Paylaş
Aramızda dolaşan potansiyel katiller, işkenceci sapıklar var! Kimler mi? Hayvanlara eziyet eden, kesen, yakan, öldürenler! Cezasız kaldıkça ve yasalar uygulanmadıkça o sapıklar aramızda sırıtarak dolaşmaya devam ediyor. Onlar şiddetin, tecavüzün, her türlü can yakmanın, kan dökmenin normalleşmesinin kanıtı.
Kucağımda yavru bir köpek, kulağı kesilmiş. O kadar korkuyor ki... Sahiplenen yok, barınakta tedavi ediliyor. Cinsel organına havuç sokulan kediler, tekmelenen köpekler içler acısı bir insanlık ayıbı ile duyduklarıma inanamıyorum. Allah’ın yarattığı, yüreği, duygusu, acısı olan canlar onlar. İyi Biri misin Derneği üyeleri, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı Yasemin Babayiğit ve Sarıyer Belediyesi Kısırkaya Safiye Kaya Rehabilitasyon Merkezi Başhekimi Bulut Cem Uzundere ile ibretlik olayları konuştum. Kim bilir ülke genelinde bizim duymadığımız daha neler yaşanıyor...
Zulüm bir sonuç... İşe işkenceden zevk alacak kadar parçalanmış ruhların rehabilitesinden başlamak gerek.Ama her şeyden önce Hayvan Hakları Yasası’nın acilen hayata geçirilmesi şart. Allah rızası için çıkarın şu yasayı...
Fotoğraflar: Cenker TEZEL
◊ Derneğiniz ne zaman kuruldu?
- Yeşim Yıldız Aktan (İyi Biri misin Derneği Kurucu Üyesi): Geçtiğimiz nisan ayında kurduk.
◊ Sizce “İyi biri misin?” sorusunun cevabı derneğinizin felsefesine göre can yakmamak mı?
- Yeşim Yıldız Aktan: “En masumlara” diye bir çıkışımız var. Çocuklara ve hayvanlara yönelik farkındalık projeleri yapıyoruz. Örneğin insanlara neden hayvan satın almak yerine sahiplenmeleri gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz; ülkenin dört bir yanındaki okullara iyilik yapmayı öğreten, hayvan sevgisi aşılayan eğitim projeleri hedefliyoruz. Kurulduğumuz günden beri Şırnak Uludere’de 4 ilkokulda proje yaptık, hediyeler gönderdik, onlara sokak hayvanlarının köpek değil arkadaş olduğunu öğretmeye çalıştık.
◊ Kurulduğunuzdan bu yana tanık olduğunuz en trajik olaylar nelerdi?
- Yeşim Yıldız Aktan: Hangi birini anlatalım... Çok yakın zamanda gerçekleşen bir olay var. Erzincan’da bir asker çok ciddi bir şekilde, sosyopatlık derecesinde kediye eziyet etti.
◊ “Nişanlımdan ayrıldım, alkol almıştım” gibi bir bahanesi vardı.
- Yeşim Yıldız Aktan: Maalesef bu olaydan sonra serbest kaldı. En çok canımızı yakan şey de bu. Bağıra bağıra şunu diyoruz: Bugün bunu yapan iki gün sonra kadına ya da çocuğa benzer şekilde şiddet uygulayacak. Şiddeti önlemenin en iyi yolu önce ilk adımına bakmaktır. Şu anda ülkemizde hayvanlara eziyet edenler ceza almıyor, tutuklanmıyor ve sicillerine işlemiyor.
Aramızda dolaşıyorlar. Belki şu anda çocuğumuzun okul servisinin şoförü düzenli bir hayvan tecavüzcüsü, sapık. Bunu bilemiyoruz. Çünkü sicilinde yazmıyor. Ya da öğretmeni veya yan komşumuz öyle? Bunu bilemiyoruz.
Bu sadece hayvan haklarını korumak için değil, insan haklarını korumak ve şiddeti önlemek için de çok önemli. Yapılan bütün klinik çalışmaları gösteriyor ki seri katiller ilk öldürme deneyimlerini hayvanlar üzerinde gerçekleştiriyor.
ŞİDDET UYGULAYANLARIN YAPTIKLARI SİCİLLERİNE İŞLEMİYOR
◊ Avukatımıza soralım... Hayvana şiddet uygulayan ya da tecavüz eden kişilerin sicillerine neden bu işlenmiyor?
