Paylaş
Öğrencilerine faydalı olabilmeye ömrünü adamış, okula traktörle gidip gelen, halen atanmayı bekleyen 27 yaşında bir kahraman o… Sosyal medyada 5 binlere ulaşan takipçi sayısını 50 binlere çıkarmış.
Erzurum’un Sütpınar Köyü’ne onun sesi sayesinde Amerika’dan yardım gelirken, diğer gelen yardımları köy köy dolaşıp dağıtabilmek için kaymakamlıktan araç alamayan bir öğretmen o…
Bence hepimizin öğretmeni.
Bir yaşam ustası Ömer Öğretmen. Röportajımızda iki hane daha ziyaret etmem için çırpınıyor. “Vakit yok, uçağa yetişmemiz lazım” diyorum. “Ne olur diyor… O çocukların evi yandı. Her şeyleri yandı ama okula gitmeye devam ediyorlar. Çok zor durumdalar.
Sizi görsünler. Hemen gideriz, ben sizi yetiştiririm, söz” diyor.
Allah’ım nasıl hevesli. İnsan sevindirmek için sadece aracı. Bununla besleniyor.
Yaşadıklarım, gördüklerim bizim insanımızın, bizim topraklarımızın ta kendisi.
Şiddetin, hoyratlığın, kabalığın, zorbalığın yerine merhametin, insan sevindirmenin ete kemiğe bürünmüş hali Ömer Öğretmen.
O ve hakim olmayı isteyen kardeşi Muhammed ile koca bir günü geçiriyoruz. Karlı dağların arasında bırakıyorum Ömer Öğretmeni.
Ona yakışır dağların ve beyazlıkların içerisinden el sallayarak uğurluyor bizi...
◊ Ömer Öğretmen, sosyal medya üzerinden bir yardım kampanyası başlattınız ve fenomen oldunuz… Narmanlı mısınız?
- Ömer Karahan: Evet. Doğma büyüme Narman’ın Kilimli Köyü’ndenim. Burada büyüdüm. Ben de taşımalı sistemle okudum. Sonrasında da üniversiteyi kazandım ve Eskişehir’e gittim. Anadolu Üniversitesi’nde Sosyal Bilgiler Öğretmenliği okudum. 2014 yılında mezun oldum ve köyüme geri döndüm.
◊ Kaç yaşındasınız?
- 27 yaşındayım.
◊ Bölgede taşımalı eğitimle okuyan çok öğrenci var mı?
- Çok var. Örneğin bizim köyde çocuk sayısı az olduğu için okul kapandı. Şimdi o çocuklar diğer köylerdeki ilkokullara gidiyor. Bu civardaki bütün lise öğrencileri de taşıma sistemle okuyor. Lise olmadığı için ilçeye gidiyorlar. Köyü uzak olan öğrenciler yatılı olarak okuyor.
TRAKTÖRLE OKULA GİDİYORDUM
◊ Kaç kardeşsiniz? Herkes okuyor mu?
- Biz yedi kardeşiz. Dördümüz üniversiteye gitti. Bir abim polis, kız kardeşim ebe, bir kardeşim de şu anda bilgisayar mühendisliği okuyor.
◊ Aileniz okumaya önem veriyor anladığım kadarıyla…
- Babam okumaya aşık bir insandır. Ömrünü okumaya adamış. Kendi okuyamamış ve bu yüzden bizi okutmak için elinden geleni yaptı.
◊ Okulu bitirdikten hemen sonra çalışmaya mı başladınız…
- Okulu bitirip geldikten sonra KPSS’ye hazırlandım. Ama puanım yetmediği için atanamadım. Sonrasında 2015-2016 eğitim-öğretim yılı için ücretli öğretmenliğe başvurdum. Bizim Kilimli Köyü’nün yukarısında Kışla Köyü var. Beni oraya verdiler. O köyün yolu daha yeni yapılıyordu. Çakıl taşıydı bütün yol. Arabam yoktu o zaman. Yol inşaatını yapan kamyonlarla gidip geliyordum köye. Bir süre sonra asfalt yapıldı. Babam da araba aldı rahat gidip gelebilmem için. Kışın çok kar yağıyordu. Arabanın gitmesi imkansız oluyordu. Köyde traktörümüz var. Traktörü alıp onunla gidip gelmeye başladım.
◊ Kaç öğrenciniz vardı?
- 15 öğrencim vardı. Tek öğretmen bendim. 1’inci sınıftan 4’üncü sınıfa kadar öğrencim vardı. Tek bir sınıfta yapıyorduk dersleri. Traktörle okula gittiğim gün öğrenciler kapıda beni bekliyordu. Çok şaşırdılar beni öyle görünce. Sonra o gün çocuklarla birlikte traktörün yanında bir fotoğraf çektik. Ben o fotoğrafı sosyal medyada paylaştım. İnsanlar bu fotoğrafı çok beğendi. Herkes paylaşmaya başladı ve haber oldu. Ardından çok sayıda insan yardım göndermek için benimle iletişime geçti.
◊ Şu anda ücretli öğretmenliğe devam ediyor musunuz?
