İlk yarıda %72 topa sahip olan siyah beyazlı ekip Larin’in faul gerekçesiyle verilmeyen golü dışında Ankaragücü kalesini tehdit edemedi.
Üstüne üstlük iyi kapanan ve hızlı çıkışlarla gol arayan başkent ekibi 3’ü net, 4 pozisyon buldu. Kaleci Ersin’in iyi oyunu ve Ankaragüçlü forvetlerin beceriksizliği ilk devrenin golsüz bitmesinin nedeniydi.
OFANSİF AÇIDAN ZAYIFTI
İkinci yarıda pas ritmini artıran Beşiktaş, Ankaragücü karşısında daha etkili pres yaptı, ikinci topları alıp atak devamlılığı sağladı ancak yine ofansif bölgede gereken zenginliği yakalayamadı. 45 ile 60 arası siyah beyazlıların yoğun baskısı golü bir duran topla getirdi. Maçın kötü isimlerinden Ghezzal’ın mükemmel ortası ve Vida’nın golüyle aradığı üstünlüğü bulan siyah beyazlılar kalan yarım saatlik bölümde daha emniyetli görünmekle birlikte yine topun sahibiydi.
ERSİN HATASIZ OYNADI
Dün Josef ve Rosier iyi futbol sergilediler. Kaleci Ersin hatasız idi. Haftada 3 maçlık yoğun fikstürde Beşiktaş için önemli olan 3 puan idi. Zaman zaman saha içinde acı çekse de kazanmayı başardı. Hakem Halis Özkahya, Larin’in golünü faul gerekçesiyle iptal etti ancak burada asıl tartışılacak konu faul veya değil yorumundan önce neden top daha kaleye girmeden düdük çaldı? Halis Hoca böylece VAR’ın devreye girmesinin önünü keserek ciddi bir hata yapmış oldu.
ATAKAN'I ÇOK BEĞENDİM
Son 3 maçtır kaybetmeyen Ankaragücü ise planı olan, sert, iyi savunma yapan bir takıma dönüşmüş. Özellikle Atakan’ı çok beğendim. 2 maçtır kalesini gole kapatıp bu alanda bir istikrar yakalayan Beşiktaş, oyun hakimiyetini tamamen eline geçirip açık ara topa sahip olduğu maçlarda daha fazla pozisyon üretmenin yollarını bulmalı.
Beşiktaş ilk 45 dakikada temposuz ve durağan bir futbol ortaya koydu. Devrenin ortalarında Erzurumspor’u yoğun baskı altına alan siyah-beyazlılar, oyun üstünlüğünü pozisyon zenginliğine dönüştüremedi. Kalabalık savunmayı açacak hareketlilik ve hücum aksiyonları yeterli değildi. Final paslarında da gereken beceri eksikti.
İkinci yarıda tempoyu yukarıya çeken Beşiktaş, Aboubakar’ın penaltı golünden sonra hız kesmedi. Büyük bir açlıkla Erzurumspor’un üstüne gitmeye devam eden siyah beyazlılar, 8 dakika içinde bulduğu 3 golle maçı 4-0’a ulaştı ve adeta gövde gösterisi yaptı. Bu bölümdeki görkemli oyunda görevini yapmayan futbolcu yoktu. Ancak Aboubakar, Mensah ve Ghezzal etkili oynadılar. Josef ve Atiba da her zamanki istikrarlı çizgilerini devam ettirdi. Vida güçlü bir şekilde döndü. Rıdvan da her geçen gün üzerine koyuyor.
TAKIM RUHU YAKALANDI
Sergen Yalçın’ın takımı tüm olumsuz koşullara rağmen kazanılan Başakşehir ve Fenerbahçe maçlarının ardından çok iyi bir hava yakaladı. Bu öz güven oyuna da yansıyor. Eksiklerin de dönmesiyle genişleyen kadro, haftada 3 maçlık yoğun fikstür öncesi Sergen Hoca’nın elini güçlendirdi.
