Paylaş
Pek inandırıcı gelmiyor. Dahası, MHP’nin şu haliyle kaybedecek pek bir şeyi de yok.
Ayrıca Akşener’i Bahçeli’ye tercih etmek için derin komplolara, müthiş algı yönetimlerine filan ihtiyaç da yok.
Sade vatandaş ya da senarist olarak dışarıdan göründükleri kadarıyla karakter tahlili yapsam, zaten Akşener her şekilde açık ara önde:
Akşener sıcak, Bahçeli buz!
Akşener enerjik, Bahçeli durgun.
Akşener iyi hatip, Bahçeli değil.
Akşener günlük dilde konuşuyor, Bahçeli 40 yıl öncenin siyaset diliyle.
Akşener açık, samimi, Bahçeli hep kapalı kutu.
Akşener hem CHP hem MHP hem AK Parti tabanından sempatizan bulur, Bahçeli ancak MHP’nin kemik kitlesinden
Akşener komşun olsun, çaya gelsin gitsin istersin. Bahçeli’yle ıssız adaya düşsen muhabbet açamazsın.
Akşener Meclis başkanlığındayken uzlaştırma, ortak müşterekte buluşturma peşindeydi. Bahçeli hazirandan beri “uzlaşmama”nın sembolü.
Akşener’i yıllardır tanıyoruz. Bahçeli o kadar mesafeli ki, yıllardır tanıyamadık.
Akşener “Perihan Abla”, Bahçeli “Issız Adam”. Üstelik de yakışıklı olmayanından.
Ha bir de...
Siyasette asık suratlı, kızgın adamlardan içimize fenalık geldi yav. Vallahi...
OBAMA MİZAHÇI MI OLACAK?
OBAMA son birkaç haftadır neredeyse benim kadar mizah mesaisi yaptı.
Beyaz Saray Muhabirleri Gecesi’nde uzun uzun stand-up yaptı.
Ardından emeklilik günlerinde ne yaşayacağı ile ilgili komik bir video çekti.
Peki niye? ABD Başkanı’nın aşırı boş vakti mi var? Ya da emeklilikten sonra Chris Rock’a, Tina Fey’e rakip olma peşinde mi?
Yoo...
Bizim memlekette unutulan, özellikle son yıllarda hiç anlaşılmayan bir konu var: Demokrasinin tadının tuzunun biraz da nezaket ve mizah olduğu.
Siyasetin dili, ruh hali, yüz ifadesi, sokaktaki adamların birbirine tavrından ekonomiye kadar her şeyin atmosferini, tonunu belirler. Son yıllarda ülkedeki kızgınlık, kutuplaşma, hakaret ve şiddetin bu kadar artması niye sanıyorsunuz?
Sadece konjonktür mü? Hayır.
Soluduğumuz hava bile agresif kardeşim! İçtiğimiz su bile kindar! ‘Günaydın’ımızda bile alttan “Hangi taraftansın?” sorusu duyuluyor.
Oysa yerleşmiş demokrasiler, siyaset dilindeki nezaketi, espriyi, hoşgörüyü, toplumdaki tansiyonu düşürmenin bir aracı olarak kullanırlar. Siyasetçiler soğukkanlı, güler yüzlü, alttan almayı bilen, mizah seven insanlar. En azından öyleymiş gibi yaparlar. Bizimkilerse meydanlarda bağırıp, öfke kusup duruyorlar.
Gerçi, sanki memlekette demokrasinin her şeyi tamam da ben de nezaket, mizah, çiçek böcek peşindeyim...
SİZİ GÜNÜMÜZE DAVET EDİYORUM
BU hafta dünya neleri konuştu farkında mısınız?
Bilim adamları dünyanın boyutlarında, hayatın devam edebileceği şartlara sahip üç yeni gezegen keşfettiler!
Bu bir.
İkincisi...
Güneş enerjisiyle çalışan ilk uçak, dünya turunun Amerika ayağına başladı. Mart 2015’te Birleşik Arap Emirlikleri’nden başladığı seyahatinde, güneş enerjisiyle dolan pilleri sayesinde, yavaş ama emin bir uçuşla Arizona’ya kadar geldi.
Bu esnada bizde hâlâ “Anayasa dindar olsun, laiklik olmasın” diyen adam var. Ve koskoca ülkenin Meclis başkanı.
Bazı konular yüzyıl önce çözülmüş bitmiş arkadaş. Kavramlar tanımlanmış, özgürlük ne, adalet ne belli, laikliğin, demokrasinin vazgeçilmezliği belli, insan hakları malum...
Sizleri çağdaş uygarlığa ve günümüze davet ediyorum!
Artık yeni şeyler söylemek lazım.
Paylaş