Bırakınız taksınlar, bırakınız giysinler!

Sayın devlet büyüklerim, bırakın azıcık da modacılar çalışsın yahu, size de yazık, her sektörü siz mi düzenleyeceksiniz? Ha, bir de bilgi notu: Kadınlar 4 yaşından itibaren kendileri giyinebilirler, siz yorulmayın!

Haberin Devamı

Eyyy siyasetçilerrr! Elleşmeyin! Kadınlar nerede ne giyeceklerini gayet iyi bilirler. Özgürlük ve eşitlik istiyoruz, oraya konsantre olun!
Kamuda başörtüsü serbest kaldı. Eyvallah. Bu saçma sapan başörtüsü yasağına geç uyanmış bir vatandaşım. Zira Boğaziçi Üniversitesi’nde tesettürlü arkadaşlarımızla birlikte elimizi kolumuzu sallaya sallaya derse girerdik. O yıllarda, kısa bir süre, başörtüsünün sadece İstanbul Üniversitesi’nde yasak olduğunu zannetmiştim hatta.
Bizde başörtülü öğrencilere karışılmazdı. Ancaak… Üniversitenin çimlerine yatmış bikini üstüyle güneşlenen D vitamini âşığı arkadaşlarımız da olurdu, onlara da karışılmazdı! Özgürlük pamuk şekeri gibidir: Tatlı ve yapışkandır, illaki paylaşılır ve mutluluk verir!
Dolayısıyla o tatlı özgürlük ortamında, bikini üstlü kızlarla tesettürlü kızlar birbirlerine ders notu verip, çimlerin üstünde muhabbet ederlerdi. Kimse kimseyi yargılamaz, ötekine “Bikini üstü aşırıya kaçmış, en azından kısa kollu bir bluz giyeydin iyiydi”, “Şekerim başörtüsünden de hiç saç görünmüyor yalnız, abartmışsın, bari acık kâkül salsaydın, eteği de dizaltı yapsaydın” filan demezdi! Çünkü o halde, bir müşterek ortalama, bir genelgeçer ölçü bulmamız, yani üniforma giymemiz gerekeceğini bilecek kadar zekiydik!
Şimdi al o özgür Boğaziçi kafasını, bütün ülkeye yay, değil mi? İsteyen kamuda, isteyen sokakta, mini etek de giyebilsin tesettür kıyafeti de. Giysileri, farklı fikirleri, yaşam tarzlarını, hiçbir tercihi yargılamayalım. Kimsenin kimseye kem gözle bakmadığı güneşli günlerde, ülkenin çimlerine oturup 75 milyon birlikte muhabbet edelim. Pamuk şekeri gibi hayatımız olmaz mıydı?
Öyle bir ülkede bir siyaset adamının çıkıp “Sunucunun dekoltesi aşırı, bizde olmaz” lafı, amanıın iyice ayıp kaçmaz mıydı?
Söz konusu kızımızın dekoltesi çoktur, azdır, şıktır, değildir, buna karar verecek olan kendisi ve programın kostüm sorumlusudur! Bir siyasetçi “Vatandaş olarak kişisel fikrimi söyledim” diyemez! Son derece güçlü ve birçok konuya bodoslama müdahil olan, tüm denetim mekanizmalarına hakim, hayat tarzı ve popüler kültür alanlarıyla fazlasıyla ilgili bir iktidar, bu ifadenin sonuçları olacağını bilir! Naçizane bendeniz bile tanınan biri olarak her konuda sansürsüzce fikrimi söyleyip “Vatandaş olarak konuştum, ne var?” diyemem!

Haberin Devamı

BAŞÖRTÜSÜYLE DEKOLTEYİ KIYASLAMAK

Haberin Devamı

Tartışma programlarında bazı arkadaşlar, konuyla ilgili “Kadınlar erkeklere beğendirmek için dekolte giyerek kendilerini obje haline getiriyorlar, zaten yanlış” dediler. Haydaa. Velev ki öyle, kardeşim onun hayatı, onun keyfi! Bu, “Başörtülüler baba baskısıyla zorla başlarını kapatıyorlar” demekle aynı? İsteyen babasına yaranmak için başını örter, isteyen kocasına cazip görünmek için dekolte giyer, dileyen dini hisleriyle tesettüre girer, arzu eden rahat hissetmek için şortla dolaşır, sebebinden size ne? Öyle tercih etmiş, öyle uygun görmüş, bize ne? Bırakınız başörtü taksınlar, bırakınız dekolte giysinler! Hayır, devlete ne?
Ha gelelim devlete. Tartışmalarda, bazı yorumcular da “Başörtüsüyle dekolteyi aynı kefeye koymayalım, başörtüsü dinin gereği, yani daha önemli ve saygıdeğer bir tercih” dediler! Kişisel olarak ben böyle düşünebilirim ama laik bir devlet, ve dolayısıyla devlet büyükleri, vatandaşın yaşam tarzı tercihlerini, sebeplerine göre önem sırasına koyamaz!
Laik bir ülkede, vatandaşın suç işleyip işlemediği, vergi verip vermediği mühimdir. Namaz kılanla kılmayan, Müslüman olanla olmayan ayırımı yapılmaz. Bir parkta, iftar için mangal yapan aileyle, akşam yemeği için mangal yapan aile devlet gözünde eşittir.
Hayır zaten bu koskoca ülkenin toplasan 15-20 ilçesinde rahatsız edilmeden şort, mini etek vs. giyilebilirken, birçok üniversitede dar kot giyen kızlar bile tehdit edilirken, kamuda başörtüsü yeni özgür olmuşken, Anadolu’nun birçok yerinde başı açıklara kimi zorbalar tarafından baskı uygulanırken, bu işleri köpürtmek niye? Bırakın kadınların örtüsünü dekoltesini ve yakasını kardeşim!
Mesela, madem kamuda başörtüsü özgür, e ne güzel, kolsuz bluzu da özgür bırakın? O niye hâlâ yasak? Efenim?
Yasak koymayın, yargılamayın, müdahale etmeyin, başımızın tacı olun! Bu halk zaten farklılıklara tahammüllüdür. Kışkırtmazsan, gaz vermezsen, sade vatandaş birbirinin başörtülüsünü de sever, dekoltelisini de sadesini de!
Yani kim ne kadar içki içti, etek boyu ne, başörtüsünü ne tarz bağladı, biz aramızda hallederiz, siz elleşmeyin! Kadınlara da dekolteden zarar gelmez, en fazla üşütüp grip olurlar. Ama aile içi şiddetten binlercesi yaralanıyor, ölüyor!
Yani dekolteyi boş verin, kadınları şiddetten koruyun, o işi hallediverin esas, gözünüzü seveyim!

Yazarın Tüm Yazıları