- Yasemin Babayiğit (İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı): İşliyor ama sadece sahipli hayvanlar için geçerli bu. Yasalarımız hayvanları sahipli ve sahipsiz olmak üzere kategorize etmiş. Sahipli hayvanlar şahısların mal varlığı değerinde sayılıyor.
Yani sizin çantanıza zarar vermekle kediniz ya da köpeğinize zarar vermek aynı şey olarak görülüyor. Mal olarak görülüyor. Dolayısıyla sizin malınıza yani hayvanınıza zarar veren bir kişi Türk Ceza Kanunu çerçevesinde mala zarar vermek suçu ile cezalandırılıyor, eğer hayvan sahipliyse. Hem sahipli hem de sahipsiz hayvanlara ilişkin olarak 5199 sayılı hayvan hakları kanunu var.
Burada hayvanlara karşı gerçekleştirilen bütün eylemler suç değil kabahat olarak nitelendiriliyor ve sadece idari para cezası yaptırımı uygulanıyor. İdari para cezası uygulandığı zaman şahsın siciline işlenmiyor.
Ama Türk Ceza Kanunu çerçevesinde bu bir suç teşkil ettiği zaman ve cezanın yaptırımı hapis cezası ya da adli para cezası olduğu zaman siciline işlemiyor.
Mesela trafikte giderken bir hayvana çarptığınızda şikayet üzerine sahipli sahipsiz olduğuna bakılmaksızın trafik güvenliğini tehlikeye sokmaktan, doğrudan hayvan üzerinden değil, trafik üzerinden ceza veriliyor. Hayvanınız çalınırsa sahipli olduğu için hırsızlık suçundan değerlendiriliyor. Şu anki mevcut yasal düzenlemenin en büyük eksikliği sahipli/sahipsiz hayvan ayrımı.
◊ O zaman sahipsiz hayvanların hiçbir değeri yok...
- Yeşim Yıldız Aktan: Maalesef öyle...
- Yasemin Babayiğit: Bize göre sahipsiz hayvan yok, hayvanın sahibi kamudur. Yani devlettir, halktır. Neden? Çünkü ben belediyeye ait bir banka gidip çizik attığımda kamu malına zarar vermekten yargılanıyorum Türk Ceza Kanunu
kapsamında.
Kamu malına zarar vermekten hapis cezasıyla yargılanıyorum. Sokakta yaşayan fakat belediyenin küpesini taktığı, rehabilite ettiği, kısırlaştırdığı, aşıladığı ve kendi kontrolüne bıraktığı bir hayvana zarar verdiğim zaman da kamu malına zarar vermekten yine cezalandırılmalıyım. Yani burada hukuki bir eksiklik var. Aslında sahipsiz hayvan yok. Sahipsiz hayvan dediğimiz şeyin sahibi kamudur.
◊ Yeni bir yasal düzenleme talebiniz mi var?
- Yasemin Babayiğit: Şu anki 5199 sayılı kanun, kötü bir kanun değil, eksik bir kanun. Birinci eksikliği hayvanlara şiddet ve kötü muamele eylemlerinin idari olarak yaptırıma tabi ve kabahat olarak nitelendiriliyor olması. Hayvanların ses tellerinin alınması, aç ve susuz bırakılması, dövülmesi, kulaklarının kesilmesi, tecavüz edilmesi ve öldürülmesi gibi...
Bunların hepsi sahipli/sahipsiz olduğuna bakılmaksızın hayvana şiddette kötü muamele eylemi. Biz diyoruz ki hayvanın bedensel bütünlüğüne karşı olan bütün eylemleri Türk Ceza Kanunu kapsamına alalım ki bu şahıslar hakkında ceza mahkemeleri nezdinde bir soruşturma yapılsın ve hapis cezası çerçevesinde yaptırım uygulansın. Caydırıcı ve uygulanabilir nitelikte yaptırım uygulansın istiyoruz. Yani 6 ay hapis cezası aldığı zaman, o adam o cezayı yatmayacak.
◊ Neden yatmayacak?
- Yasemin Babayiğit: Sicili temizse ertelenecek. Bunların hepsi hukuki olarak değerlendirilmesi gereken süreçler.
◊ Biraz önce kucağınızda olan köpeğin kulağının kesildiğini söylediniz.
