberin Devamı

ANTRENÖR BAZINDA GELİŞİM ŞART

Açıkçası, bu sezon yaşanılanlar bize gösteriyor ki sadece altyapı oyuncuları bazında değil, Bursaspor’un antrenör bazında da kendini geliştirmesi elzem.
Bu yüzden diyoruz; oyuncuların yalnızca yeteneklerinin varlığı, gelişimleri değil aynı zamanda A Takım’a adaptasyonu, oyun karakteri, fiziksel kapasitesi, mental gücü önemli.
Elbette oyuncuların bunu sağlaması zaman isteyecek ancak bu uyum ne kadar kısa süreye çevrilirse bu da zaten teknik yapının da bir başarısı olacak.
Son olarak madalyonun diğer yüzünde de oyuncuların mücadelesizliğine dem vurmak gerek; ne şartlarda olursa olsun, o formayı giyiliyorsa o oyuncu da koşmalı, mücadele etmeli.
Bakın yukarıda bahsettiğimiz her şey esasında mental gelişim, fizik gücü, yetenek ve deneyimle alakalı.
Ancak kötü mücadele edemezsiniz, kötü koşamazsınız.
Ne yazık ki bu sezon pek çok maçta oyuncuların mücadelesizliğini gördük. Bu da yakışmıyor.
Top kaptırdığında koşup, tüm dinamizmini ortaya koyup o topu geri kazarak gelişimlerini artıracaklar mı, yoksa kaptırıldığında rakip oyuncuyu sadece formadan çekerek mi durduracaklar?
Bunun kararını verecek olan Bursaspor’un teknik heyeti ve oyuncuları, sezon sonu nerede olacaklarının da kararını verecek.

Yazarın Tüm Yazıları