TÜRK futbol tarihinin iki köklü takımının mücadelesinde Altay maça golle başladı. Böylesine kritik bir Play-Off eşleşmesinde ilk dakikada golü bulmak büyük bir öz güven getirir. Üstelik sezon içinde 2 maçı da kaybettiğiniz bir rakibe karşı... İstanbulspor, VAR ile gelen penaltıyla beraberliği yakaladı ve karşılıklı goller ile başlayan maç hız kesmeden devam etti.
Arka arkaya gol kralı Paixao’nun 2 golüyle maçı 3-1’e taşıyan Altay, İstanbulspor’a oranla çok daha tecrübeli bir kadroya sahip. Başta Poko, Scuk, Regattin, İbrahim, Tolga ve sonradan oyuna giren Mossoro gibi isimler başta olmak üzere takımın hepsi süper ligde oynamış isimler.
Mustafa Denizli gibi olağanüstü bir kariyeri de bu faktöre ekleyince maç içinde 3-1’i bulan Altay, farkı nasıl artıramadı ve kendisine final kapısını sonuna kadar açacak skoru alamadı? 2. yarı risk alan ve kendi yarı alanında büyük boşluklar bırakan İstanbulspor karşısında çok net fırsatlar yakalayan İzmir’in siyah beyazlıları, final pasları ve vuruşlarında beceriksiz davranınca İstanbulspor maça tutundu ve kendisine avantajı getirecek golü yine penaltıyla bularak maçı 3-2’ye getirdi. Altay’ın attığı 3. golde büyük hatası bulunan kaleci Alperen, 85’de dünyanın en iyi kalecilerini kıskandıracak bir kurtarışla skorun 4-2’ye gelmesini engelledi. Altay, gol için rakip kaleye gittiği zaman çok etkili ve kolay pozisyona giriyor. Ancak takım savunmasında sorunlar yaşıyorlar ve bireysel hata sayıları fazla.
ALTAY 1 ADIM ÖNDE
Çok keyifli bir 90 dakika izledik. İstanbulspor daha organize bir ekip, Altay’ın ise bireysel oyuncu kalitesi daha yüksek. Bakalım rövanş maçında ‘Büyük Mustafa’nın nasıl bir planı olacak? Çünkü Denizli, bu tip finalleri onlarca kez oynadı ve kazanmanın yollarını bilir.
<iframe width="727" height="422" src="https://www.youtube.com/embed/hhv7aHgWnBs" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
Ancak sezon başından bu yana gömülü savunma yapmakta bocalayan siyah beyazlı ekip topu Göztepe’ye bırakıp savunmaya çekildikten kısa bir süre kalesinde bir tehlike yaşadı ve hemen akabinde golü yedi. 1-1’den sonra demoralize olan ve telaşlı bir görüntü ortaya koyan Beşiktaş, devrenin sonlarına doğru toparlandı ve tekrar oyun üstünlüğünü eline aldı.
2. YARIYA BASKILI BAŞLADI
İkinci devreye baskılı başlayan Beşiktaş, topa sahip olarak Göztepe’yi baskı altına aldı. Çok adamla rakip ceza alanına giden siyah beyazlılar rakibini hataya zorlarken Larin’e yapılan penaltıyı Ghezzal gole çevirince tekrar üstünlük sayısını buldu. Topu kalesinden uzak tutmak için önde baskıya devam eden Beşiktaş, rakibine pozisyon vermeden maçı tamamladı.
EN İYİ OYNAYAN TAKIMDI
Dile kolay 42 haftalık kırıcı, yorucu bir maratonu şampiyon olarak tamamladı siyah beyazlılar. Son düzlükte Aboubakar, Cenk, Oğuzhan ve Ljajic’den de faydalanamayan Sergen Yalçın, son haftalarda aşırı yoğun maç trafiği ve kadro erozyonuna rağmen bocalasa da mutlu sona ulaşmayı başardı. Ligin en çok gol atan, en iyi futbol oynayan, en uzun liderlik koltuğunda oturan takımıydı Beşiktaş.. Başta Sergen Yalçın ve oyuncu grubu olmak üzere taraflı-tarafsız herkes Beşiktaş’ın şampiyonluğu hak ettiğini düşünüyor. Alkışlar şampiyon Beşiktaş için.