- Bu sene tekrar ücretli öğretmen olmak için başvurdum. Ama çalıştığım okula sözleşmeli bir öğretmen atandı. O yüzden bırakmak zorunda kaldım. Çocuklarla aramız çok iyiydi. Ben de çok üzüldüm onlardan ayrıldığım için onlar da üzüldü. Şimdi atanmayı bekliyorum.
BİR FOTOĞRAF PAYLAŞTIM YÜZLERCE YARDIM GELDİ
◊ O fotoğraftan sonra yardım göndermek isteyenler olduğunu söylediniz. Bu olay nasıl kampanyaya dönüştü?
- Fotoğraftan sonra takipçi sayım 5 binlere çıktı. Yardımlar gelmeye başladı. Ben de gelen yardımları dağıtıp fotoğrafları internette paylaştım. Her dağıtımdan sonra daha çok yardım gelmeye başladı. Okuldan ayrılırken ağlayan bir öğrencimle bir fotoğraf paylaşmıştım. O fotoğraftan sonra da takipçi sayım 50 binleri buldu.
Böylece kendi kendine kampanyaya dönüşmüş oldu. Herkes yardım göndermeye çalıştı. Hâlâ da yardım gelmeye devam ediyor.
◊ İnsanlar daha çok hangi şehirlerden yardım yolluyor?
- Türkiye’nin hemen hemen her şehrinden. Hollanda, Fransa, İngiltere, Almanya ve Amerika’dan da yardım geldi.
◊ Yardım edeceğiniz aileleri nasıl tespit ediyorsunuz?
- Hem köy okullarına hem de ihtiyacı olan ailelere gelen yardımları ulaştırıyorum. Önceliğim yetimler ve yoksul aileler.
Köydeki imama, muhtara ya da o köyde tanıdığım biri varsa ona sorarak tespit ediyorum. İhtiyaçlarının ne olduğunu öğreniyorum. Gelen yardımların içinden seçip onları ailelere götürüyorum. Sonra da fotoğraf çekip sosyal medya hesabımda paylaşıyorum.
◊ İnsanlar genellikle neler yolluyor?
- Kırtasiye malzemeleri, mont, bot ve kıyafet. Ama ailenin durumunu da yazdığım için burs vermek isteyen de oluyor. Aile bilgilerini burs vermek isteyen kişiye verip ben aradan çekiliyorum. Şu anda 6 kişi burs veriyor.
KAYMAKAMLIKTAN DAĞITIM iÇiN ARAÇ iSTEDiM VERMEDiLER
◊ Bütün bunları tek başınıza mı yapıyorsunuz? Belediyeden ya da kaymakamlıktan destek alıyor musunuz?
- Evet. Tek başıma. Açıkçası resmi kurumlardan çok fazla destek görmüyorum. Yardımları kendi aracımla dağıtıyorum. Ama yol şartlarından dolayı her yere gidemiyorum. Yüksek kısımlarda birkaç köy var ve orada çok yoksul aileler var. Fakat kendi aracımla oraya çıkamadığım için henüz dağıtım yapamadım. Zaman zaman da araç babama lazım oluyor. O yüzden biraz zorlanıyorum.
◊ Belediye ya da kaymakamlık bir araçla size destek olamaz mı? Bunun için başvurdunuz mu?
- Kaymakamlıkla konuştum fakat öyle bir yetkilerinin olmadığını ve bu yüzden araç veremeyeceklerini söylediler. “Ancak bir dernek üzerinden gelen bağışlarla kendi üzerine bir araç alabilirsin” dediler. Ama alabilme imkanım yok. Belediyenin de bana düzenli olarak bir araç vereceğini düşünmüyorum.
◊ Derneğiniz var mı?
- Çok fazla yardım gelince Ömer Öğretmen adında bir yardım derneği kurdum. Gelen yardımları artık dernek üzerinden ailelere ulaştırıyorum.
◊ Yardım yapmak isteyenler için soruyorum. En çok neye ihtiyaç var?
- Kış çok sert geçiyor. Burada kasımdan mayıs ayına kadar kışın sokakta insan göremezsiniz. Çocuklar sabah koşarak okula gider, okul bitince de koşarak eve döner. Kış zor geçtiği için mont ve bota çok ihtiyaç var. Bir de kalem defteri olmayan çok çocuk var. Geçen gün bir ailenin evine gittim. Bir baktım ki çocuğun ödev yapması için kalemi yok. Bir lira bulmuş gitmiş iki tane kalem almış. Annesi dedi “Öyle çok sevindi ki iki tane kalem aldığına, sabahtan beri kalemlerine bakıyor.” O çocuğa bir yıl yetecek kadar kalem ve kıyafet götürdüm. Bir kere yardım gönderenler sonradan da yolluyor. Bu çok önemli. Herkese çok çok teşekkür ediyorum. En büyük istediğim kış şartlarına uygun bir aracımın olup daha fazla yardım götürebilmek.
OKUMAKTAN BAŞKA ÇARELERİ YOK
◊ Üniversiteye giden öğrenci çok mu?
