Paylaş
Her sabah Kongre Merkezi’ne gelmek için bindiğimiz servis araçları kocaman bir “Yeşil Davos” amblemi taşıyorlar.
Limuzinler azalmış ama servis aracının şoförüne göre gerekli yasalar olmadığı için tümden yasaklanmamış.
Daha az karbon emisyonu peşinde olan Davos’ta paradoksal olarak enerji gündemin baş köşesinde.
Dünya Ekonomik Forumu’nun birinci ve ikinci günlerinde bol bol enerji üretimi ve tüketimi konuşuldu.
Dünkü “Küresel Enerjiye Bakış” oturumundan benim çıkarttığım sonuç şu:
Enerji üreten ülkelerin kafaları fena halde karışmış durumda.
Zira talepte belirsizlik hüküm sürüyor ve daha fazla yatırım yapıp yapmama konusunda kararsızlar.
Örnek vereceğim.
ALİYEV ‘TALEBİ GÖRELİM’ DİYOR
Enerji oturumu nun ilk konuşmacısı olan Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev.
Azerbaycan’ ın büyük doğal gaz sahalarına sahip olduğunu söylüyor ama “Bizim için uzunvadeli ve güvenilir pazarlar önemli” diyor.
“Yeni sahalara yatırım yapmak için önümüzü görmek istiyoruz. Tüketici güvenilir mi? Pazarlar uzun vadede istikrarlı mı? Kapasiteyi ona göre arttıracağız” diye ekliyor.
Azerbaycan’ın hedefinin Avrupa’da yeni pazarlar bulmak olduğunu söylüyor.
Suudi Aramco Şirketi’nin CEO’su Halit Al Falih’in söyledikleri de aslında Aliyev’in söylediklerinden farklı değil.
“Daha çok yatırım için, kapasiteyi arttırmak için uzun vadeli talepleri değerlendirmemiz gerekiyor.
Petrol bağımlılığını azaltmak için çabaların sürdüğünü de biliyoruz” diyor.
Al Falih haklı elbette.
Zira Uluslararası Enerji Ajansı başekonomisti Fatih Birol önceki günkü enerji toplantısında petrol tüketiminin dizginlenmesi gerektiğini dile getirmişti.
Hem düşük karbon ekonomisine geçiş için, hem petrol fiyatlarının geçen yıllardaki gibi tavan yapmaması için böyle bir strateji gündemde.
Elektrikli arabaları herkes “Godot’u Bekler” gibi bekliyor.
Ama tabii petrol şirketleri asla boş durmuyor.
Dün sabah Aliyev ve Al Falih ile aynı oturumda konuşan BP CEO’su Tony Hayward müjdeyi veriyor.
Irak’tan önümüzdeki 10 yıl içersinde günde 10 milyon varil elde etmek mümkün olacak.
Hayward’ın iddiasına göre, Irak’ın petrolde devreye girmesi pazara istikrar getirecek.
Günde 10 milyon varile yanımda oturan Suudi Arabistanlı bir işadamı ‘wow’ diye tepki gösteriyor.
Dediğim gibi Davos yeşil olmasına yeşil ama enerji konusu kırmızı alarmda.
Fatih Birol: Nabucco çıkışı sürpriz değil
AVUSTURYALI OMV Şirketi Petrol ve Gaz Bölüm Başkanı Werner Auli’nin “Talep olmazsa Nabucco inşa edilmeyecek” sözleri Davos’un yoğun enerji gündemine rastladı.
“Enerji Güvenliği” panelistlerinden Uluslararası Enerji Ajansı başekonomisti Fatih Birol’a bu Nabucco çıkışını sordum.
Birol, geçtiğimiz kasım ayında İstanbul’da söylediklerini hatırlattı. Neydi söyledikleri?
Arz ve talep dengesine bakınca yeterince gaz kaynağının olduğunu görmek gerek.
Birol “Nabucco’ya baktığımız zaman kaynak olabilecek çok sayıda ülke var. Hazar bölgesi ülkeleri, İran, Irak gibi. Ama şu anda AB ülkeleri iklim değişikliğiyle ilgili yeni düzenlemelere ağırlık veriyor. Hem yenilenebilir enerji, hem nükleer doğal gazdan pay alacak” diyor.
Tablo böyle olunca doğal gazda talebin ne olacağı konusunda belirsizlik var Birol’a göre.
Talebin fazla olmaması da boru hatları arasındaki rekabeti kızıştıracak.
Nabucco çıkışının özü bu.
Fatih Birol diyor ki “Ne kadar boru hattı olursa olsun yeteri kadar talep var sözleri gerçeği yansıtmıyor”.
Sarkozy sordu: Hangi kapitalizmi istiyoruz
FRANSA Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin Davos ’taki açılış konuşmasıyla ilgili görüşler farklı.
Beğenen var, hiç beğenmeyen de.
Örneğin Süreyya Ciliv beğenenler kategorisinde, Aclan Acar ile Feyhan Yaşar beğenmeyenler arasında.
Başından sonuna dinlediğim konuşmasında ne kadar küstâh ve kibirli olsa da Sarkozy’nin önemli bazı noktalara dikkat çektiğini teslim etmem gerek.
Fransa Cumhurbaşkanı artık pek iyi bildiğimiz o sahneye çıktığında “Buraya küresel ekonomik kriz konusunda ders vermeye gelmedim” dediyse de konuşması baştan sona ders vermekle ilgiliydi.
Tutarsızlıklarını iyi biliyoruz zaten.
Sarkozy ne diyor?
“Krizden hepimiz sorumluyuz. Devletlerin müdahalesi olmasaydı her şey yerle bir olacaktı. Sonuçta hep birlikte bazı şeyleri değiştirmek zorundayız.”
AHLAKİ BİR KAPİTALİZM
Ya isteyerek değişeceğiz, ya da finansal ve sosyal krizler bize değişikliği empoze edecek.
Fransa Başkanı’na göre, kriz kapitalizmin doğasından çıkmasından kaynaklanıyor.
“Yanlış anlaşılmasın kapitalizmin yerine başka bir şey koyalım demiyorum. Soru hangi kapitalizmi istiyoruz sorusudur” diyor.
Sorunun cevabını da kendisi veriyor.
“Ekonomiyi insanın hizmetine sunan ahlaki, kuralları, iyi yönetişimi olan kapitalizm.”
Nedense Sarkozy ahlaktan söz ettikçe salonda alkışlar kopuyor. Bankasında milyarlarca Euro’luk bir dolandırıcılık meydana gelen CEO’nun istifasını bizzat
istemiş Sarkozy.
BANKALARIN ROLÜ NE
Söz konusu banka Societe Generale.
İstifa etmiş olan CEO’su da bir zamanlar Davos’un müdavimlerinden Daniel Bouton.
Sarkozy bankalara yüklenmekten de geri kalmıyor.
“Bankaların ekonomideki rolleri nedir” diye soruyor.
Cevabı yine kendisi veriyor: “Spekülasyon yapmak değil. Kredinin risk analizini yapmak ve ekonomin gelişmesini finanse etmek. Gördük ki, bankalar işlerini yapmıyordu.”
Sarkozy, “Bankalara kurallar gerekli ve herkes bunlara uymalı” diyor.
Fiba Grubu Başkanı Hüsnü Özyeğin Davos sohbetinde söylediği gibi “Bankaları şamar oğlanına çevirdiler.”
Paylaş