Beşiktaş, bazıları zorunluluktan bazıları da teknik direktör Sergen Yalçın’ın tercihleriyle bambaşka bir 11 ile sahaya çıktı. Farklı savunma kurgusu, maç içinde gelen sakatlıklar ile stoper ve sağ bek pozisyonlarındaki değişiklikler yüzünden savunmada ciddi sorunlar yaşayan siyah beyazlılar, özellikle Josef’in stopere geçtiği bölümde orta alanda çok aksadı. İlk 11’de sahaya çıkan Gökhan Töre ve Kenan Karaman bu şansı iyi kullanamazken, Sergen Yalçın ilk yarıyı 2-0 mağlup kapatan takıma daha fazla tahammül etmeyip Rachid Ghezzal ile Cyle Larin’i sahaya sürdü ve Josef’i tekrar orta alana çekip taşları tekrar yerine oturttu.
İYİ FUTBOL İYİ FUTBOLCUYLA OYNANIR
Ghezzal, Miralem Pjanic ve Larin girdikten sonra Batshuayi’nin performansı da ikinci yarıda yukarıya çıktı. İlk devrede sahaya çıkan Beşiktaş takımı son derece etkisiz, silik ve yetersizdi. İkinci yarıdaki dokunuşlar ve kaliteli ayakların oyuna girmesiyle Antalyaspor deplasmanında 2-0’dan maçı 3-2’ye getirmek Beşiktaş’a sadece kritik bir 3 puan değil, büyük bir özgüven de katacaktır.
MERT, ÜÇÜNCÜ GOLÜ ÖNLEYEREK TAKIMINI AYAKTA TUTTU
Mert Günok ilk maçında 2 gol yemiş olsa da ilk devrenin son dakikasında Haji Wright ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda 3’üncü gole izin vermedi ve takımını maçta tuttu. İkinci 45 dakikanın tamamında stoper oynayan Atiba, son derece başarılıydı ve ihtiyaç duyulduğunda o pozisyonda oynayabileceğini kanıtladı.
Fenerbahçe, Frankfurt deplasmanında maça çok iyi başladı ve özellikle ilk 30 dakikada insiyatifi hiç rakibine vermedi. Ön alanda iyi baskı yapan sarı lacivertli temsilcimiz, Eintracht Frankfurt’u kalesinden uzakta tuttu.
Mesut Özil’in golüyle de iyi oynadığı bölümde öne geçen Fenerbahçe, bir duran top dönüşünde savunma yerleşmeden geçiş hücumuyla kalesinde golü gördü. Birçok yeni oyuncusu olmasına rağmen ve 3-4-3 gibi riskli bir formasyon ile oynayan Fenerbahçe, takım savunmasını dün de iyi yaptı ve Frankfurt’a fazla şans vermedi.
DİNAMİZM VE TEMPO
Son yılların en çok koşan Fenerbahçe takımı kesinlikle bu. Dinamizm ve tempo var. Alman temsilcisi karşısında fiziksel olarak hiç de geride kalmayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Tüm futbolcular 90 dakika boyunca Vitor Pereira’nın verdiği görevleri kusursuza yakın bir şekilde yerine getirirken, sadece Diego Rossi’nin oyun içinde zaman zaman kaybolduğunu gördük. Kesicilik anlamında iyi bir maç çıkartan Serdar Aziz’in de 3’lü savunma düzeninde oyuna daha fazla katılması lazım.
KIM VE GUSTAVO ÇOK İYİYDİ
Pereira, son 15 dakika yaptığı 4 değişiklik ile beraberliğe razı olmadığını gösterdi. Ancak 90’da kazanılan penaltıyı Pelkas gole çeviremedi ve çok yaklaşılan bir 3 puan avuçlardan kaydı gitti. Deplasmanda gruptaki en güçlü rakipten alınan 1 puan harika.
