Bu Cihangirliler size ne etti kardeşim?

Üstünden uçak uçurmaya kalkandan, “Oraya kaydı, buraya savruldu” diye hakkında atan tutana kadar herkesin derdi Cihangir. Lakin ayağınızı denk alın, o mahalleyi size yedirmem!

Haberin Devamı

Vallahi bozuluyorum.

Cihangir benim doğduğum yer.

Doğduktan 24 saat sonra Beşiktaş’a eve götürdüler, o ayrı.

Ama dünyaya gözümü açtığım yer Cihangir Kliniği. “Mühim olan doğduğun değil, doyduğun yer” derler.

Eh orada geçen bir dizi yazıp 90 bölüm çarpı 100 dakikadan, üç yıl (bırakın parayı pulu) yazmaya kesinlikle doyduğumu söyleyebilirim!

Bu sebeplerden Cihangir’i yedirtmem!

Yasin Aktay’ın, “F16’lar Cihangir üzerinden alçaktan uçsun” önerisini müteakiben yaptığı “Mizah olsun diye yaptım” açıklamasına kısaca şöyle cevap vermek isterim: “Yapma!” En azından “İlla yapacaksan, böyle yapma!” Çünkü, mizaha az çok aşina bir insan olarak söyleyeyim, komedi böyle bir şey değil!

Haberin Devamı

Bu ‘şaka’nın alt metni yoksa, saçma bir laf.

Alt metin aşağıdakilerden herhangi biriyse, daha da kötü:

1- Cihangir PKK’lı dolu.

Cihangir’de hırsız çoktur ama terörist var mıdır bilmem. Psikolojik terör, ‘telekineziyle köy basma’ filan yapmıyorlarsa ben rastlamadım. Eline, molotof kokteyli alıp etrafa sallayan Cihangir sakini görmedim mesela. İlla kokteyl yapılacaksa mojito yapılır. Ama bira ve rakı tercih edilir. Asayişin çatışmayla değil, hırsızlık ve alkollü sevgili kavgalarıyla bozulduğu bir mahalledir burası.

2- Cihangir’de HDP’ye oy veren çok.

Herhangi bir partiye oy verenleri F16’larla korkutma şakası yapmanın dehşet sorunlu yanından bahsetmeyeceğim. Zaten odanın ortasında pembe fil gibi duruyor. Ama en azından bu ‘müthiş esprinin’ dayandığı yanlış bilgiyi düzeltmek isterim. Cihangir’den HDP’ye yüzde 28 oy çıktı. Yüzde 48 CHP’ye oy verdi. Oysa mesela Sultanbeyli’deki Orhangazi’de HDP’nin oy oranı yüzde 40’tı.

Haberin Devamı

HERKESİN CİHANGİR’İ KENDİNE

Bir süre önce Cihangir’de yürürken mutsuz bir hanımefendi bana yol sordu.

“Cihangir nerede?” dedi. Dedim “Burada!” “Hayır, böyle lüks kafelerin, sanatçıların olduğu, deniz manzaralı Cihangir, hani Yalan Dünya’daki” dedi ve demesiyle birlikte beni tanıdı!

‘Yalan Dünya’nın Deniz’iyle selfie çektirmesi, “Biz diziyi stüdyoda çekiyoruz” itirafımın verdiği hayalkırıklığına bir nebze teselli olmuştur umarım.

Ama Cihangir onun hayalinde bambaşka bir yerdi. ‘Yalan Dünya’nın merkeziydi.

Emlak meraklıları içinse Cihangir, manzaralı, dökük ve pahalı evlerin merkezidir.

Oyuncular için ister-istemez görmenin ve görülmenin, komün duygusunun merkezidir.

Haberin Devamı

Kediler için refah ve özgürlüğün merkezidir!

Eski Cihangirliler için hâlâ komşuluğun, mahalle duygusunun merkezidir.

Sanırım bazı siyasetçiler içinse Cihangir potansiyel terör merkezi! Yoksa üzerinden F16 uçurmaya değer mi? Günah. Suyla mı çalışıyor bu alet?

Yalçın Akdoğan’ın “HDP Cihangir çizgisine savruldu” açıklamasına ise mana veremedim. Eleştiri midir, iltifat mıdır bilemedim. Eleştiriyse, yahu ne kötülüğünü gördünüz Cihangir’in? Bu Cihangir size ne etti kardeşim?

Benim baktığım yerden Cihangir, zıt yaşam tarzlarının bir arada sakince yaşamasının merkeziydi. Belki o yüzden kalbimi çaldı. “Beş benzemez olsak da, yan yana, gülümseyerek yaşayabiliriz” demeye çalıştım 90 hafta.

Haberin Devamı

Yasin Aktay kadar olamam tabii ama benim mizahımın alt metni buydu.

Türkiye için temenni ettiğim bu cümle, bu mahallede hikâyelendi.

Çünkü Cihangir’deki farklılıkların birbirine tahammülü kalbimi çaldı.

Ama siyasetçilerin favori mahallesi değil Cihangir.

Belki de aynı sebeptendir...

KORKMA, TİTRE!


Fuat Avni’yle alakalı değil bu yazı!

Titreşimlerin, insan sağlığıyla ilgili teşhis ve tedaviye yardımcı olarak kullanılmasıyla ilgili.

Saçma bir örnekle gireceğim: Kedilerin gırlarken çıkarttığı frekansın iyileştirici etkileri olduğu bilgisi malum.

Bunun gibi, doğada herşeyin kendine özgü bir titreşimi var. Bu yeni yöntemde, biofeedback cihazı, vücudunuza titreşimler yolluyor.

Haberin Devamı

Ve titreşimlere bedeninizin verdiği cevaba duygusal ve fiziksel dengesizlikleri belirleyip, o bölgenin tedavisine yardımcı oluyor.

Cihaz, NASA’da çalışmış bilim adamı, Prof. Bill Nelson tarafından geliştirilmiş. Pilot ve atletlerin performanslarından stres tedavisine, dikkat eksikliğinden hiperaktiviteye pek çok konuda kullanılıyor.

Milan futbol takımı, Çin’in olimpiyat takımı, ünlü tenisçi Novak Djokoviç vs. bu yöntemin müdavimleri.

Beni bu konuyla tanıştıran Su Somuncuoğlu aslında bir ses mühendisi.

Romanya’da bu işin özel eğitimini almış. Olaylar şöyle gelişiyor: Başınıza, el ve ayak bileklerinize elektrodlar takılıyor. Sonra bilgisayar, vücudunuzdaki organların frekanslarını analiz edip sorun olabilecek yerleri belirliyor.

Bu yöntemin tıbbi bir teşhis ve tedavinin yerine asla geçmeyeceğini söylüyor Su Somuncuoğlu. Ama “Her organın hücresinin farklı rezonans frekansları vardır.

Hücrelerin titreşimi bozulduğunda bir rahatsızlık var demektir.

Eğer bu hücrelere doğru titreşimleri geri gönderebilirsek, organın enzim ve hormonları doğru şekilde salgılanarak vücudun kendini iyileştirmesini hızlandırır” diyor.

Araştırmacı gazetecilik yapıp denedim.

Somuncuoğlu, ufak tefek sorun yaşadığım birkaç alanı (boyun kasları vs gibi) nokta atışıyla tespit etti.

Ve düzeltici frekanslar yolladı.

Psikolojik etki mi dersiniz bilmem ama, sorunlardan çoğu yok oldu.

Alternatif tıbba dudak büken benim gibi biri için ilginç bir tecrübeydi.

Korkmayın, titreyin!

Yazarın Tüm Yazıları