Karagümrük’ün öne geçmesinden sonra şuursuz ve kontrolsüz oynayan siyah beyazlı takım, kalesinde net bir pozisyon daha verirken Welinton mucizevi bir şekilde golü önledi. İlk devrenin son bölümünde Ljajic’in sakatlanması da Beşiktaş için ciddi bir şanssızlık oldu.
SAVUNMAYI ÇÖZEMEDİ
İkinci yarıda tüm hatlarıyla yoğun bir baskı oluşturan Beşiktaş, Ghezzal ile bulduğu beraberlik golünden sonra da prese devam etti. Her şey Beşiktaş’ın lehine giderken Zukanovic’in de atılmasıyla ibre iyice Beşiktaş’a döndü. Ancak oyunun hakimi siyah beyazlılar Karagümrük’ün etkili tek kontraatağıyla 2-1 yenik duruma düştü. Kulübede ofansif hamle şansı olmayan Sergen Yalçın, Necip-Dorukhan değişikliğini daha erken yapabilirdi.
Beşiktaşlı futbolcular her şeylerini ortaya koydu ancak aşırı istek saha içi organizsyonunu olumsuz etkiledi. Aşırı telaş siyah beyazlı futbolcuları olumsuz etkilerken Beşiktaşlılar Karagümrük’ün katı savunmasına karşı çözüm üretemedi.
HER MAÇ ÇATIR ÇAYIR OYNANDI
Dünkü sonuçları gördükten sonra cumartesi günü her şey olabilir. Beşiktaş, kazanmak zorunda ancak gördük ki her maç çatır çatır oynandı. Kimsenin 3 puanı cebinde değil. Gerek Malatya, gerek Göztepe ikisinin de gereken mücadeleyi ortaya koyacağından kimsenin şüphesi olmasın. Sakin olan biraz da şanslı olan ipi göğüsleyecek.
Şu bir gerçek ki Beşiktaş, avuçlarının içinde tuttuğu şampiyonluk ipi artık kendi ellerinde değil. Siyah beyazlılar kazanıp Galatasaray’ın alacağı skoru bekleyecek. Beşiktaş’ın 2 gol avantajı var ve Galatasaray ile karşılaşacak Malatya takımı son 9 maçının hiçbirinde kalesinde 2 gol görmedi. Cumartesi günü hiç tanık olmadığımız bir lig finaline daha tanık olacağız.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJSRVBCMThzbiIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
İki takım da birbirlerinin istediği oyunu sergilemesine izin vermezken Beşiktaş, Aboubakar ve N’koudou’yu fazlasıyla aradı.
Galatasaray 2 kez öne geçmenin avantajıyla kendi yarı sahasında alan vermeyen bir kurguyla oynadı. Beşiktaş ise topu rakip ceza alanına etkin bir şekilde getirmekte zorlandı. Dolayısıyla kale önü zenginliğinden uzaktı siyah beyazlılar.
ATIBA KÖTÜ GÜNÜNDEYDİ
Galatasaray, kötü gününde olan Atiba’ya baskı uygulayıp pas kanallarını kapattı. Beşiktaş güçlü olduğu Rosier ve Ghezzal’li sağ kanadını dün ilk kez bu kadar az kullandı. Sergen Yalçın, yedek kulübesi ve oyuna hamle konusunda Fatih Terim kadar şanslı değildi ve son bölümde Galatasaray bu avantajını iyi kullanarak Arda Turan ile skoru 3-1’e taşıdı. Maç 2-1 iken Sergen Yalçın’ın oyunu ve skoru kendi lehine çevirecek değişikliklere imza atamamış olması siyah beyazlıların en büyük zaafı idi. Nitekim Beşiktaş, son dakikalarda yenilgiye razı olmak durumunda kaldı.
SADECE JOSEF İYİYDİ
Galatasaray, derbide kazanıp şampiyonluk şansını son 2 maça taşıdı. Sarı kırmızılılar akılcı bir taktik öne geçmenin avantajını iyi kullandı ve kadro zenginliği avantajıyla ezeli rakibini mağlup etti. Dün sahanın en iyisi Galatasaraylı Gedson Fernandes idi. Beşiktaş’ta ise Josef dışında bekleneni veren oyuncu yoktu. Derbide Beşiktaş kaybetmesine rağmen ipler hala siyah beyazlıların elinde.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJSRVBCMThzbiIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
Sergen Yalçın futbolculuğu döneminde de derbileri çok severdi. Beşiktaş’ın başında teknik direktör olarak sahaya çıktığından beri de hiç derbi kaybetmedi. Son 2 haftadaki Çaykur Rizespor ve Hatayspor maçlarında çok iyi futbol oynayarak kazanan Beşiktaş, müthiş bir öz güvenle Galatasaray’a konuk olacak.