- Yasemin Babayiğit: Evet. İki aylık bir köpek.
- Bulut Cem Uzundere (Sarıyer Belediyesi Kısırkaya Safiye Kaya Rehabilitasyon Merkezi Başhekimi): Şikayet üzerine aldığımız bir köpek. Kulağını kesmişler.
◊ Siz burada görev yaparken ne gibi olaylara tanık oluyorsunuz?
- Bulut Cem Uzundere: Silahla yaralamadan, tümörlü olduğu halde sokağa atılan, beli kırılan birçok hayvana şahit oldum.
- Yeşim Yıldız Aktan: Bu bölgede avcılarla çok mücadele ediyoruz. “5 bin euro’ya profesyonel av köpeği aldım. Burada sokak hayvanları var” diyen ve o hayvanları av tüfeğiyle vuran insanlar var. Çünkü sokak hayvanı onun için önemli değil. O sadece kendi köpeğini seviyor.
Allah korusun onun milyonluk köpeği yanlışlıkla sokak hayvanı tarafından ısırılır diye sokak hayvanlarını vuruyor. Sokak hayvanları besleyenlerin yaptıkları kulübeleri daha yakın zamanda ateşe verdiler. Burada ormanda sırf hayvanlar ıslanmasın, ölmesin diye kulübeler yapan gönüllülerimiz var. Bakanlıktan da izinliler bu arada. İnanılacak gibi değil ama çoğu hayvansever! Sadece evdeki hayvanını seviyor sokaklardakine can değeri vermiyor.
Oysa sokakta yaşayan hayvanlar biz terk ettik diye bizler yüzünden hayat mücadelesi veriyor. Evimizdekiler kadar sokağımızdakine de sahip çıkmamız çok önemli.
◊ Gerekçeleri ne?
- Yeşim Yıldız Aktan: Ormanda köpek istemiyorlar. Sahipsiz hayvanı kendi marka köpeği için tehlike görüyor. Oysa para verip aldığı köpek avına yardım edecek. Avcı kuş tavşan vb. öldürecek, köpek gidecek, kuşu alıp sahibine getirecek.
- Yasemin Babayiğit: Barınaklardan sokak köpeği alıp dövüşte kullanacakları hayvanlar için yem edenler var. Pitbull dövüştürenler sokak köpeklerini yem olarak pitbullarının önüne atıp parçalatıyorlar. Hayvanlarını böyle dövüşe hazırlıyorlar. Pitbull’a ya da Dogo’ya ırkçı bir yaklaşımla asla yaklaşmıyoruz. Çünkü biz vahşi hayvan olduğuna inanmıyoruz. Evcil hayvanların insanlar tarafından vahşileştirildiğine inanıyoruz.
- Bulut Cem Uzundere: İnsan ile hayvanın hiçbir farkı yok. İnsanı nasıl yetiştirirsen öyle yapıyor. Hayvanı da nasıl yetiştirirsen o noktaya gidiyor. Sen bir hayvanı kömürlüğe atıp, dövüp, aç susuz bırakırsan o hayvan hırçın olur. Şiddet görüyor çünkü. İnsana bunu yaparsan, insan da aynı şekilde davranır. Bu tamamen yetiştiricinin kişiliğine bağlı bir şey. Ben de aynı mantıkta düşünüyorum.
- Yasemin Babayiğit: Maalesef ki bir köpeğe ya da kediye işkenceyi yapan kişi bulunsa dahi, 5199 sayılı hayvanları koruma kanunda sadece idari para cezası ile cezalandırılıyor. 500 lira civarında bir ceza bu. Taksitle ödenebiliyor bir de düşünün. Bu hayvanı öldürse ya da tecavüz etse bu durum değişmiyor.
Sokak hayvanına yapılan her türlü işkence, her türlü kötü muamele, sadece ve sadece para cezasıyla yargılanıyor. Soruyorum vicdanlı insanlara, bir hayvanı bilerek isteyerek öldürmek ve tecavüz etmek 500 liralık cezayla geçiştirilecek bir şey mi?
- Yeşim Yıldız Aktan: Sicil yok. Hiçbir şey yok. Katiller aramızda dolaşıyor.
- Bulut Cem Uzundere: Hayvanlar nasıl küpeleniyorsa böyle insanlar da öyle küpelenmeli.
