Her ne kadar Galatasaray’ın dün akşam sahaya çıkan 11’inin yaş ortalaması düşük olsa da perşembe-pazar oynamak, üstelik bu sıcak mevsimde kolay değil.
Maça iyi başlamayan sarı kırmızılı ekip bir türlü oyunun kontrolünü eline geçiremedi. Ancak Kasımpaşa savunmasının zaaflarından da faydalanarak geçiş hücumlarıyla etkili oldu.
Kerem-Barış-Morutan ve Diagne’den oluşan hücum hattı seri ama birbirinden kopuk ve uyumsuz göründü.
İlk maçına çıkan Olimpiu Morutan yetenekli ve zeki bir oyuncu. Ancak topu ayağında çok fazla tutuyor.
Kasımpaşa savunmasının bireysel hatalarından faydalanan Galatasaray 2 farklı üstünlük sağlasa da Kasımpaşa devrenin son dakikasında bulduğu golle tekrar maça ortak oldu.
KASIMPAŞA KAZANABİLİRDİ
İkinci yarıda oyunun kontrolünü eline geçiren Kasımpaşa, Galatasaray’ı baskı altına aldı. Muslera’nın kurtarışları ve hatalı final pasları ev sahibinin beraberlik golünü bulmasını engellerken Taylan Antalyalı’nın kritik yerde yaptığı top kaybı sarı kırmızılı ekibe pahalıya mal oldu. 2-0’dan sonra Kasımpaşa aynı cesaret ve istekle Galatasaray’ın üzerine gitse, maçı kazanma şansı hiç de az değildi.
Galatasaray bu orta sahayla rakiplere zor baskı yapar ve dün olduğu gibi oyunun kontrolünü eline geçirmekte zorlanır. Ayrıca geriden oyun kurma konusunda da sorunlar çok net ortada.
Beşiktaş, karşılaşmaya son derece iştahlı, baskılı ve tempolu başladı. Siyah beyazlılar 45 dakikanın her anında sahanın her bölgesinde Karagümrük karşısında önce fiziksel sonra da teknik olarak büyük üstünlük kurdu.
Israrla geriden oyun kurmak isteyen konuk ekibi yoğun pres ile çıkartmayan Beşiktaş, Batshuayi ve Larin ile net fırsatlar da yakaladı. Aradığı golü Alex Teixeira’nın klas ayak içi plasesiyle bulan siyah beyazlılar, devrenin sonunda Batshuayi ile direğe takıldı.
Merakla ve heyecanla beklenen iki yeni transfer de kalitelerini sahaya yansıttılar. Batshuayi çok hareketli, çabuk ve fırsatçı. Alex ise ligimizin üstünde bir kaliteye sahip. Brezilyalı yıldız dünkü gibi daha çok gol izletir bizlere.
SALiH ATILINCA ROLLER DEĞiŞTi
İkinci yarının başında Salih’in atılmasıyla Beşiktaş 10 kişi kalınca oyunda roller değişti. Daha çok skoru koruma duygusuyla oynayan siyah beyazlılar, Vida ve Batshuayi ile yakaladığı net pozisyonları gole çeviremeyince maçı koparma şansını da tepmiş oldu.
Son dakikalar siyah beyazlılar açısından sıkıntılı geçse de 50 dakika 1 kişi eksik oynayıp 3 puan almak çok değerli.
Beşiktaş henüz gol yemedi ve hücumda problem çözecek çok sayıda oyuncusu var.
Dünkü maçın ilk yarısı siyah beyazlıların gücü konusunda net fikirler verdi.
Son derece tempolu ve keyifli bir 90 dakika izledik. 2 takım da bir haftada 3’üncü maçlarına çıktılar, buna rağmen durağanlık yoktu, tempo ve mücadele yüksek seviyelerde idi.
Trabzonspor daha fazla pasa dayalı oyun oynayan, saha içi organizasyonu daha iyi bir takım. Oyuncu kalitesi de daha yüksek. Buna karşın Sivasspor’un oyun anlayışı tempo ve mücadeleye dayalı. Durum böyle olunca da Trabzonspor maçın büyük bölümünde sahada istediklerini yapan taraftı. Bordo mavili ekipte problem çözen o kadar çok oyuncu var ki geçen yıl ki gol sorununu bu sezon kesinlikle yaşamayacaklar.
