Halkın yüzünü güldürecek cumhurbaşkanı: Ben!

TÜRK siyasetini esefle kınıyorum.

Haberin Devamı

Gözlerinin önündeki çatı adayını görmezden geldiler: Beni! Ekmeleddin İhsanoğlu çok değerli bir insan olabilir, ama şahsımın Cumhurbaşkanlığı’na daha uygun olduğu kanaatindeyim. Sebeplerini aşağıda anlatacağım:
Görüyorsunuz, gazeteler İhsanoğlu’nu halka tanıtan özgeçmiş haberleriyle dolu. Genel olarak “Halk onu tanımıyor” eleştirileri var. Konu şöhretse, beni kime sorsanız gösterir! Haftalardır takip ediyorum, kendimden daha ünlü bir Cumhurbaşkanı adayı ismi duymadım. Tarkan, Sezen Aksu filan aday olmayacaksa, aradığınız benim. Bu alanda sadece Tayyip Bey azılı bir rakip, o ayrı!
Ama reyting olarak Tayyip Bey’i geçerim. Birkaç kere ‘Avrupa Yakası’yla, ‘Yalan Dünya’yla, ‘Ulusa Sesleniş’ aynı anda yayınlandı, biz çok fena ezdik! Ekmeleddin Bey’in televizyonda reytingi ne? Pöh. Göreceğiz.
Ekmeleddin Bey’in ismini öğrenmek ve söylemek bir mesai istiyor. Son 48 saatte “İhsan Ekmeleddinoğlu”, “Ecmettin İhsanoğlu” hatta “Ecmel İhsanettin”, diyeni bile duydum. Eh orijinal isim lazımsa benimki de fena değildir. Gülfe, Gülsen, Gülseren diyeni çoktur. Yeterince orijinaldir ve fakat buraya dikkat, Ekmeleddin’e göre ezberlemesi daha kolaydır. Niye? Halkın cumhurbaşkanıyım da ondan! Hoop benim haneme bir avantaj daha.
Cumhurbaşkanının tüm vatandaşlara eşit mesafede olması, ayırımcılık yapmaması lazım. Aslında hiçbir siyasetçinin yapmaması lazım da, neyse (ne güldünüz? Siz var ya siz). Şahsen dinsel, mezhepsel veya ırksal bir ayırımcılık mefhumum bile yok. Beynimde öyle bir bölge için alan ayrılmamış. İçimden, ayırımcılık sevenlere sakince yaklaşıp, alınlarının ortasına “şak” diye sert bir fiske vurmak geliyor! Zira belli ki beyinde tutukluk yapan, mekanizmayı aksatan bir parça var. Belki fiskenin sarsıntısıyla tutukluk gider ve beyin normal çalışır gibi bir his geliyor bana. Tabii cumhurbaşkanı olunca böyle çılgın fikirlerimi kendime saklayacağım.

YÜZDE ON İKİ ZATEN HEMŞERİM!

Siyasette hemşerilik önemlidir. Dede ve nineler kanalıyla hem Muş, hem Uşak, hem İstanbul, hem Ordulularla hemşeriyim. Sekiz buçuk milyon ediyor. Yani ülkenin yüzde on ikisi hemşerim! Diğer adayları gözyaşları içinde bırakırım!
Çatı adayından anladığım kadarıyla, Türkiye’nin aşağı yukarı tüm partileri “milliyetçi muhafazakâr sağ” çizgiye gelmiş! Sosyal demokrat olarak tanımlanabilecek bir ismin, yani benim cumhurbaşkanı olmam, diğer siyasi eğilimlerin temsil kazanması demek olur. E bir zahmet iyi olur. Şu an, Türkiye’nin bir muhalefete sahip olmak için tek şansının benim cumhurbaşkanı seçilmem olduğunu dehşet içinde kavradım!
Evet, yirmi mizahsever milletvekili arıyorum. Ne kaybedersiniz? İhtimallere bakalım:
1) Tayyip Bey seçilirse, zaten Ekmeleddin Bey veya benim aday olmuş olmam fark etmeyecek. Tayyip Bey, çok geniş yetkili bir cumhurbaşkanı olarak ülkedeki her şeye karar verecek.
2) Diğer ihtimal, Ekmeleddin Bey veya benim seçilmem! Eh ikimiz de eski usul sembolik yetkili bir cumhurbaşkanı olacağımızdan, yine ülkedeki her şeye Tayyip Bey karar verecek! Ha Ekmeleddin Bey köşke çıkmış, ha ben. Öyleyse çatı adayı ben olayım, bari seçilirsem televizyona çıktığımda iki şaka yaparım, yüzünüz güler.
Gülümsemeye her zamankinden çok ihtiyacımız olan şu günlerde, en doğru reisicumhur adayı olarak kendimi görüyorum. Halkın yüzünü güldürecek bir cumhurbaşkanı için, haydi Türkiye diyorum. Beni seçin. Çünkü kaybedecek bir şeyiniz yok!
Yalnız seçilince Ankara’da oturmak şart mı acaba yav? Ha? Bi dakka o zaman, acele etmeyeyim! Cumhurbaşkanlığı iyi ama yeri sapa geldi. Ekmeleddin Bey’e bir şans daha vereyim!
Sayın İhsanoğlu, bu formayı giydiniz, iyi ettiniz ve hayırlı olsun. Ama artık mizahçının da gazetecinin de diline düşeceksiniz, eliniz mecbur!

Yazarın Tüm Yazıları