◊ Çok iyi fikir...
- Bulut Cem Uzundere: Halkın içine öyle sunacaksın.
İYİ BİRİ MİSİN DERNEĞİ
- Yeşim Yıldız Aktan: İlknur ile birlikte yıllardır sivil toplum örgütlerinde hayvan hakları konusunda çalışmalar yapıyorduk. Kanunun yetersizliği, çabalarımıza rağmen pet shop satışlarının devam etmesi, köpek dövüşleri gibi konularla uğraşırken baktık ki kanunları dolaşıyoruz ve yerimizde sayıyoruz. Daha sonra Buket’in kapısını çaldım. Buket’in yönetmen olması sayesinde birçok rol model gönüllümüz oldu. Günümüzdeki hayvan hakkı dernekleri bakım tedavi sahiplendirme çalışmaları yapıyor. Biz insanlara bir canlının yaşam hakkına saygı duyması gerektiğini öğretecek, doğaya çevreye ve çocuklara yönelik bir proje derneğiyiz. Çocuklara ve insanlara hayvanların duygusu ve bilinci olduğu duygusunu öğretmek üzerine bir şey yapalım istedik. Sahipli sahipsiz her hayvanın sesi olacağımıza inanıyoruz.
HAYVANLAR KEYİFLERİNDEN HIRÇINLAŞMIYOR
◊ Dünyanın hangi ülkesini örnek verirsiniz hayvan haklarıyla ilgili?
- Yasemin Babayiğit: Hiçbirini örnek veremiyoruz. Biz örnek olacak bir kanun tasarısı istiyoruz. Hayvana şiddet ve kötü muamele eylemlerini Türk Ceza Kanunu kapsamına alırsanız eğer zaten orada yapılacak yargılama neticesinde çıkacak ceza şahsın adli siciline işlenir. Ama 5199 çerçevesinde ya da idari yaptırım içeren bir yasa çerçevesinde bunu düzenlerseniz ve bu eylemin bu hareketin yaptırımı sadece bir idari para cezası olursa, bu adli sicil kaydına işlemez. O yüzden, biz işe alacağımız birinde veya görüşme yapacağımız birinde bu kaydı göremeyiz. Bu mümkün değil. Şu anda Meclis’le görüşüyoruz. Farklı partilerin de kanun tasarısı teklifleri var. Fakat bunlardan doğru mantıkta olanlar, biraz önce de bahsettiğimiz gibi, bu bedensel bütünlüğe karşı, insanlardaki yaralama ve öldürme fiili gibi.
Bedensel bütünlüğü karşı gerçekleştirilen her türlü eylem, tecavüzden biz sadece uzvunu bedenine birleştirmesini aramıyoruz. Cinsel duyguları tatmine yönelik herhangi bir hareket de olabilir. Bakın 2014 yılında Nilayım diye bir dosya takip ettik. Köpeğin ismi Nilayım. Tecavüzlerde sessiz ve sakin hayvanları tercih ediyorlar. Bağırmasın, sesi duyulmasın diye. Sahipli bir köpek ama sokakta bakılıyor. Bizim kanunumuzda sokakta bakılan köpek sahiplidir ya da sahipsiz olacaktır diye bir ayrım yok. Eğer karnesi varsa, üzerinize kayıtlıysa o hayvan sokakta ya da evde bakıldığına bakılmaksızın sahipli hayvan statüsündedir. Bu havyana bir buçuk saat boyunca gerek elle cinsel duygularını tatmin ederek, gerek uzvuyla tecavüz eden bir şahıs vardı. Bu şahıs lise mezunu ve evli çıktı. Bir buçuk saat tecavüz etti köpeğe. Ben öğürerek dilekçesini yazdım.
◊ Korkunç... O görüntüleri izlediniz mi?
- Yasemin Babayiğit: Görüntülerini izledim. Güvenlik kamerası görüntülerine yansıdı bu tecavüz olayı.
- Yeşim Yıldız Aktan: Neler izliyoruz Gülben Hanım bir bilseniz. Neler izliyoruz!
