Memleketteki bilimin önünü kesmeyin!

İlim dünyasına katkılarımız saymakla bitmez. Misal, biber gazının sağlık üzerindeki sonuçlarının çoğunu halk olarak biz tedarik ediyoruz. Türkler bilime, icada, deneye sandığınızdan daha meraklı. Şimdi yargı denetimi olmayan bir başkanlık sistemi icat etme hayalimiz var. Bence heyecanlı. Başarı ihtimali sıfır bile olsa, bilimde maksat denemektir!

Haberin Devamı

Türklerin son icadı, Sevgililer Günü için altı ay bozulmayan gül.Özel bir sıvıda, cam fanuslarda satılacak, altı ayın sonunda dikebileceksiniz. Güzel. Muhtemelen o aşkların ömrü gülden kısa olacak ve sonradan baktıkça moral bozacak ama olsun. Geçen gün laik ve bilimsel eğitim için insanlar sokağa çıktı. Bak şimdi! Yahu Türkiye hiç bugünkü kadar bilime meraklı oldu mu acaba? Bizzat bu protestoda sıkılan biber gazının insan sağlığına etkisi datalarının çoğunu dünyaya biz tedarik ediyoruz! Sokakta her an yaşanabilen bu gelişigüzel bilimsel tecrübeyi göz önüne alarak “Her Türk denek doğar” diyebiliriz.


Memleketteki bilimin önünü kesmeyin

Haberin Devamı

Gazımızı da bilinçli yeriz

Bu araştırmaları derleyen Tabipler Birliği bile zaman zaman bire bir gaz yiyerek çalışmasını ‘sahada’ sürdürüyor. Evet yüz nakli filan da yapıyor doktorlarımız ama o daha elitist bir çalışma. Ülkede kaç kişinin yüz nakli yaptırdığına bak, bir de yılda kaç kişinin gaz yediğine. Popüler bilimi seviyorum ben. Bu yayınlar halka açılsın, ona göre vatandaş çıkıp gazını daha bilinçli ve doğru miktarda yiyip evine dönsün isterim.
Mesela bu hafta elinde gaz bombası olan bir polisi “Sık ulan sık!” diye darp eden arkadaşı polis sandık ama kanımca kimya profesörüydü. Baktı karşısında hazır bir denek grubu var, o enerjiyle arkadaşına “Hemen sık ki, biber gazıyla ilgili çalışmada çorbada bir tuzumuz (veya biberimiz) olsun” dedi herhalde. Çünkü bilim bu heyecanla yapılır.
Belki de psikologdu? İtip kaktığı polisimizin gerginlik ve strese dayanıklılığını ölçüyordu? Malumunuz Türkiye’de çok faydalı ve etkili olan iki mesleki eğitim vardır: Bir, taksicilerin İngilizce öğrenmesi projesi, iki polislerin soğukkanlı ve sakin olmaları için verilen psikolojik eğitim. Bunlar sayesinde tüm polislerimiz çelik gibi sinirlere sahip, sakin profesyonellerdir, taksiciler de Lord gibi İngilizce konuşur. İşte bunlar hep eğitimden, hep bilim merakımızdan.

Haberin Devamı

Durmak yok, denemeye devam!

Torna tezgâhında üretilmiş elma soyma makinesi, hamsili baklava, pompalı su damacanasından plaj duşu, ahşap yangın merdiveni Türkler olmasa kimin aklına gelirdi sorarım size? Ayrıca “İnsansız hava aracı” gibi, “Mimarsız mühendissiz kara binası” fikrini ilk deneyen millet de biziz. Arada çökmeler yıkılmalar oluyor ama, bilim budur. Deneme varsa yanılma da olacaktır.
Mucitlerin hakkı da verilir ülkemizde. Mesela dünyada az bilim insanına kısmet olur, matematikte ‘Arf Değişmezi’ni bulan Cahit Arf’ın resmini gören her Türk “Bir yerden gözüm ısırıyor” der. 10 liranın üstünde fotoğrafı olmasıyla ne alakası var ya?
Karbon film kaplamayı icat eden Dr. Ali Erdemir bilinmez ama olsun, “Bu Tarz Benim Özlem Özden” ünlüdür. Çorap çizme konusunda bir saat boyunca 10 kelimeyle kavga edebilmeyi icat eden kızların programı az şey midir?
Yakın gelecekteki bilimsel deneyimiz ise siyasi alanda. Yargı denetiminin olmadığı ilk başkanlık sistemini icat etmek üzereyiz!
Eğer bu sistem işler ve bir de demokratik olursa, bir nevi, kanseri nane-limonla tedavi etmiş, dünyadaki açlığa havadan gıda üreterek çare bulmuş gibi olacağız. Yani şu anki bulgulara göre imkânsız mı? İmkânsız. Ama başarı ihtimali sıfıra yakın bile olsa, bilimde esas olan deneydir! Mucitliğin kâşifliğin kökeninde şu yatar: Hayal etmek.
Tabii o gün bir bakmışsın, hayaller özgürlük-eşitlik-demokrasi, hayatlar Recep Tayyip Erdoğan! Olsun. Bilimde hayal kırıklığı da vardır. Ona o zaman bakarız artık.

Yazarın Tüm Yazıları