Bir futbol takımı için kolektif oyun ne kadar önemliyse Beşiktaş’ın yakaladığı bu moral motivasyon da derbide siyah beyazlı ekibi avantajlı kılıyor.
Beşiktaş özellikle orta sahada Galatasaray’a oranla ağır basıyor. Josef de Souza, Atiba Hutchinson, Adem Ljajic ve Rachid Ghezzal birbirleriyle son derece uyumlu ve yüksek pas kalitesi ile oynayan isimler. Galatasaray ise sezon başından bu yana bu alanda arayışlarını sürdürüyor.
Özellikle bu tip maçlarda orta sahayı ele geçiren kazanmaya her zaman daha yakın.
Süper Lig’in ilk yarısında oynanan karşılaşmada da Beşiktaş ezeli rakibine orta alanda üstünlük kurmuştu. Ben cumartesi günü Türk Telekom Stadı’nda oynanacak karşılaşmada da benzer bir performans bekliyorum.
"ZEVKLİ GEÇMEYE ADAY, HARKİKA BİR FUTBOL ŞÖLENİ BİZLERİ BEKLİYOR"
Ligde son 3 haftaya girilirken Beşiktaş 81 puanla lider durumda. Galatasaray ise 76 puanla siyah beyazlıları takip ediyor. Bu tabloya bakıldığında Galatasaray mutlak kazanmak zorunda. Deplasmanda oynanacak karşılaşmada beraberlik ise Beşiktaş için kötü sonuç değil. Ancak ben yine de siyah beyazlıların teknik direktörü Sergen Yalçın’ın tüm planlarını derbide galibiyet üzerine yapacağını düşünüyorum.
Beşiktaş, maça o kadar hızlı ve arzulu başladı ki henüz 13 dakika dolmuşken 3-0’lık skoru buldu. 3 gün önce Rizespor maçında da etkili bir baskıyla başlayan siyah beyazlılar, rakibini hapsetmiş ve ilk bölümde sonuca gitmişti, dün Rizespor maçından çok daha hızlı bir başlangıç oldu. Bu süre içinde kaleci Munir’in kurtarışlarını da hesaba katarsak aradaki oyun farkının inanılmaz boyutlarda olduğunu belki ifade edebiliriz. Hız kesmeyen siyah beyazlılar ilk 45 dakikayı 5-0 önde kapatırken, toplam 10 isabetli şut attı 1 topu da direkten döndü. Bu muhteşem futbola Hatayspor hiçbir şekilde cevap veremezken tempo, teknik ve bitmeyen iştahla oynayan Beşiktaş henüz ilk yarıda tarihi bir skora ulaşabilirdi.
SEYRiNE DOYUM OLMADI
Rachid Ghezzal sezonun yıldızı, Cezayirli yıldıza Adem Ljajic’in oyun zekası ve tekniği de eklenince seyrine doyum olmayan bir Beşiktaş ortaya çıkıyor. Dün N’Koudou, N’Sakala ve Rosier de kanatları çok iyi kullandılar. Josef ve Atiba da zaten her zamanki istikrarlarıyla orta alanı domine ettiler.
Sergen Yalçın’ın takımı sahayı çok iyi parselleyip, alan daraltıyor ve topu çok hızlı dolaştırıyor. Rakip ceza alanına geldikten sonra Ghezzal ve Ljajic’in ayağından çıkan klas paslarla kolay pozisyon üretiyor.
Hakkını teslim edelim Rosier ise gerçekten büyük bir güç. Bitmek bilmeyen bir temposu var ve çok etkili servisler yapıyor. Açık ara bu ligin en iyi sağ beki.
Dün Beşiktaş olağanüstü bir iştahla yüksek nitelikli baskıyla büyük bir gövde gösterisi yaptı.
