Paylaş
İklim değişikliğini tetikleyen karbon emisyonlarıyla ilgili son rakamları öğrendik sadece.
Karbon emisyonu 2013 yılında yeni bir rekorla 35 milyar tona yaklaşmış ve geçtiğimiz 10 yılda yüzde 29 oranında artış göstermiş.
Bu artışın yüzde 57’si ise aralarında Türkiye’nin de olduğu gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanıyor.
Zirve öncesi New York’taki gösterilerde iş dünyasına da yönelik bir pankart da ilişmişti gözüme.
“K^ardan önce yeryüzü”.
Tehlikenin farkında olan şirketler, Hürriyet’in dünkü ekonomi sayfalarında gördüğümüz gibi yıllık bir “Yeşil Rapor” yani “Sürdürülebilirlik Raporu” hazırlıyorlar.
Türkiye’de otuzu aşkın şirket bu çevreye saygının yanı sıra şeffaflık, pozitif ayrımcılık gibi şeyleri de içeren “Yeşil Rapor” yayınlıyor.
Bunlardan biri de otomotiv sektöründe böyle bir raporla bir ilke imza atmış olan Doğuş Otomotiv.
Beş yıldan beri Küresel Raporlama Girişimi (GRİ) ilkelerine göre hazırladığı “Yeşil Raporu”nu kamuoyuna açıklıyor.
Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar’ın önemle vurguladığı gibi şirketler de “yaşam tarzlarını” değiştirebilir.
Nasıl değiştirir?
Kağıt, su tüketimini azaltır, karbon ayak izlerini sürekli ölçer, çalışanlarını eğitir, pozitif ayrımcılığa önem verir vesaire.
Sürdürülebilir kalkınma adına önemli adımlar atmış olan Doğuş Otomotiv için kuşku yok ki rol model tüm markalarının distribütörlüğünü yaptığı Volkswagen Grubu.
Efsanevi Volkswagen’in “sürdürülebilir kalkınma” adına neler yaptığını yerinde yani 50 bin kişinin çalıştığı Wolfsburg’daki fabrikasında gördük.
1938 yılında hizmete girmiş olan fabrikada o yıldan bu yana 40 milyon araç üretilmiş.
2014 yılı itibariyle fabrikanın yüz ölçümü 6,5 metre kare.
Her 16 saniyede bir aracın, günde ise ortalama 3 bin 820 aracın üretildiği fabrikada 57 bin kişi çalışıyor.
Zaten tüm Wolfsburg’un nüfusu 100 bin kadar.
İstihdamdan söz ederken en mühim noktayı atlıyordum.
Tüm çalışanların yüzde 40’i kadın, üretimde çalışan 23 binin kişinin ise yüzde 15’i kadın.
Nitekim özel bir araçla turladığımız fabrikada üretimde çalışan çok sayıda kadın gördük.
Dünyadaki tüm Volkswagen fabrikaları için de Ar-Ge hizmeti veren bölümde ise 10 bin kişi çalışıyor.
Şimdi gelelim iklim değişikliğini tartıştığımız günlerde son derece değerli bir bilgiye.
Geçen yıl Türkiye’de satılan araba sayısı kadar yani 850 bin araba üreten fabrika enerjisinin yüzde 10’unu güneşten sağlıyor.
Yani ürettiği 80 bin araba için enerjiyi sadece güneşten alıyor.
İklim değişikliğinde anahtarın “yenilenebilir enerjide” olduğunu düşünürsek bu gerçek bir devrim.
Bizim gibi güneş ülkesi olmamakla birlikte güneş enerjisinde dünya rekorunu elinde bulunduran Almanya keşke tek başına dünyayı kurtarabilseydi.
Karbon ayak izinde yüz kızartıcı skorum
VOLKSWAGEN kompleksinin içinde yer alan Autostadt dünyanın en büyük otomobil temalı parkı.
Aynı zamanda Volkswagen Grubu’nun 2018 yılında dünyanın en çevreci ve en büyük araç üreticisi olma yolundaki sürdürülebilirlik felsefesinin de ipuçlarını veriyor.
Örneğin Volkswagen, su tüketimine öylesine dikkat ediyor ki, üretimde harcadığı suyu 6 kez arıtarak yeniden kullanıyor.
Parkı gezerken “karbon ayak izini” ölçen bir makineyi kullandım.
Araba kullanma, duş alma sıklığından, et yeme alışkanlığına kadar sayısız soruyu cevaplayınca sonuç “çevreci” diye geçinen bendeniz için tam hayal kırıklığı oldu.
Dünya nüfusun tümü benim gibi alışkanlıkları sahipse bizlere tam dört adet dünya gerekliymiş.
Hemen belirteyim ki araba dahi kullanmadığım halde “karbon ayak izimin” yüksek çıkmasının tek nedeni uçak seyahatleri.
Paylaş