Beşiktaş, Alanya, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin puansız kapattığı haftada hata yapmadı ve farklı galibiyetle zirve tırmanışını sürdürdü. Şu net bir şekilde görülüyor ki siyah beyazlı ekipte taşlar yerine oturdu, iyi bir takım ruhu yakalandı. Roller ve isimler değişse de rakiplere kendi oyununu dikte eden dominant bir Beşiktaş var.
Misli.com'a üye ol, Sanal Oyun kuponu yap, 10 TL kazan! Sadece Misli.com'da, hemen üye ol...
Fenerbahçe ilk yarıda hem top ayağındayken hem de top rakipteyken çok pasif bir futbol ortaya koydu. Gaziantep’in topa sahip olduğu bölümlerde rakibi takım halinde kendi yarı alanında karşılayan sarı lacivertliler ev sahibi ekibi hiç rahatsız etmedi. 1-0 geriye düştükten sonra gecenin en istekli ve hareketli ismi Pelkas ile golü bulan Fenerbahçe’yi beraberlik golü de harekete geçirmeye yetmedi. Tisserand’ın acemice sebep olduğu penaltı ile bir kez daha geriye düşen Fenerbahçe’de teknik direktör Erol Bulut, ikinci yarıya Thiam-Ferdi değişikliği ile başladı. Gaziantep’i kendi yarı alanına hapseden sarı lacivertli ekipte Cisse çok net bir pozisyonda topu direğe nişanladı. Çok etkili bir futbol oynamasa da Cisse-Adem’i değişikliği kanımca erken geldi. Cisse pozisyona giriyor ve gole yakın bir oyuncu.
SOSA’SIZ OLMUYOR
İkinci yarının tamamında üstün oynayan ancak gol bölgesinde Pelkas hariç etkisiz kalan Fenerbahçe’de Mert Hakan’ın yerine Sosa tercihi neden yapılmadı? Anlamak çok da mümkün değil. Sosa formsuz olabilir ancak ona konfor alanı yaratacak bir oyun bulunamaz mı? 2 maçtır Sosa yedek, tablo ortada... Onsuz da olmuyor.
Erol Hoca son bölümde Caner’i oyuna sokup Sangare’yi çıkarttı, Novak’ı geriye çekerek 3’lü savunmaya döndü. Ancak değişiklikler Fenerbahçe’nin oyununu yukarıya çekmedi. Tersine Gaziantep takımı oyunda dengeyi sağladı ve 3’üncü golü buldu.
BU ORTA SAHA PRES YAPAMAZ
Son 4 lig maçının 3’ünü kaybeden F.Bahçe’nin futbolu her geçen gün geriye gidiyor. Hücum etkinliği azalırken, savunma kalesini gole kapatamıyor. Orta saha pres yapabilecek dinamizde değil. Bu lig çok kırıcı. Zirve yarışında puan kayıpları her takım için devam edecektir. F.Bahçe puan olarak rakiplerinden geride değil ancak oyun her hafta geriye doğru gidiyor. Asıl düşündürücü olan bu.
Beşiktaş, ilk yarıda düşündüklerinin hiçbirini sahaya yansıtamadı. Alanyaspor’un alan bırakmayan dağılımı ve yoğun baskısı siyah beyazlıların pas hatalarına ve top kayıplarına neden oldu. Alanyaspor bloklar arasındaki pas kanallarını çok iyi kapattı. Rakip yarı alanda çoğalamayan Beşiktaş, Alanya’nın iyi işleyen bu planına çözüm üretemedi, beklerini de hücuma çıkartamadı. İlk 45 dakikada üstün oynayan Alanyaspor, Beşiktaş’ın bireysel hatalarından faydalanamadı ve penaltı golüyle gelen 1-0 ile yetinmek zorunda kaldı.