LARiN SÜREKLi GOL ARADI
Larin için de ayrı bir paragraf açmak lazım. Kanadalı golcü 4 tane attı, sürekli aramaya devam etti. Aboubakar ve cenk Tosun gibi iki önemli golcü yok. Son 2 maçın yıldızı Gökhan Töre riske edilmedi. Ancak Beşiktaş, şampiyonluk yarışındaki kararlılığını ve oyun gücünü lig 5’incisi karşısında tarihi bir farka ulaşarak gösterdi.
Başlama düdüğünden itibaren kazanma arzusu ve kararlılığını sahaya yansıtan Beşiktaş, ilk 45 dakikada rakip ceza alanında 23 kez topla buluştu. Başta Ghezzal olmak üzere Ljajic ve Gökhan Töre kalabalık Rizespor savunmasının arasında çok ince işlere imza attılar. Ghezzal’ın N’Koudou’ya yaptığı asist sezonun özetler nitelikteydi. VAR’dan dönen 2 gol dışında kaleci Gökhan’ın kurtarışları farkın büyümesini engelledi.
GÖKHAN, SANTRFORDA LARIN'DEN DAHA İYİ
İkinci yarıda da baskılı oyununu sürdüren Beşiktaş, Gökhan Töre ve Ghezzal’ın birbirine nazire yaparcasına attığı 2 şık golle maçı 3-0’a getirdi. Gökhan Töre bu yeni rolünü benimsedi ve Larin’in santrfor performansından çok daha verimli. Gökhan, hareketli, teknik ve güçlü bir oyuncu. Sergen Yalçın, olumsuzluklardan bile takımı lehine çözümler üretebiliyor. Dün kulübenin yetersizliği yüzünden son bölümde sıkıntı yaşayan siyah beyazlılar arka arkaya yediği 2 gol ile duraklamalara sancılı girdi.
SERGEN YALÇIN'IN DURUŞU EN ÖNEMLİ FAKTÖR
Rize deplasmanında sezonun en değerli 3 puanlarından birini elde eden Beşiktaş, açık ve net ifade edelim dün oynadığı 60 dakikalık futbolla maç kaybetmez. Görünen o ki sadece güçlü oyun değil Beşiktaş’ın takım ruhu ve arkadaşlık seviyesi de son derece yüksek. Yoğun maç takviminde eksiklere rağmen bu konsantrasyon seviyesi ve kazanma arzusu şampiyonluk yarışında önemli. Tüm futbolcular özveriyle oynuyor ve sorumluluklarının farkında. Sergen Yalçın’ın işler iyi gitmediği zaman bile sergilediği özgüvenli duruş Beşiktaş’ın bu sezonki zirve yürüyüşünde önemli bir faktör.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiJSRVBCMThzbiIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
Fenerbahçe, dün Kasımpaşa önünde sezonun en iyi ilk 45 dakikasını oynadı. İstekli, coşkulu ve tempolu oynayan sarı lacivertliler topu hızlı dolaştırdı, kanatları etkili kullandığı gibi merkezden de delici ve etkili hücumlar yaptı.
Fenerbahçe’nin saha içindeki beyni Sosa’ya İrfan Can, Mert Hakan ve Ozan Tufan da yardımcı olunca ortaya keyifli bir futbol çıktı. İlk yarıda 3 gol bulan sarı lacivertli ekip, kaleci Ertuğrul’un kurtarışları olmasa henüz ilk yarıda daha büyük bir farkı yakalayabilirdi.
Kasımpaşa’ya pozisyon vermeyen Fenerbahçe’nin, kaleci Harun Tekin’in büyük hatasıyla kalesinde şok bir gol görmesine rağmen demoralize olmaması da bir diğer artısı idi.
‘MAÇI KAZANDIM’ DUYGUSU
İkinci devre ‘maçı kazandım’ duygusuyla tempoyu düşüren Fenerbahçe daha çok topa sahip olup Kasımpaşa’yı kalesinden uzakta tutmak istedi.
İlk yarıdaki yüksek temponun da etkisiyle dakikalar ilerledikçe yorgunluk belirtilerinin de artması Fenerbahçe’nin ikinci yarıdaki oyununu olumsuz etkileyen faktörlerden biriydi.
Süper Lig’de artık hataya yer olmayan final maçları oynanıyor. Fenerbahçe, 3 puanın ötesinde oyununu da yukarıya çıkartarak şampiyonluk yarışına devam ediyor.
PAŞA iLK DEVRE KÖTÜYDÜ