Dün Fenerbahçe’de Kim Min-Jae ve Luis Gustavo’yu çok beğendim. Mesut Özil de Almanya’da tekrar vitrine çıktığı maçta yorulana kadar iyi bir futbol ortaya koydu.
<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=41896895&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>
Beşiktaş, oyunun çeşitli bölümleri hariç kötü futbol oynamadı. Ancak Borussia Dortmund’un ilk etkili atağında golü bulmasıyla demoralize oldu. Borussia Dortmund grubun favorisi ve kabul etmek gerekir ki fiziksel olarak Beşiktaş’tan üstün bir ekip. Atletik yeteneklerinin dışında teknik olarak da yüksek kaliteye sahip Dortmund’lu futbolcular nitelikli bir baskıyla Beşiktaş’ı zorladı.
CYLE LARiN SIRITTI
Böylesine güçlü bir ekip karşısında Beşiktaş’ta Atiba hiç gününde değildi ve tempo olarak bu seviyenin altında kaldı. Cyle Larin’in de hantal görüntüsü Dortmund karşısında yetersiz görünmesine yol açtı. Larin, ligimizde fiziği ile fark yaratıyor belki ama Şampiyonlar Ligi seviyesinde dün gece ne yazık ki sırıttı.
Sergen Yalçın, Atiba ve Larin yerine Kenan ve Salih hamlelerini yaptıktan sonra oyunun akış yönü tekrar Beşiktaş’a döndü. 2-1’i getiren gol belki biraz daha erken olmuş olsa son bölüm daha farklı da olabilirdi.
MONTERO BAŞARILIYDI
Dün Beşiktaş’ta Pjanic klasını gösterdi. Montero, attığı golü kenara bırakalım, kritik müdahaleleri ve ikili mücadelelerdeki başarısıyla çok iyi bir maç çıkarttı. Beşiktaş’ın dün gece yaşadığı sorunlardan biri de santrfor Batshuayi’nin yanına gole yönelik 2’nci bir oyuncuyu daha sokamamasıydı. Dün yüksek fizik kaliteye, güce ve tempoya yönelik taktiksel bir maç oldu. Bu seviyede küçük detaylar da önemli. Kaleci Ersin, Dortmund’un ilk golünde dar açıdan o vuruşa yenik düşmemeliydi.
Beşiktaş, bu maçtan dersler çıkartmalı. Bu seviye için güçlü ve zayıf taraflarını iyi değerlendirmeli. Siyah beyazlı temsilcimiz açısından sevindirici olan ise böylesine güçlü bir takım karşısında rakibinin gerisinde kalmamasıydı.
Fenerbahçe istekli ve tempolu başladı. Ancak zaman zaman dağınık bir görüntü ortaya koydu. Direkt oynama arzusuyla çok fazla top kaybı yapan sarı lacivertliler, hareketli oyuna rağmen Sivas kalesi önünde pozisyon zenginliğinden uzaktı.
ALTAY BAYINDIR’A YAKIŞMADI
Sivasspor’a karşı oynamak kolay değil. Topun iki ceza alanı arasında gidip geldiği mücadeleye dayalı tempo oyunu Sivasspor’un işine gelen anlayış ve Fenerbahçe 1-0’lık üstünlüğü bulmasına rağmen oyunu elinde tutamadı. Özellikle kanat hücumlarıyla etkili olan Sivas takımı, devrenin sonunda eşitliği yakaladı. Altay’ın aşırı özgüvenli davranıp Pedro Henrique’yi çalımlarken kaptırdığı top sonrası neden olduğu penaltı milli file bekçisine yakışmadı. Devrede içeriye 1-0 önde girmek çok farklı. İkinci yarıda Fenerbahçe, saha içi organizasyonunda sorunlar yaşamaya devam edince yine çok efor sarf etmek zorunda kaldı.