HER GEÇEN GÜN GELiŞiYOR
Hamsik, büyük bir maestro. Bakasetas, harika bir forvet arkası ve bunlara Gervinho ile Nwakaame’nin yeteneklerini de ekleyince ortaya izlemesi keyifli bir takım çıkıyor. Bruno Peres fiziksel olarak daha iyi durumda ve her geçen gün üzerine koyuyor. Berat da oyununu olgunlaştırdı.
Trabzonspor gerçekten iyi bir yolda ve her geçen gün gelişiyor.
8+3 KURALI AVCI’YI DA ZORLADI
‘Sahada aynı anda 8 yabancı, 3 yerli’ kuralı Abdullah Avcı’yı da maçın devamındaki hamlelerde zorladı. 2-0’a kadar mutlak oyun hakimiyetini elinde tutan Trabzonspor, son 25 dakikalık bölümde kontrolü yitirdi ve 2-1’i bulan Sivasspor maça yeniden ortak oldu.
Görünen o ki Trabzonspor bu kadro kalitesi ve Abdullah Avcı’nın saha içi organizasyonu ile şampiyonluk yarışının en güçlü adaylarından. Geçen sezona göre sadece kadro kalitesi değil derinliği de ciddi derecede arttı. Sivasspor ise son 7 günde oynadığı 3 resmi maçını da kaybetti. Rıza Çalımbay’ın elinde çok geniş bir kadro yok ve Sivasspor takımı bu yoğun maç temposunu kaldıramıyor.
Beşiktaş, Gaziantep’in 2’nci bölgeyi 10 kişiyle tek blok halinde kapatan takım savunmasına çare üretemedi. Erol Bulut, Alanya’da çalışırken de top rakipteyken bu oyunu başarıyla uyguluyordu. Alan vermeyen bu anlayışa karşı yaratıcılık şart ancak Gaziantep takımı Ghezzal’a ve Atiba’ya hemen baskı uygulayarak Beşiktaş’ın oyununu bozdu. Santrfor pozisyonunda oynayan Kenan Karaman çalışkan bir forvet ancak topla ilişkisi üst düzey değil. N’Koudou da dağınık bir görüntüde olunca Beşiktaş, pozisyon üretemedi.
BÖYLE SAÇMA KURAL OLMAZ
Sergen Yalçın, Kenan’ı çıkartıp Batshuayi’yi sahaya süremiyor veya Salih’i oyundan alıp Alex Teixeira’yı sokamıyor. Yabancı çıkartıp yabancı sokmak zorunda. Allah korusun, maça başlayan 11’den 2 yerli oyuncu sakatlansa, yerlerine Türk pasaportu olan 2 oyuncu sokmak zorundasın. Bu kural teknik adamları çok zorlayacak. Dün Gaziantep takımı Beşiktaş’ın istediği futbolu oynamasına izin vermedi. Son bölümde yaşanan N’Sakala’nın yere yığılıp ambulansla hastaneye götürülmesi de iki takımın oyuncularını olumsuz etkiledi.
BiR ÇARE BULUNMALI
Son bölümde 2 kez gole yaklaşan ev sahibi ekip sahadan 3 puanla da ayrılabilirdi. Sergen Yalçın hoca ‘8 yabancı 3 Türk’ kuralı varken Rachid Ghezzal, Michy Batshuayi, Alex Teixeira gibi oyuncuları bir arada nasıl kullanacak? Bir formül nasıl bulacak. İşi kolay değil.
Hemen Misli.com'a üye ol, ilk 100 TL'lik kuponuna 100 TL hediye! Yeni üyelere özel...