- Aslında bu biraz ailelere bağlı. Eğer ailesi okutuyorsa üniversiteye gidiyorlar. Maddi imkanları olmadığı için okumaktan başka çarelerinin olmadığını biliyorlar. Genelde aileler “Bu karda kıyamette okumazsan ne yapacaksın burada, bizim elimize ne geçti, sen oku kendini kurtar” der. Çocuklar da o yüzden okumak istiyor.
◊ En çok kimden destek gördünüz?
- Babam da annem de çok destek oldu. “Gariban insanları sevindiriyorsun, bundan daha güzel bir şey var mı” diyerek benim için ellerinden geleni yapıyorlar.
SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ
◊ Sosyal medyanın sizce en büyük gücü nedir?
- Sosyal medya doğru kullanıldığında çok işe yarıyor. Çok önemli. Bunun en büyük şahidi de benim. Bütün yardımlar sosyal medya üzerinden geliyor. Sosyal medya olmasaydı sesimizi duyuramayacaktım. Erzurum’un küçük bir köyüne, düşünün Amerika’dan yardım geliyor. Bence en büyük gücü bu.
HAYVANCILIK PARA KAZANDIRMIYOR
◊ Bu bölgede yaşayan insanların başlıca geçim kaynağı ne?
- Bu bölgede en çok hayvancılık yapılır. Zaten çok fazla alternatif yok. Eskiden insanlar hayvancılıktan para kazanabiliyordu ama artık kazanç çok düştü. Üreticiden ziyade artık aracılar para kazanıyor. Diyelim ki et 40 liraya satılıyorsa üreticiden 20 liraya alıyorlar. Babam da hayvancılıkla uğraşıyor.
Narman’ın Göllü Köyü’nde oturan ve evleri yanan İşçi ailesi (Fotoğrafın en solundaki Ersin İşçi)
HER ŞEYİMİZ YANDI, OKUL KIYAFETİMLE KALDIM
◊ Evinizin yandığını öğrendim. Nasıl oldu?
- Ersin İşçi: Ben okuldaydım. Haber geldi. Evler yanıyor dediler. Bizim evin yandığını gördüm. Hiçbir şeyi kurtaramadık. Traktörümüz de yandı. Okul kıyafetimle kaldım. Annem hasta dedemin yanındaydı. Babam da hayvanların başındaydı. Yangının elektrik kontağından çıktığını söylediler.
◊ Çok geçmiş olsun. Sonra ne yaptınız?
- Ersin İşçi: Şu anda bir komşumuzun evinde kalıyoruz.
- Tahsin İşçi (Baba): Kaymakamlık ev eşyası getirdi. Traktörümüzü sigorta karşılamadı. Yeni bir ev yaptırmamız gerekli. Bizim yanımızdaki ev de yandı. Onların da hiçbir şeyi kalmadı. Ev yapmak için bize 7 bin lira verdiler. Ama bu parayla nasıl ev yapalım?
◊ Ömer öğretmen size yardım etmiş…
- Ersin İşçi: Evet. Bize kıyafet ve kırtasiye malzemesi getirdi.
ÖĞRETMENİM BİZ SİZE DUA EDERİZ UÇARAK GİDERSİNİZ
◊ Unutamadığınız bir anınız var mı?
- Okula traktörle gittiğim gün hava çok soğuktu. Dersi sobanın etrafında işledik. O günün akşamı da çok kar yağdı. Yollar kapandı. Çocuklar “Öğretmenim keşke gelmeseydiniz çok yağıyor, eve giderken kaza yaparsınız” dediler. Çocuklara “Sizce gidebilir miyim” diye sordum. “Öğretmenim biz de sizin peşinizden gelelim kaza yaparsanız size yardım ederiz” dediler. “Siz gelemezsiniz, ben giderim bir şekilde” dedim. Sınıf başkanı Berat ayağa kalktı “Hocam çok rahat gidersiniz merak etmeyin” dedi. Şaşırdım. “Nasıl” dedim Berat’a. “Öğretmenim biz size dua ederiz, uçarak eve gidersiniz. Annem çocuklarının duasının kabul olacağını söylemişti” dedi. Sonra traktöre bindim, arkama bir baktım hepsi ellerini açmış dua ediyor. İnanmayacaksınız ama okula gelirken kaydığım yerde traktör hiç kaymadı ve sorunsuz bir şekilde eve gittim. Berat’ın deyimiyle uçarak gittim.
BEN DE ABİM GİBİ OLMAK İSTİYORUM
◊ Abinin yaptığı güzel işlerle ilgili ne düşünüyorsun?
- Muhammed Karahan: Abim çok iyi şeyler yapıyor. Benim okulumda yardıma ihtiyacı olan bir arkadaşım vardı. Kışın okula montsuz geliyordu. Çok üzülüyordum. Hemen abime söyledim. Abim de bir koli hazırlayıp arkadaşımın evine götürdü. Arkadaşım da biraz utandı. Büyüyünce ben de abim gibi insanlara yardım etmek istiyorum.
◊ Abin gibi öğretmen olmak ister misin?
- Orta son sınıftayım. Ben hakim olmak istiyorum. Çünkü adaleti çok seviyorum.
Paylaş