STOPER FARKI
İkinci yarıya 3 değişiklik ile başlayan Beşiktaş, topa saha fazla sahip olarak oyunu rakip yarı alana yıksa da golü bulacak aksiyonlardan uzaktı. Alanyaspor’da dün 3 Yunan futbolcu Tsavellas, Siopis ve Bakasetas kusursuza yakın bir futbol oynadılar. Özellikle Tsavellas son dönemlerde gördüğüm en iyi stoper performanslarından birini ortaya koydu. Alanya’nın iki stoperi ve kalecisi harika oynarken Beşiktaş’ın aynı pozisyonda oynayan futbolcuları için olumlu ifadeler kullanmak mümkün değil. 10 kişi kalan Alanya karşısında 84’te Güven net pozisyonu gole çevirmiş olsa kalan sürede siyah beyazlılar beraberlik şansı bulabilirdi.
KAZANMA ARZUSU EKSiKTi
Alanyaspor hafta içi maç oynamış olmasına rağmen Beşiktaş’a oranla daha diriydi. 2-1’i bulduktan sonra duraklamalar ile birlikte beraberlik şansı belirmesine rağmen siyah beyazlıların dün kazanma arzusu maçın başından sonuna kadar yeterli seviyede değildi.
Üst üste 3 galibiyetin ardından Beşiktaş’ın serisi kötü futbolla son buldu. Alanyaspor ise “Ben bu yarışta sonuna kadar olacağım” mesajını dünkü mücadelesiyle net bir şekilde ortaya koydu. Dün Beşiktaş’ta genç Rıdvan ve Josef haricinde iyi oynayan futbolcu yoktu. İstikrar sembolü Atiba bile sallandı. Aboubakar ve Ghezzal da geçtiğimiz haftaların çok gerisinde kalınca dünkü yenilgi kaçınılmaz oldu.
F.Bahçe, evinde çok kötü bir futbolla Konyaspor’a 2-0 kaybetti. Ardından 50 dakika 10 kişi oynayan Beşiktaş’a evinde derbide 4 gol yiyerek mağlup oldu. Ligin krizdeki takımlarından Denizlispor karşısında ‘haftanın futbolcusu’ seçilen Altay’ın 7 kurtarışı ile kazandı. Ancak bu gerçekler ve oynanan kötü futbol konuşulmadı, sorgulanmadı. Dün de Malatyaspor karşısında maça adeta yürüyerek başlayan Fenerbahçe, 4-2-4 oynayan rakibi karşısında ne savunma yapabildi ne de hücum. Başta Tisserand’ın felaket görüntüsünün ötesinde takım halinde direnç gösteren bir oyuncu da yoktu Fenerbahçe’de. 1-0 oldu, tepki yok. 2-0 oldu reaksiyon yok. 3-0 ’dan sonra Malatya’nın geriye çekilmesiyle etkisiz hücumlar yapan bir Fenerbahçe izledik.
CANER DE OLMASA...
Hem fiziksel hem de psikolojik olarak son derece yetersiz görünen sarı lacivertliler kolektif açıdan da sınıfta kaldı. Sosa’nın oyuna girmesinin ardından rakip yarı alanda daha fazla pas yapabilen Fenerbahçe, her zamanki gibi sadece kenar ortalarıyla gol aradı. Erol Hoca planı yok eleştirilerine katılmıyor belki ama Caner’in ortaları olmasa rakip ceza alanı etkinliği hiç yok. Top rakipte iken ciddi sorunlar yaşayan Fenerbahçe, rakip yarı alanda pres yapma konusunda da kendi ceza alanını savunma bölümünde de sınıfta kaldı.
LEMOS VE TISSERAND’I KiM ALDI?
Fatura büyük ölçüde Erol Bulut’a çıkacak. Ancak Lemos ve Tisserand gibi vasat stoperleri kim nereden buldu? Fenerbahçe’de ilk 11’de oynamayacağı kesin olan bazı transferler neden yapıldı? Artık bunların da tartışılması lazım. Malatyaspor cesur ve kararlı bir oyun sergiledi ve net galibiyeti hak etti, 3 gol attı. Kaleci Altay’ın kurtarışları olmasa daha farklı kazanabilirdi.
