Paylaş
“Ah, ah annem
Bugün öldüm ben
Bir düğmeyle
Delip geçti tam göğsümden” diye akan “Sözde Namus” şarkısı ile kadınları haykırdı avaz avaz.
Anton Çehov’un 1800’lü yıllarda yarattığı matemli kadın kostümünün günümüz uyarlaması gibi görünen simsiyah elbisesi, pırlantalarla kaplı takılarının arasından, bir fısıltıyla, belki ışıklar arasından seçtiği bir çift göze “Üstünden geçtiler kalbimin, kıramazsın” dedi.
Kristali ters dönmüş mitolojik bir varlığın, Hades’in kapısında sevdiğiyle yüzleşmesi gibi, diyecekleri bitene kadar sahnedeki gökgürültüsü bir an olsun bitmedi. Ne kadar kıyamet varsa hepsine ayna tuttu.
“Bağımsızlık karakterimdir” diyen bir sanatçıdır Şebnem Ferah. Yüzümüze çizgi çizgi vuran neonlarla, yıllara kaydettiği şarkılarını seslendirdi.
Harbiye’de böyle güzel ses kalitesiyle konser dinlemeyi de özlemişiz. Buket Doran’ın şahane bas gitar çalışı, olağanüstü müzisyenliği bir yana sahne şovu yine harikaydı. Aykan İlkan keza her konser büyülemeye devam ediyor. Konser nasıl aktı bitti anlamadık işin aslı.
Sonra aldı elbisesini, pırlantalarını, kalp kırıklıklarını, Mezopotamya ağıdı sesini ve seyircisine dönüp bir sevdiğine “Başka zamana artık” dermiş gibi baktı, gitti. Bu kadın beni deli ediyor. Fısıltıdan çığlığa kadar bilmediği şey yok.
Gelenler anladı ne dediğimi. Gelmeyenler de başka zamana artık.
***
Herkese şahane bir bayram dilerim.
Bu hafta kısacık yazıyorum.
Bu tatlı köşeyi tatile götürüyorum. Önümüzdeki hafta yazacağım bayram yazımı.
Bir bayram hikayem de olacak elbet ama tatil öncesi kimseyi ağlatmaya hakkımız yok.
Sevgiler.
Paylaş