Paylaş
BSH Grubu CEO’su Dr. Kurt-Ludwig Gutberlet küçük bir grup Türk gazeteciyle yaptığı söyleşide Türkiye’nin beyaz eşya üretiminde Avrupa’nın “bir numarası” olabileceğini söyledi.
Halen bu sektörde birincilik İtalya’nın elinde.
Çerkezköy’deki BSH (Bosch-Siemens) tesislerini “Avrupa’nın en iyisi” olarak tanımlayan Gutberlet, Türkiye’nin yakın bir zamanda birinciliği İtalya’dan kapabileceğini söyledi.
Dr. Gutberlet’e göre, BHS’nin (Bosch-Siemens) Çerkezköy’deki tesisleri, “verimlilik”, “kalite” ve “motivasyon” yönlerinden Avrupa’nın en iyisi.
Bu sözleri duyunca insan gururlanıyor haliyle.
BSH Grubu CEO’sunun Türkiye ile dikkat çektiği bir başka nokta Çerkezköy’deki AR-GE çalışmaları.
“Türkiye Avrupa üretimi ve AR-GE çalışmaları için çok önemli bir konumda” diyen Dr. Gutberlet halen 80 civarında olan AR-GE çalışanlarının önümüzdeki dönemde iki katına çıkacağını söylüyor.
TÜRK MÜHENDİSİN KATKISI
Örneğin, BSH’nin iki kapılı buzdolabının AR-GE’si Türkiye’de, Türk mühendisler tarafından yapılmış.
Bu AR-GE meselesine tekrar döneceğim Gutberlet’in beyaz eşya sektörüyle dikkat çektiği bir başka bir noktaya değineceğim.
“Bu sektörün performansını arttıran en önemli etkenlerden biri dünyanın bir numaralı gündemi haline gelen enerji verimliliği” diyor Gutberlet.
BSH’nin Türkiye CEO’su Norbert Klein’in de daha önce vurguladığı gibi, çevre dostu yani daha az enerji ve su tüketen, daha az deterjanla temizleyen beyaz eşyalar giderek daha çok revaçta.
Enerji tüketiminin “üçte birinin” elektrikli ev aletlerinden geldiğini düşünürsek “çevre dostu” beyaz eşyanın geleceği gerçekten parlak.
“Çevre dostu” bir buzdolabı evinizdeki 15 yıllık bir buzdolabına göre yüzde 75 oranında daha fazla enerji tasarrufu sağlayabiliyormuş.
ÇEVRE DOSTU AMA PAHALI
Ne ki bunların daha pahalı olduklarının altını bir kez daha çizmem gerek.
Nitekim, Dr. Gutberlet, enerji tasarrufu sağlayan ürünlerle ilgili Almanya’da yapılan bir kamuoyu araştırmasına değiniyor.
Almanların yüzde 63’ü enerji tasarrufu için “çevre dostu” üründen yana.
Diğer yanda ise yüzde 58’i ürünü “fazlasıyla pahalı” buluyor.
Yani Avrupalı tüketici “çevre dostu ürün” ile “pahalı ürün” ikilemi arasında sıkışmış durumda.
Türkiye’de “çevre dostu” ürünlerin pazardaki payları oldukça küçük olduğuna göre “pahalı” kaygısı daha ağır basıyor.
AR-GE merkezleri neden Batı’dan Doğu’ya kayıyor?
ÜNLÜ markaların üst düzey yetkileriyle konuştuğunuzda Türkiye’yi önemli bir AR-GEmerkezi olarak gördükleri ortayaçıkıyor.
BSH Grubu’nun Türkiye CEO’su Norbert Klein, Berlin’deki görüşmemizde grup için üç önemli AR-GE merkezini saymıştı.
Almanya, Türkiye ve Çin.
Gutberlet gibi Klein da BSH Grubu için Türkiye’deki AR-GE merkezinin giderek önem kazanacağını vurgulamıştı.
Berlin’e gitmeden önce görüştüğüm, dünya ilaç devlerinden Sanofi-Aventis Türkiye Grubu Başkanı Olivier Guillaume da bu AR-GE meselesinin üzerinde durmuştu.
Eczacıbaşı’nın Lüleburgaz’daki “eş değer ilaç” üretim tesislerini Zentiva’ya satmasından sonra Zentiva’yı bünyesine katan Sanofi-Aventis Türkiye’deki AR-GE çalışmalarına çok önem veriyor.
SANOFİ-AVENTİS’TEN 15 MİLYON DOLAR
Sanofi-Aventis, Türkiye’de 2009 yılında AR-GE için 11 milyon dolarlık yatırım yapmış.
2010 yılı için bu yatırım 15 milyon dolara ulaşacak.
Guillaume’a göre, grubun Almanya’daki AR-GE merkezinin ilerde Türkiye’ye kayması söz konusu.
Peki neden bu AR-GE merkezleri Batı’dan giderek Doğu’ya kayıyor?
Klein “Her pazarın kendine göre talepleri var. Yerel tüketicinin taleplerini göz önüne almak ve AR-GE çalışmalarını buna göre yapmak zorundayız” diyor.
Guillaume’a göre, üretimin giderek Doğu’ya kaymasının doğal bir sonucu AR-GE merkezlerinin de doğuya kaymaları.
Sanofi-Aventis’in tüm antibiyotik ilaçlarının üretim üssü olarak Lüleburgaz’ı seçmesi AR-GE harcamalarında artışı da beraberinde getiriyor.
Bu Türkiye açısından sevindirici bir gelişme.
Zira AR-GE alanında daha çok uzmanın yetişmesi demek.
Paylaş