250 TL'ye varan "Hoş Geldin Bonusu" Misli.com'da! Hemen üye ol...
Fenerbahçe maça geçen hafta Beşiktaş’a kaybeden kadrodan 5 farklı oyuncuyla başladı. Bunların bazıları zorunluluk bazıları da tercih idi. Oyun kalitesini tartışabiliriz belki ama dünkü Pelkas-Mert-Ferdi’den oluşan forvet arkası 3’lüsü daha dinamik ve enerjik.
Özellikle ilk 30 dakika kararlı ve baskılı görünen sarı lacivertlilerde Ferdi Kadıoğlu etkili ve hareketliydi. Genç oyuncu çok şık bir de asiste imza attı.
Devrenin son bölümünde Denizlispor, oyunun kontrolünü eline geçirmişken sarı lacivertliler klasik bir Gökhan Gönül öndirek golüyle farkı 2’ye çıkarttı.
56’ncı dakikada VAR ile gelen penaltıyı Murawski’nin kaçırması 10 kişi oynayan Fenerbahçe’nin direncini 2’ye katladı. Golü bulabilecek pozisyonları yakalayan ev sahibi, kalesinde devleşen Altay’ı geçemedi.
DENiZLi FIRSAT TEPTi
Son bölümde çok net fırsatları kaçıran Denizlispor geçen hafta Başakşehir karşısındaki geri dönüş hikayesini dün yakalama şansını tepti.
Fenerbahçe, dün Beşiktaş yenilgisinin ardından direnç ve mücadele gücüyle 10 kişi oynamasına rağmen önemli bir 3 puanın sahibi oldu. Serdar Aziz, VAR’a pozisyonu izlemeye giden hakeme neden itiraz edip sarı kart görür anlamak mümkün değil. Artık günümüz futbolunda kurallar hakeme itiraza kesinlikle tolerans göstermiyor. Göstermemeli de.. Bir futbolcunun itirazdan basit sarı kart görmesi hem maçı hem de sezonu etkileyebiliyor.
Sarı lacivertli ekibin dünkü galibiyetinde başrol oyuncusu tartışmasız bir şekilde kaleci Altay idi. Genç kaleci başta penaltı olmak üzere inanılmaz kurtarışlarıyla 3 puanı getirdi. Ayrıca dün Altay dışında ilk yarı Ferdi; maçın tamamında da Caner ve Gökhan iyi futbol oynadılar.
Beşiktaş maçın ilk yarısının tamamında oyunun ve topun tek hakimiydi. Israrla ayağa paslar ile rakip yarı alana yerleşen siyah beyazlılar gol için aceleci davranmadı. Sabırla rakibinin hatasını bekledi. Kasımpaşa ise Beşiktaş’ın yoğun baskısını kıramadı ve kendi yarı sahasından çıkamadı. Beşiktaş, ilk 45 dakikada bu kadar üstün oynadığı bir maçta iyi futboluna paralel ofansif zenginliği sahaya yansıtamadı. Az şut attı, pozisyona girmekte güçlük çekti. Ancak rakibi topun peşinden koşturmanın ödülünü devrenin sonunda Aboubakar’ın hazırladığı gol ile aldı.
GHEZZAL ÖZEL BiR OYUNCU
İlk yarının 1-0 bitmesiyle rahatlayan siyah beyazlı ekip Hadergonaj’ın atılmasıyla birlikte kalan sürede üstün oynadığı maçı kalan bölümde yorulmadan rahat bir tempoda götürdü ve farkı Atiba ve Aboubakar’ın golleriyle 3’e taşıdı.
Sağ kanatta Ghezzal-Rosier ikilisi Kasımpaşa savunmasını hayli yıprattı. Ghezzal, gerçekten çok özel bir oyuncu. Maçın her anında aktif ve oyun zekası çok yüksek. Rosier de istikrarlı, atletik ve güçlü. Beşiktaş’ta dün görevini yapmayan oyuncu yoktu. Sadece N’Koudou’dan daha fazlasını bekliyoruz. Aboubakar 1 gol, 1 asist ile yıldızlaştı.
