Paylaş
“Sana ne ki” diyecek arkadaşlar için: Efendim, emeklilik konusunda gazetecilikte “yıpranma payı” vardır. Yani gazeteciler, askerler, polisler, itfaiyeciler ve maden işçileri gibi, birkaç sene daha erken emeklilik hakkı kazanırlar. 1997 yılından beri kadrolu ve sigortalı gazeteci olduğumdan, hesapladığım kadarıyla emekliliğime şunun şurasında 5-6 sene kaldı. CHP yılda iki maaş ikramiye vaat ediyor. HDP “Toplu taşıma emeklilere bedava olacak” diyor. İki parti de çiftçinin yanında. Suyu, elektriği bedava veren de var, mazotu ucuz veren de.
Demek ki, ikide bir sıktığımız “Amaan bıktım bu işlerden, emekli olup bir Ege kasabasına yerleşeceğim, bahçe alıp tarım yapacağım, oh mis” palavrası gerçek olursa, hakikaten yaşadık! Orhan Veli’nin dediği gibi “Bedava yaşıyoruz, bedava” diyebileceğiz.
MHP’nin seçim bildirgesini görmedim. Ama hem onların hem AK Parti’nin seçime kadar bu topa girip, aşağı kalmamaya çalışacaklarından eminim. Yani tam ben inceden yaşlanmaya başlarken, emekliler altın devrine giriyor! Çok ballıyım.
Şaka maka, gerçekten sıkıntı çeken emeklilerin hayat standardının bir siyasi rekabet alanı olmasından bence ülkedeki herkes mutludur. Güzel oldu bu.
Kaynak var da, nasıl harcansın?
CHP’nin seçim bildirgesi açıklandığından beri kıyamet kopuyor. “Kaynak bulamazlar” diyenlerle “Kaynak var, mesela Saray” diyenler tartışıyor.
Basit bir hesap yaptığımızda, hem kaynağın varlığı hem de Saray’ı filan konuşmanın biraz magazin sohbeti olduğu ortaya çıkıyor aslında.
Alın elinize hesap makinesini. Emekliye verilecek 2 maaş ikramiye, aile sigortası, çiftçiye 1.50 TL’den satılacak benzin ve asgari ücretten verginin kaldırılmasının toplam maliyeti, ilk yüz gün için 57 milyar TL civarı tutuyor. (Bu arada AK Parti, bu yardımların yarısına yakınını kendisinin halihazırda yaptığını iddia ediyor. Yani bir bakış açısıyla aslında sadece 23.5 milyar eksik var!)
Hükümetin hazırladığı 2015 bütçesinde, bu yıl öngörülen vergi geliri artışı başlı başına 38 milyar TL. 2015 bütçesinde, harcaması en çok arttırılacak 3 bakanlık var. Maliye Bakanlığı 2014’e göre 12 milyar, Hazine Müsteşarlığı 5.5 milyar, Milli Eğitim Bakanlığı ise 7 milyar TL ek bütçe alacak. Toplamı 24.5 milyar TL ediyor. E demek ki kaynak var aslında. Yani konuşmamız gereken, “Kaynak nerede?” değil. Kaynağı böyle harcamak mı, dar gelirlinin alım gücünü arttırıp talebi yükseltme, tarımı geliştirme amacıyla kullanmak mı memleket için daha doğru, bunu tartışmak lazım.
“Cumhurbaşkanlığı bütçesi çılgınlar gibi arttırıldı, ahan da kaynak” denilen para, yıllık 197 milyon TL. Yani çok konuşulsa da matematiksel açıdan üstteki kalemlere göre devede kulak. “Kaynak Saray!” cümlesi de siyasi magazin olarak kalıyor haliyle.
Bir karşılaştırma daha yapalım. Kanal İstanbul’un planlanan maliyeti 20 milyar dolar olarak hesaplanmıştı. Yani 50 milyar TL (bakın doları da 2.5’dan saydım, hükümete kıyak olsun). Demek ki Kanal İstanbul’la CHP’nin bildirgesinde yazan vaatler fazlasıyla karşılanıyor. O zaman da yine, bu iki projenin ülke için maddi ve çevresel getiri-götürüsünü tartışmak gerekiyor.
Paylaş