- Yasemin Babayiğit: Dilekçeyi yazdık. Savcılık soruşturma başlattı. Davaya dönüştü. İlk celseye girdiğimizde hakimin bize sorusu şu oldu: “Bu itin sahibi kim?” “Mağdurun avukatıyız biz. Biz köpek diyoruz efendim. İt demiyoruz” dedik. Algı çok farklıydı ve beraat verdi. “Ben kamera kayıtlarında tecavüzü göremiyorum” dedi. O adam şu anda aramızda dolaşıyor. Evli. Hayvanla cinsel ilişkiye girdikten sonra, insan sağlığını tehdit edecek şekilde, karısıyla da belki cinsel ilişkiye giriyor. Belki çocuğu var, çocuğuna farklı muamelede bulunuyor. Ve şu an dosyası hâlâ Yargıtay’da.
- Yeşim Yıldız Aktan: Biri de ördeğe tecavüz ederken yakalandı. “Kayınpederime kızdım. Ördeklerine gittim” dedi. Ve aramızda geziyor. Öldü ördek. Öldürdükten sonra da devam etmiş.
- Yasemin Babayiğit: Çorum’da geçtiğimiz günlerde 70-80 yaşlarında yaşlı bir adamın kangal cinsi bir köpeğe tecavüz ederken görüntüleri çıktı. Dedi ki “Köpeğin zinciri ayaklarına dolanmıştı. Ben ayağından zinciri çözüyordum” Böyle bir çözme yöntemi yok.
- Yasemin Babayiğit: İyi şeyler de oluyor. Mesela en son Bozburun’da, Tanem Sivar’ın köpeğini öldüren kişi tutuklandı. Bizi sevindiren şey, bugüne kadar Türkiye’de sahipli hayvana zarar verme çerçevesinde hiçbir şekilde tutuklu yargılama yoktu. Türkiye’de ilk oldu. Medyanın bu olayda etkisi büyüktü.
◊ Akıl alacak gibi değil... Bir hayvanın psikoloji de insan gibi değil mi?
- Yasemin Babayiğit: Ormanda bulunan, cinsel organına havuç sokulmuş hayvan var. İnanılmaz.
- Bulut Cem Uzundere: Ben herkese aynı şeyi anlatıyorum. Bana göre onlar da insan gibi bir canlı. Benim için aynı statüdeler. Hastalıklarımız bile aynı.
Hayvanlar için kullandığımız ilaçların yüzde 70’i insan ilacı. Hayvanlar keyiflerinden hırçınlaşmıyor. Bir travması olduğu için kendisini savunmaya çalışıyor.
BAKIMEVLERİNDE AÇLIKTAN BİRBİRİNİ YİYEN HAYVANLAR VAR
◊ İstanbul’daki hayvan barınaklarının durumunu da konuşalım...
- Buket Terzioğlu Genç (İyi Biri misin Derneği Başkanı): Çok kötü durumda. Bazı bakımevlerinde açlıktan hayvanlar birbirlerini yiyorlar. Kafeslere kapatmışlar. Ne ekmek ne su veriyorlar.
Bir deri bir kemik kalmış hayvanlar. Sözde o barınak hayvanlara bakıyor. Ama görseniz ağlarsınız hallerine.
- Yasemin Babayiğit: Kanunda diyor ki; sağlıklı hayvanın yeri sokaklardır. Belediye gelir, hayvanı alır, kısırlaştırır, tedavi eder, rehabilite eder, kuduz aşısını vurur, küpesini takar, alındığı ortama geri bırakır. Sağlıklı hayvanın bakımevlerinde işi yok. Maalesef bizim hayvanseverlerimiz “Ay yazık. Sokakta üşüyor. Alo, belediye al bu hayvanı...” diye belediyeyi arıyor. Beş yıldızlı otel zannediyorlar bakımevlerini.
◊ Ne yapması lazım?
- Bulut Cem Uzundere: Baksın. Bir kap mama ve su koyacak alt tarafı.
- Yasemin Babayiğit: İyilik yaptıklarını zannediyorlar. Halbuki o hayvanı buraya aldırarak ona da farklı bir travma yaşatıyorlar.
◊ Köpek de kedi de sokakta yaşamaz mı zaten?
- Yeşim Yıldız Aktan: Aslında bu bizim insanlığımızın ayıbı. Kedi, köpek, pet yani bilimsel olarak evcil hayvanları biz bir hevesle hediye gibi aldık. Sonra da sokaklara bıraktık. O hayvanlar sokakta birbirleriyle çiftleşerek, doğal çapraz çiftleşmeyle böyle ürediler. Kontrol dışı bir üreme devam ediyor.