HARiKA BiR UYUM
Bireylerin performansının ötesinde kollektif olarak harika bir uyum içerisinde görünen Beşiktaş, son 3 maçta 3 güçlü rakibini 10 gol atarak yendi ve 9 puanı aldı. Oynadığı güçlü futbolla da hedefini belli etti. Beşiktaş, bu maç öncesinde, tuhaf bir şekilde kalesinde fazla pozisyon vermemesine rağmen ligin en çok gol yiyen takımıydı. Dün de pozisyon vermediler. Emniyetli oynadılar ve gol yemediler. Pozisyon vermeden oynamaya devam eder ve bireysel hataları minimize ederse Aboubakar, Ghezzal ve Atiba gibi oyuncularıyla yarıta kuvvetli bir aday olacaktır.
Derbide ilk 45 dakikadan 3 gol çıkması iki takım için de bir nimet idi. Beşiktaş, Aboubakar ve Ghezzal’ın bireysel becerileriyle iki gol bulurken Lemos’un 2 golde de hatası vardı. Fenerbahçe ilk 5 dakika dışında Beşiktaş’ı hiç rahatsız etmedi. Baskı yapmadı, yapamadı. Dinamizm ve tempodan uzak Fenerbahçe, Beşiktaş’ın zaaflarla dolu savunmasını zorlayamadı. Bunda atletizmden uzak 3 oyuncunun hücum hattında oynamasının da etkisi vardı. Gerek Perotti, gerekse de Pelkas ve Cisse savunmanın arkasına geçecek oyuncular değil. Fenerbahçe bu oyunuyla golü ya duran toptan ya da bireysel hatalardan bulabilirdi. Nitekim kornerden buldu.
NECiP’iN GOLÜ GÜÇLENDiRDi
Akan oyunda pozisyon üretmekte zorlanan Fenerbahçe, ikinci yarıda da aynı sorunu yaşamaya devam etti. Erol Bulut ikinci yarıya Cisse’nin yerine Ademi’yi; Sosa’nın yerine de Mert Hakan’ı oyuna aldı. Beşiktaş’ın 50’de Larin’in atılmasıyla 10 kişi kalmasından sonra Necip ile farkı yeniden 2’ye çıkartması siyah beyazlı takımın güçlü bir şekilde oyuna tutunmasını sağladı. 1 kişi eksik rakibi karşısında kenar ortalarıyla pozisyon arayan Fenerbahçe, bir karambol sonrasında maçı 3-2’ye getirdi.
LEMOS NEDEN OYNADI?
İlginç olan, sarı lacivertli ekip 10 kişi oynayan Beşiktaş karşısında hiçbir şekilde üstünlük kuramamış olması. Bulut bu derbide neden Lemos’u tercih ettiğini sorgulamalı. Ayrıca Ademi ve Thiam bu seviyenin oyuncuları değil. F.Bahçe’nin stoperleri de vasat. Sosa da yokları oynayınca da daha istekli ve kararlı olan Beşiktaş galibiyete uzandı. Siyah beyazlıların tarihi zaferinde Rosier-Montero-Necip 3’lüsü iyi bir futbol sergilediler.“Maçın adamı kimdi?” diye soracak olursanız, Aboubakar’dı.
Fenerbahçe’de Ozan Tufan dışında başkaldıran oyuncu yoktu. “Maçın adamı kimdi?” diye soracak olursanız, kesinlikle Aboubakar’dı.
Sergen Yalçın, Erol Bulut’u mat etti. Bulut’un Beşiktaş’a karşı 7 maçta 6 mağlubiyet, 1 beraberlik alması da gerçekten dikkat çekici bir istatistik.
HAKEM ÇOK ZAYIFTI