Süper kahramanlar, bir çizgi romanlarda, bir de Türkiye’de olur!

Cumhurbaşkanlığı seçimi arefesi Erdoğan’ın ülkedeki tüm yetkileri üstlenme ihtimali tartışılıyor.

Haberin Devamı

“Yapsın, hakkıdır” diyen de var, “Her şeyi bırakıp gitsin” diye söylenen de. Başbakan’ı Süpermen olarak gören de var, Joe Dalton muamelesi yapan da. Oysa çizgi roman değil ülkenin geleceği yazılıyor! Kişiyi değil, sistemi tartışmamız gerekmez mi? HikâyeSüper kahramanlar, bir çizgi romanlarda, bir de Türkiye’de olur Almanya’da geçseydi öyle olurdu!

Çizgi romanda şahsi favorilerim Mandrake, Red Kit ve Asteriks’tir. Red Kit’in alçakgönüllü kişiliği, Mandrake’nin şehirli jantiliği, Asteriks’in sıcak komedisini ötekilerde bulamadım.
Çizgi romanlar Batı’dan çıkmış olsa da Doğu dünyası gerçek hayattaki süper kahramanlara inanmaya daha yatkındır. Doğu’da, popüler siyasi liderler, süper kahramanlar kadar güçlü, karizmatik, hatta imkânsızı başaran figürler gibi görülür. Sebebi, ülkenin kaderinin kurulmuş ve tıkır tıkır işleyen bir sistem değil, kişiler tarafından belirlenmesidir. Sözgelimi, hayat berbatken, mazlum acı çeker, yoksul ağlarken, bir adam çıkar ve herşeyi düzeltir! Bir kurtarıcı! Bir baba! Bir süper kahraman!
Süper kahraman yaşlanınca, sıkılınca veya gidince ne olacak? Yerine ‘kötü adam’ gelirse ne yapacağız? Kimse sormaz.
Batı dünyası ise sistem kurar. Enerjisini sistemi düzeltip, geliştirmeye harcar. Başa John, François veya Gunther de geçse, pek bir şey değişmez. Sistem çalışmaktadır çünkü. Adama göre sistem değiştirilmez, sisteme uygun kalifiye adam bulunur! Kurumsallaşmış şirketler de böyle yürür. İlkeleri, akış, iş bölümü ve kurallar bellidir. Genel müdür kim önemsizdir. Zaten seçilmesi için de kriterler vardır. Dolayısıyla Ahmet gidip Mehmet yönetime geldiğinde, ne felaket olur ne mucize. Mucize bekleniyorsa Mehmet’in gözünün içine değil, sisteme dönüp bakılır. O geliştirilir.
Aksine, sistem kuramamış küçük aile şirketleri, baba vefat ettiğinde bazen bölünür, bazen de batar. “Meğer yıllardır her şeyi babamız halletmiş”tir”!

Ana kumanda error verirse

Şu an ülkenin geleceği konuşuluyor. Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın yetkileri, iş bölümü, meclisin rolü Ne var ki, konuyu tartışanların bir kısmı Erdoğan’ı bir ‘Süpermen’, bir ‘Mandrake’ olarak gördüğü için, “Her şeye o karar versin, çiçek gibi olsun” kafasında. Diğer taraf ise Başbakan’a ‘Joe Dalton’, veya Batman’in düşmanı ‘Joker’ gözüyle baktığından “En pasif görevde olsun, hatta siyasetten gitsin” fikrinde. Varsayalım Erdoğan Süpermen! Bir gün o gidince, bütün yetkilerin toplandığı yeni ‘başkan’ nasıl biri olacak?Süper kahramanlar, bir çizgi romanlarda, bir de Türkiye’de olur Yeni ülkeyi batırırsa, hangi kurum çıkıp engelleyebilecek? Sistemin sigortaları ne? Görev-komuta zinciri, onay, itiraz, karar alma kuralları ne? Veya kiminin Erdoğan’ın, kiminin Gül’ün geçip pasifize olmasını istediği etkisizleştirilmiş yeni pozisyon neye yarayacak? Başbakanlık da olsa Cumhurbaşkanlığı da o mevkinin ‘kukla’ hale getirilmesi, yarın ülkenin çarklarının durmasına yol açarsa?
Şu kafaları bırakalım artık. Konu Erdoğan, Gül, Haşim Kılıç, Ayşe Fatma değil. Konu ülkenin kaderini belirleyen ana sistemin, apar topar, şu veya bu şekilde değiştirilmesi meselesi. Ve sistem, ana kumanda tek kişiye bağlanarak, her an ‘error’ verecek hale getirilirse, o zaman Süpermen, Mandrake, Kızıl Maske, hepsi bir araya gelse bizi kurtaramaz!
Daha çok genciz. Önümüzdeki on yılı değil, yüz yılı konuşalım lütfen...

Haberin Devamı


Asteriks sendromu!

Süper kahramanlar, bir çizgi romanlarda, bir de Türkiye’de olur

Haberin Devamı

Çizgi romanlardan bahsetmişken, Asteriks’i bilirsiniz. Kuvvet veren iksir kazanına düşmüş arkadaşı Hopdediks’le birlikte, Romalılar’a karşı Galya’daki köylerini savunur. Galya’nın tamamı işgal edilmiş, kahraman ikili ve iksir sayesinde sadece Asteriks’in köyü ele geçirilememiştir.
Seçimlerden beri ‘laik şehirliler’ olarak tanımlayabileceğim kitle bir ‘Asteriks sendromu’ yaşıyor. Sanki Ak Parti Romalılar, kıyı şehirleri toptan Asteriks’in köyü. “Sadece buralar kahramanca direniyor” gibi laflar duyuyorum. Kıyı şehirlerinin, İzmir’in, Muğla’nın, Çanakkale’nin, Sinop’un, filan halkları, Asteriks’teki Galyalılar kadar sempatiktir, evet. Onlar gibi büyük sofralar kurup, yiyip içip eğlenmeyi severler. O köydeki gibi ozanları vardır, müzik önemlidir. Hopdediks’in dikilitaş yapması gibi resme, heykele, sanata düşkündürler. Ama hikâyeyi bize uyarlamayalım n’olur yav! Ülke, Galya’daki köyün Romalılar’a karşı durmaya çalıştığı bir çizgi roman değil. Kimse kimseyi işgal etmiyor. Siyasetçiler gelir gider, bir yana bırakın. Ama Romalı sandığınız, sizin komşunuz! Hatta yıllarca kendini Asteriks, sizi Romalı zanneden, şimdi Romalı muamelesi yaptığınız da akrabanız. Yapacak bir şey yok. Hadi bu gerçekle yüzleşelim ve Asteriks’in köyündeki gibi birbirimizle selamlaşmaya başlayalım! 75 milyonuz, 75 milyon benzemez olabiliriz ama bu çizgi romanda hepimiz Asteriks’iz! Gerisi Romalıların problemi!
Not: Instagram’da da Twitter’da da hesabım yoktur. Yalnız şu sahte hesaplarla yakında görmeyi düşündüğüm bir hesabım var!

Yazarın Tüm Yazıları