Fenerbahçe sezonun henüz ikinci resmi maçını oynarken ciddi bir kadro erozyonuyla yüzleşmek durumunda çıktı Helsinki maçına. Santrforsuz bir düzen ile 3’lü savunmaya yer veren Vitor Perreira’nın takımı, oyunun kontrolünü hiçbir bölümde rakibine vermedi. Topa sahip olan ancak düşük pas ritmi ile rakip ceza alanına topu sokmakta güçlük çeken Fenerbahçe, Helsinki kalesinin önünde aksiyon üretemedi. Dün rakibe pozisyon vermemesi ve kadro zaafiyetine rağmen oyunun kontrolünü elinde tutması Fenerbahçe açısından sevindirici.
ANLAMLI GOL
Gol için santrforsuz düzende bocalayan Fenerbahçe’nin ya duran toplara ihtiyacı vardı ya da ceza sahası civarından atılacak şutlara. Mesut, Gustavo, Sosa, İrfan niye şut atmıyorlar derken 20 yaşındaki Muhammed, ağabeylerinin yapamadığını nihayet yaptı ve attığı harika golle Fenerbahçe’yi öne geçirdi.
2001 doğumlu Muhammed’in dünya yıldızı Mesut’un yerine oyuna girip bir Avrupa maçında galibiyet golünü atması anlamlı. Ancak geçen sezon hiç hazır görünmeyen ve sezon öncesi kampında fiziksel olarak kendisini bulmasını beklediğimiz Mesut Özil, bir türlü istenilen düzeye gelemedi. Genç Muhammed’in yanı sıra 16 yaşındaki arda Güler de aldığı süre içinde olumlu izlenimler verdi. arda, çok özel bir yetenek ve ümit ediyorum ki Muhammed ile birlikte daha fazla süre alarak Türk futbolunun ve Fenerbahçe’nin geleceği olacak.
TECRÜBE, ENERJİ VE YETENEK
Fenerbahçe, dün Sosa, Gustavo, Szalai’nin tecrübesi ve koydukları mücadele karakteri ile, gençlerin enerjisi ve yeteneği ile zor bir geceyi galibiyetle geçti ve tur için avantaj yakaladı.
Dünkü koşullar ile Fenerbahçe’nin futbolunu eleştirmek haksızlık olur. Ben bu kadro zaafiyeti içinde alınan galibiyeti son derece değerli ve önemli buluyorum. Bravo gençlere ve onlara güvenen Vitor Perreira’ya.
Beşiktaş, sezonun açılış maçında geçen sezondan taşıdığı güçlü oyun pratiğinden kesitler sundu. Tempo açısından henüz yüksek bir seviye yakalamamış olsa da siyah beyazlılar, kolektif oyun ve birlikte oynama alışkanlığı ile Çaykur Rizespor’u zorlanmadan geçti.
1-0 erken bulan Beşiktaş, ilk 45 dakikanın geri kalan kısmını düşük tempoyla geçirdi. İkinci yarıda baskıyı artıran Beşiktaş, topu da daha hızlı dolaştırdı. Kaybedilen topları çabuk geri kazanan siyah beyazlı ekip Atiba ile farkı 2’ye çıkarttıktan sonra 3’üncü gol için iştahını sürdürdü ve zaman zaman dar alanda beceri dolu işlere imza atarak izleyenlere keyif verdi.
ALPER YALNIZ KALDI
Konuk Rizespor’da Selim kritik müdahaleleri ile farkın büyümesini önlerken, Baiano ve yeni transfer Djokovic dışında göze batan bir performans göremedik. Yeşil mavili ekip özellikle hücumda üretkenlikten uzak göründü.
Sadece Alper hücuma hareket katmaya çalışsa da yalnız kaldı. Yüksek sıcaklık ve nemin sezonun ilk resmi maçında futbolcuları olumsuz etkilediği ortada. Ancak yine de sadece 3 hazırlık maçı oynayarak lige giren Beşiktaş, hazır ve güçlü bir görüntü ortaya koydu.
EN ÇOK PARLAYAN N’KOUDOU iDi
Takıma yeni katılan Salih, gerçek kalitesinin altında kaldı ve bundan çok daha fazlasını verecek potansiyele sahip. Yenilerden Kenan da çalışkan ve hareketliydi. Siyah beyazlılarda dün N’Koudou en çok parlayan isim oldu.
Sergen Yalçın son bölümde yaptığı değişikliklerden de verim alarak farkı 3’e çıkarttı ve son derece üstün bir oyunla rakibine hiç pozisyon vermediği maçı 3-0 kazandı. Haftaların ilerlemesi, yeni transferlerin katılmasıyla temposunu daha da yukarıya çıkartacak olan son şampiyon kaldığı yerden devam ederek lige hızlı bir başlangıç yaptı.
Trabzonspor, dün Molde karşısında emniyetli bir oyun anlayışını tercih etti. İlk maçta ofansif olarak daha tempolu ve hareketli görünen temcilcimiz dün akşam, farklı kazanması gereken Trabzon’daki karşılaşmada savunmada yaptığı hataları tekrarlamama düşüncesindeydi. Bu durum bordo mavililerde zaman zaman tedirginlik yarattı ve nitekim son saniyede gelen golle maç uzatmaya gitti. Israrla ve sabırla ayağa oynayan Trabzonspor’un dün topa hız verememesi ve kanat beklerini hücumda fazla kullanmaması görünen en net eksiklikleriydi.
Molde, kendi liginde lider ve 15 haftayı geride bırakmış bir ekip. Ancak Trabzonspor ile kıyaslanmayacak bir kadro kalitesine sahip.
ROMA KARŞISINDA DAHA TEMPOLU OYNAMALILAR
Bordo mavili temsilcimiz, 1-0’dan sonra maçı ve turu kopartacak ikinci golü daha fazla düşünmeliydi. Trabzonspor daha tecrübeli ve yetenekli oyunculardan kurulu bir takım olmasına rağmen ve üstelik her iki maçta da oyun insiyatifini hiç rakibe vermediği eşleşmede, böylesine mütevazı bir rakip karşısında kalesinde 4 gol görmüş olması düşündürücü.
AVCI ÇARE BULMALI
Abdullah Avcı, Hamsik-Bakasetas ve Berat’tan oluşan orta saha kurgusunu daha sertleştirecek bir formül bulmalı.
Ligin henüz başlamadığı bu süreçte Trabzonspor’un henüz ritmini bulmadığı bir gerçek. Çok daha rahat bir şekilde turu geçmesi gereken eşleşmede bordo mavilierin penaltılarla da olsa tur atlaması güzel. Ancak Jose Mourinho’nun Roma’sı karşısında başarılı olup turu geçebilmesi için daha yüksek tempo ve üstün mücadele gücü şart.
Beşiktaş’ın geçen yıl şampiyon olurken sezonun büyük bölümünde santrfor katkısı son derece yüksekti. Vincent Aboubakar ve Cyle Larin çok maç kazandırdı. Siyah beyazlıların ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde hedeflerini ulaşabilmesi için iyi bir santrfora kesinlikle ihtiyacı var.
ABOUBAKAR’DAN FAZLASINI YAPAR
Diego Costa, Abubakar’ın yaptıklarını hatta fazlasını yapabilecek bir oyuncu. Atletico Madrid ve Chelsea kariyerinde şampiyonluklar yaşadı. Güçlü, mücadeleci, topu iyi saklayan, takıma atağa taşıyan iki ayağına kullanan komple bir golcü. Ayrıca kontratak oyununda da set oyununda da rakip stoperleri fazlasıyla zorlayıp forvet arkasındaki arkadaşlarına alan yaratabilen santrfor.
TÜRKİYE’NİN ARADIĞI TİPTE BİR SANTFOR
Chelsea’den Atletico Madrid’e döndükten sonra yani son 3 sezonda parlak bir performans ortaya koymadı. Türkiye kariyeri onun için yeni bir sayfa olabilir. Son dönemde kaybettiği heyecanı Beşiktaş’ta tekrar yakalayabilir. Zaman zaman saha içinde rakipleri ile ve hakemlerle sorun yaşayabilen agresif bir oyuncu Diego Costa. Ama tam Türkiye liginin aradığı tipte bir santrfor.
Misli.com'dan yeni üyelere özel kampanya! 100 TL oyna, 100 TL kazan, hemen katıl...