MERGiM BERiSHA AĞIR DiEGO ROSSi HAREKETLi
Çaba var, istek var ancak basit top kayıpları ve sürekli geriye koşmak zorunda kalan bir Fenerbahçe var. Dün Osayi-Samuel çok gayretliydi, Luiz Gustavo iyi oynadı. Bunların dışında yeni transferlerden Berisha’yı ağır buldum. Rossi hareketliydi ancak alan ve zaman seven tipte bir forvet oyuncusu izlenimi bıraktı. Dünkü beraberlik büyük bir kayıp değil ancak Süper Lig-Avrupa, yoğun maç takvimi henüz başlıyor ve üst üste gelen adale sakatlıkları Fenerbahçe açısından düşündürücü.
En sonda yazacağımı en başta vurgulayayım... Beşiktaş, bu ligin üzerinde bir kadro kalitesine sahip. Miralem Pjanic’in de katılması, siyah beyazlıların pas oyununun kalitesine ve hızına tavan yaptırdı.
Beşiktaş’ta kapalı savunmayı açacak, problem çözecek o kadar çok isim var ki. Dün Pjanic, N’Koudou ve Batshuayi sahne aldı.
Halihazırda oturmuş bir oyunu olan Beşiktaş, istekli ve coşkulu olunca bu yoğunlukta etkili pres yapınca rakiplerin de pek şansı kalmıyor. Dün Malatyaspor karşısında maça fırtına gibi giren ve ilk 10 dakikada 2-0’ı bulan siyah beyazlılar, 90 dakikanın her anında oyunun tek hakimiydi.
Üstüne üstlük daha ilk yarıda Alex Teixeira ve Vida gibi iki önemli oyuncusunu sakatlıklar yüzünden değiştirmek zorunda kaldı.
JOSEF KUSURSUZ BATSHUAYi iSTEKLiYDi
Beşiktaş’ta Pjanic ustalığını ve kalitesini daha ilk maçında gösterdi. Josef tam anlamıyla kusursuz bir futbol sergiledi. Batshuayi sürekli aradı ve çok çalıştı. İlk golde Pjanic’in tek top ile verdiği mükemmel pası sonuçlandırırken ikinci golde de sürekli yaptığı presin karşılığını aldı.
3-0’dan sonra akıllar Dortmund maçına kaydı ve tempo düştü. 2001 doğumlu Can da henüz ilk maçında olumlu izlenim verdi. Savunmada necip, tüm ikili mücadeleleri kazanırken Welinton ile de uyumlu göründü.
ÇARŞAMBA GÜNÜ ÇOK ZOR OLACAK
Avrupa Şampiyonası’ndaki kötü futbol kaldığı yerden devam ediyor. Dağınık, inançsız, moralsiz ve özgüvensiz takım görüntüsü Amsterdam’da hezimete neden oldu. Avrupa’nın üst düzey liglerinde oynayan futbolculardan kurulu harika bir jenerasyon yakalamıştık. Her pozisyon için alternatifli, genç ve yetenekli bir kadro. Ne oldu da bu takım bu hale geldi?
Şenol Güneş’in kariyerine baktığımız zaman işler kötü giderken düzeltme konusunda hep sorun yaşadı. Moral ve özgüven kaybı yaşadığı zaman onu tekrar kazanamadı. Şu anda da aynı problemle yüzleşiyor. Değerli ve deneyimli bir futbol adamı ama baskıyı kaldırma ve bunu lehine çevirme karakteristiği yok. Benzer travmaları Beşiktaş, Trabzon’daki üçüncü sezonlarında yaşadı. Ne yazık ki Şenol hoca ile teşekkür edip yolların ayrılma zamanı geldi.
Pro Sanal Bahis sadece Misli.com'da! Türkiye'de ilk ve tek, hemen üye ol...
Pjanic, açık konuşmak gerekirse sadece Türk futbol kamuoyunu değil, uluslararası medyayı da şaşırtacak derecede önemli bir transfer oldu.
Yıllarca Juventus ve Roma’da en üst seviyede futbol oynayan son derece zeki, yetenekli, duran topları iyi kullanan ve oyun kurucu meziyetleri mükemmel bir oyuncu.