Aslında hepsi sıcak yuvaya ait. Ama biz hayvan hakkı savunucuları neyi savunuyoruz? Sağlıklı hayvanın yeri sokaklar.
Yuva bulana kadar sokaklar... Düşünün siz beş kiloluk bir köpeksiniz yan kafesinizde seksen santimlik bir kangal var.
◊ Hapis gibi değil mi onlar şimdi burada?
- İlknur Özkan: Ömür boyu kalmıyorlar. Tedavileri bitince belediye tekrar alıp sokağa bırakıyor.
5199 bir hayvanın kısırlaştırıldıktan sonra alındığı yere geri bırakılmasını söylüyor. Lakin günümüzde bu maddeye uymayan belediyeler var.
SATIN ALMA SAHİPLEN!
◊ En çok vermek istediğiniz mesajlar neler?
- Buket Terzioğlu Genç: İlk olarak “Satın alma sahiplen” demeliyiz.
- Yeşim Yıldız Aktan: Çünkü nasıl ki sokaklar çocuk doğurmuyorsa, sokaklar hayvan da doğurmuyor. Bunlar bir şekilde evcilleştirilmiş insan ırkı tarafından. Sonra da terk edilmişler. Sokağa bırakılmışlar.
Kontrolsüz bir şekilde üremişler. Sokaklarda bir sürü hayvan var. Sokağımızda, bakımevlerinde ve ormanlarda bir sürü hayvan yardıma muhtaçken gidip para verip mal gibi bir hayvanı satın almamalıyız.
- Buket Terzioğlu Genç: Bir de onların getirilişleri var. Yasa dışı yollarda ülkeye sokuluyorlar. 20 tanesinin içinden 3 tanesi hayatta kalıyor sadece. Çoğu cins köpek havasızlıktan ölmüş oluyor.
◊ Eminönü’ndeki canlı hayvan satışı da vahim...
- Yeşim Yıldız Aktan: Kapanması için ne dilekçeler yazdık, neler yaptık. Bizler gönüllüyüz. Elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince çabalamaya çalışıyoruz. Bir taraftan ekmek paramız için çalışıyoruz. Boş zamanlarımızda derneğimizde farkındalık projeleri yapıyoruz, bu bizim hayattaki amacımız. Pet shop’lar hayvana üç liralık mama veriyor. Hayvan ona altı ayda bir altı tane yavru veriyor. Bedava sermaye. Koyuyor onu vitrine. 500 lira.
- İlknur Özkan (İyi Biri misin Derneği kurucu üyesi): Birincisi üretimin yasaklanması lazım. Çünkü üretim olmazsa, satabilecek hayvan olmaz. Üretimi yasaklarsanız ikinci adımınız satışı yasaklamak olacak. Çünkü pet shop’larda hâlâ daha canlı hayvan satışı var.
- Buket Terzioğlu Genç: Kanun Ceza Kanunu’nda olmadığı için sürekli boşa kürek çekiyoruz. Hayvan Hakkı Kanunu’nun, Ceza Hakkı Kanunu’na da geçmesi yeterli değil. O kadar çok şey var ki. En baştaki ana sorunlarımızdan biri üretim. Biz ne kadar hayvan tedavi ettirsek, kurtarmaya çalışsak, hepimiz çabalasak da gümrüklerden bavullar içinde hayvan geliyor. Şu an ülkemizde merdiven altı hayvan üretimi yapılıyor. Ana merkezi Bursa. Bütün üretim çiftlikleri orada. Sosyal medyanın kuvvetlenmesiyle çok ciddi bir ekmek kapısı oldu onlar için. Satış yasak değil. Üretim yasak değil.
◊ Şu soğuk kış günlerinde dostlarımız için ne yapmalıyız?
- Yeşim Yıldız Aktan: Sadece kışın değil her zaman soframızdaki artan yemeklerimizi çöpe atmak yerine kapımızın önüne koymalıyız. Hem israfı önlemek hem de muhtaç bir canın karnını doyurabilmek için. İnsan sokağındaki hayvana yardım etmeye başlayınca inanın vazgeçemiyor, onlar bizi menfaatsiz seviyor. Bir de soğuktan korunabilmeleri için bir kulübe. Islanmamaları için de kulübenin içini ve dışını çöp torbasıyla kaplayabiliriz.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş