Paylaş
ÜNLÜ ÇİFTİN BOŞANMASI YILAN HİKÂYESİNE DÖNDÜ
Hollywood’da uzun yıllardır birçok film ve dizide başrol oynamış olan Costner hatırı sayılır servetini yaptığı akıllı emlak yatırımları sayesinde katlamıştı. Eski bir model ve çanta tasarımcısı olan eşiyle 2004’te evlenmeden önce de sağlam bir evlilik öncesi sözleşme imzalamıştı.
Usta oyuncu bu konuyla ilgili sorulara “Daha önce biten evliliklerimde ve ilişkilerimde bundan çok çektim” diye cevap veriyordu. Toplamda 7 çocuğu olan Costner, sancılı ayrılık süreçlerinde servetini de mülklerini de kaybetmişti.
Bu kez tedbirlik olmak isteyen Kevin Costner, imzalanan anlaşmayla kendini garanti altına aldı. Ancak 18 yıllık evlilik bitip boşanma süreci başlayınca hiçbir şey beklendiği gibi yaşanmadı. Christine Baumgartner, sözleşme gereği birlikte yaşadıkları 145 milyon dolarlık muhteşem okyanus manzaralı ev de dahil Costner’a ait olan bütün mülkleri boşaltması için bir mahkeme emri aldı.
ÖNCE EV SORUN OLDU SONRA DA NAFAKA
Evi boşaltmadığı gibi ayrılığın hemen ardından tatile çıkan Christine Baumgartner, Costner’ın kendisine ödemek istediği 52 bin dolarlık nafakaya da itiraz etti. Costner ise avukatları aracılığıyla eski eşinin harcamalarını ortaya döktü ve ailesi için her ay yaptığı yüksek meblağlı harcamaların büyük bir kısmının eski modelin estetik masraflarına ve yaptığı lüks alışverişlere gittiğini kanıtladı.
Bu süreçte yapılan haberler ve ünlü oyuncunun açıklamaları hep boşanmak isteyen Baumgartner’ın oldukça varlıklı olan kocasından daha fazla para ve mal mülk koparmak istediğini işaret ediyordu. Christine Baumgartner ise sadece hakkını istediğini ve çocuklarının alıştığı yaşam standardını korumak istediğini iddia ediyordu. Dava giderek çirkinleşti. Karşılıklı suçlamalar ve yapılan “servet avcılığı” imaları yüzünden haberler aylardır manşetlerden inmedi.
NAFAKA SAVAŞINI KARISI KAZANDI, OSCAR'LI OYUNCU DAHA DA KIZDI
Nafaka savaşını kazanan taraf boşanma davasını açan Christine oldu. Eski eş, kendi talep ettiğinden az ancak Costner’ın ödemek istediği 52 bin dolardan çok daha yüksek bir rakam elde etti. En sonunda 35 bin dolar ödeyeceği kiralık bir ev de bulan Christine Baumgartner, nihayet Costner’ın 145 milyon dolarlık evinden taşındı.
Öte yandan devam eden dava bir kez daha çıkmaza girdi. Hem Costner hem de Christine Baumgartner, kendilerine dişli boşanma avukatları tutmuş bu işten en az zararla ya da hangi taraftan bakıldığına bağlı olarak en büyük kârla sıyrılmaya çalışıyor. Ancak dava bir kez daha durma noktasına geldi. Hem de oldukça ilginç bir gerekçeyle…
MAHKEMEDE HERKESİ ŞAŞKINA ÇEVİREN ANLAR YAŞANDI
Costner'ın avukatları ve Christine Baumgartner’ın hukuk ekibi, 2004 yılında yaptıkları evlilik öncesi anlaşmanın şartlarının anlaşılıp anlaşılmadığı konusunda bir anlaşmazlık yaşadı. Bu tuhaf hukuk savaşını başlatan Kevin Costner’ın avukatının “Evlilik öncesi anlaşmayı imzalamadan önce evlilik öncesi anlaşmanın yasal etkisini anladınız.” sözü oldu.