Barcelona Kulübü’nün bonservisine 60 milyon Euro ödediği Pjanic’in maaşı da 9 milyon Euro’dan fazlaydı. Böyle bir oyuncunun hele hele 31 yaşında Türkiye’ye gelmesi gerçekten şaşırtıcı.
<div style="margin: 0 auto; max-width: 100%; min-width: 300px;"><div style="position: relative; padding-bottom: 56.25%; height: 0; overflow: hidden;"><iframe style="width: 300px; min-width: 100%; position: absolute; top: 0; left: 0; height: 100%; overflow: hidden;" src="https://embed.dugout.com/v2/?p=eyJrZXkiOiI5MnVNN1ExUyIsInAiOiJzcG9yYXJlbmEiLCJwbCI6IiJ9" width="100%" height="400" frameborder="0" scrolling="no" allowfullscreen="allowfullscreen" data-mce-fragment="1"></iframe></div></div>
Karadağ karşısında milli takımımız maça coşkulu ve baskılı başladı. İç sahada oynadığımızı ve kazanma arzumuzu ilk dakikalarda rakibe hissettirdik. Marsilya formasıyla sezona yüksek bir form ile giren Cengiz’in harika golüyle Karadağ duvarını erken kırdık. 4-1-4-1 düzeninde savunmanın önünde Okay tek; merkezde Yusuf-Hakan, solda Kenan, sağda Cengiz’den oluşan 5’li orta sahamız rakibe ilk 30 dakikada iyi baskı yaptı. Kenan-Zeki-Cengiz 3’lüsünün sağ kanattan geliştirdiği tek paslı kombinasyon ile Yusuf bitirici vuruşu yaptı ve 2-0’ı bulduk. Ancak 2-0’dan sonra 4-1-4-1 formasyonumuz 4-1-2-3 şeklinde geri dönüşlerde arıza yaşamaya başladı. Böylece Karadağ, kalemizde pozisyonlar buldu. Nitekim Merih’in ve Mert’in pozisyon hatası yaptığı bir anda Marusic savunma arkasına sarktı ve Karadağ farkı 1’e indirip maça ortak oldu.
İKİNCİ YARI TEMPOMUZ DÜŞTÜ
İkinci yarıda son derece düşük bir tempoda topa sahip olup oyunu kontrol eden ay yıldızlı ekibimiz, kalesinde tehdit görmediği gibi pozisyon da üretemedi. Bu tip maçlarda tek fark her zaman tehlikelidir. 3’üncü golü bulmak için yeterli tempoyu yakalamamış olmamız son dakikalara tedirgin girmemize neden oldu.
Nitekim zorla Karadağ’ı puan almaya davet ettik. Onlar da geri çevirmedi. Kalitemiz daha yüksek, evimizde oynuyoruz ama ikinci yarıda 3’üncü golü düşünmek yerine yürüye yürüye pas yaparak maçı bitirmeye çalışıyoruz. 3-1’den 3-3’e gelen Letonya saçmalığından sonra dünkü 2-0’dan yakalandığımız Karadağ maçı da kendi hatalarımızdan.
Şenol Hoca bu tip sınavlarda farkı açmak yerine maçı bitirmek istiyor ve benzer tablolarla karşılaşıyoruz.
Dün Cengiz’in ilk yarıdaki etkili oyunu; 1 gol-asistle yıldızlaştığı maçta avuçlarımızın içindeki 3 puanı kaçırdık. Ulusal takımımızın kalitesi ve potansiyeli bu tip rakipler karşısında rahat galibiyetler izletmeli. İç sahada Letonya ve Karadağ karşısında kaybedilen 4 puan umarım pahalıya mal olmaz.
Hemen Misli.com'a üye ol, ilk 25 TL'lik sanal bahis kuponuna 25 TL hediye! Yeni üyelere özel...