Christine'in avukatı ise şu yanıtı verdi: “İtiraz ediyorum. Bu talep 'anlaşıldı' teriminin kapsamı ve anlamı bakımından muğlaktır. Christine'in bu talebi kabul etmesi ya da reddetmesi mümkün değildir.” Kimse ne olduğunu anlayamadı. Çünkü tecrübeli avukatlar aslında basit bir teknik itirazdan harekete geçerek müvekkillerinin zaman kazanmasını sağlamıştı.
AVUKATLARI İTİRAZ EDİNCE DURUŞMA YİNE UZADI
Bir anda Christine Baumgartner, uzayıp yılan hikâyesine dönen bu boşanma davası ve nafaka – mal paylaşımı savaşında mağdur haline geldi. Kevin Costner’ın avukatları, Christine Baumgartner’ın yıllar önce imzaladığı anlaşmaya bilerek uymadığını kanıtlamaya çalışıyordu. Bu yüzden ona “Bu anlaşmanın yasal bağlayıcılığı anlaşılmıştı….” diye başlayan bir cümle kurdular. Ve deyim yerindeyse kendi silahlarıyla vuruldular.
Çünkü avukatları tam olarak şunu söyledi: “Christine Evlilik Öncesi Anlaşmayı anladığını kabul ya da inkar edemez. Zira kendisi ve hukuk ekibi "anlaşıldı" kelimesini anlamadı.” Aslında elbette ortada anlaşılmayacak bir şey yoktu. Christine Baumgartner, imzaladığı anlaşmanın koşullarını biliyor ancak yine de bunlara riayet etmiyordu. Amacı da muhtemelen boşanırken eski eşinin servetinden bir kısım daha kazanabilmekti.
"İŞİ BİLEREK ÇIKMAZA SÜRÜYOR"
En azından Oscar’lı oyuncu Kevin Costner böyle düşünüyor. Costner, eski eşi Christine'i 'iddialarını destekleyen gerçekleri, belgeleri ve tanıkları' içeren çok temel bir talebine yanıt vermeyi ısrarla reddetmekle suçladı. Bunu bir “oyunbazlık” olarak tanımlayan Kevin Costner “anlaşılmıştır” kelimesinin gizemli ya da teknik bir terim olmadığını ve eski eşinin zaman kazanmaya çalıştığını söyledi.
Costner'ın avukatı Laura Wasser son dilekçesinde şunları yazdı: “Christine'in avukatı "anlaşıldı" kelimesinin tanımını istedi ve biz de "anlaşıldı" kelimesinin sözlük anlamını verdik yani karşı taraf kelimelerin kastedilen anlamını kavradı veya algıladı”. Şimdi avukatlar yargıçtan Christine'in avukatlarının evlilik sözleşmesini anlayıp anlamadığı sorusuna cevap vermesini istiyor. Ancak bu da davanı giderek daha uzaması anlamına gelecek.
EVLİLİK SÖZLEŞMESİNİ ANLAMAMIŞ "GİBİ" YAPIYOR
Evlilik öncesi anlaşmanın geçerliliğinin ele alınacağı duruşma kasım ayına kadar yapılmayacak ve Baumgartner'ın bu anlaşmaya da itiraz etmeye devam etmesi bekleniyor. Kevin Costner da eski eşinin boşanma davasını uzatarak kendisine eziyet çektirmeye ve daha fazla para koparmaya çalıştığına inanıyor.
Öte yandan davaya bakan hakim daha önce Baumgartner’a, evlilik öncesi anlaşma gereği Costner'ın 145 milyon dolarlık evlerinden çıkması için mahkeme emri yollamış ve bu kararı zorla da olsa uygulatmıştı. Duruşmanın devam eden kısmının da bu karar doğrultusunda Kevin Costner’în lehine sonuçlanması bekleniyor.
HER ŞEY KASIM AYINA KALDI
Eğer evlilik sözleşmesinin geçerli olduğuna karar verilirse Baumgartner Costner tarafından kendisine ödenen 1,5 milyon doları iade etmek zorunda kalacak ve ayrıca Costner'ın mahkemede kendini savunmak için ödediği avukatlık ücretlerini de ödemek zorunda kalacak. Görünen o ki Hollywood’da örneklerine daha önce de rastlanan çekişmeli boşanma davaları içinde Kevin Costner ve Christine Baumgartner arasında yaşananlar tarihe geçecek kadar “çirkin” olarak anılacak…
Paylaş