Şimdi Diyarbakır’a gitme zamanı

Hafızam yanıltmıyorsa, şehre son kez TÜYAP’ın Diyarbakır’a düzenlediği ilk kitap fuarı nedeniyle 2010 yılında gitmiştim

Yedi yıl aradan sonra gördüğüm değişim tek kelimeyle inanılmaz.

Göz alabildiğine yeni yollar, yeni mahalleler, yeni siteler.

Dönüş uçağından çektiğim fotoğraflardan açıkça görünüyor bu değişim.

Zaten DİSİAD Başkanı Burç Baysal’a şehrin lokomotif sektörlerini sorduğumda tarımdan sonra ikinci sıraya inşaatı koyuyor.

Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy’un verdiği bilgiye göre, Diyarbakır’a 15 yılda 26 milyar liralık yatırım yapılmış.

4 milyar 850 milyon liralık proje de devam ediyormuş.

TÜRSAB’ın geçen hafta Diyarbakır’a yaptığı iki günlük çıkarmayı konuşmak üzere TÜRSAB Bölge Başkanı Mehmet Akyıl ile sohbet ettiğimiz kafe 75. Yol diye bilinen yepyeni, modern bir mahallede.

Oturduğumuz kafe gençlerle dolu.

Diyarbakır’ın yüzde 33’ünün 18 yaş altı olduğunu not düşersem şehrin insan kaynağı açısından inanılmaz potansiyeli ortaya çıkıyor.

Mehmet Akyıl, sohbete başlarken, 2016 yılının turizmde neredeyse kayıp bir yıl olduğunu söylüyor.

DİVAN OTELİ YAKINDA AÇILIYOR

Oysa 2014-2015 yılı 500 bin ziyaretçiyle turizmde zirveyi görmüş.

Novotel, Hilton Garden, yeni açılmış olan Radisson Blu, yakında açılacak olan Divan otelleriyle yatak kapasitesinin 4 bini bulduğunu belirten Mehmet Akyıl “TÜRSAB’ı biz Diyarbakır Turizm Platformu olarak davet ettik. Tur operatörleri geldi, şehirdeki normalleşmeyi gözleriyle gördü” diyor.

İki yıl önce çatışmaların patlak vermesiyle birlikte tur operatörleri Diyarbakır’ı Mardin, Urfa, Gaziantep’i kapsayan GAP turlarından çıkarmış.

“Ancak” diyor Akyıl “GAP turlarına Diyarbakır’ın yeniden eklenmesini sağladık. Önümüzdeki haftalarda iç turizmde canlanma bekliyoruz”.

Diyarbakır’ın turizm potansiyelinin 1 milyon olduğunu sözlerine ekliyor.

Aslında 2 milyonluk bu şehir için bu bir hayal değil.

Zira 2015’te Sur ilçesinde altı mahallenin yerle olmasıyla sonuçlanan çatışmalardan birkaç ay  önce, 5,5 kilometrelik ünlü Diyarbakır Surları ve 7 bin yıllık bir geçmişi olan Hevsel Bahçeleri  Unesco “Dünya Kültür Mirası” listesine girmeyi başarmıştı.

TURİZM UNESCO’YU DEĞERLENDİREMEDİ

“Unesco haberi bizi çok heyecanlandırmıştı. Turizm açısından büyük bir sıçrama bekliyorduk. Sonra işler tersine döndü” diyor haklı olarak Akyıl.

Unesco Dünya Kültür Mirası listesine girmek gerçekten turizm açısından son derece prestijli bir durum.

Diyarbakır’ın böyle önemli bir fırsatı kaçırmış olması yazık.

Akyıl, aynen DİSİAD Başkanı Burç Baysal gibi “işlere devam, önümüze bakalım” diyor.

“TÜRSAB’ın ziyaretinden sonra turizmde yeni bir sıçrama yapacağımıza inanıyorum. Turistin ziyadesiyle memnun kalacağı pek çok tarihi mek^ana sahibiz. Şimdi Diyarbakır’e gitme zamanı diye yazın. Siyasetten fazla turizmi konuşuyoruz zira” diye ekliyor.

Mehmet Akyıl’ın iyimserliği bulaşıcı ancak benim kafamda altı mahallesi ağır hasar gören, iki tarihi mahallesinde “kentsel dönüşüm” devam eden Sur ilçesinin durumu.

Hiç kuşku yok ki, turistleri Diyarbakır’da en fazla ilgilendirecek yer tarihi Sur ilçesi.

Yerle bir olan mahalleler yeniden inşa ediliyormuş diye duyduk.

İnsan düşünmeden edemiyor; acaba Sur tarihi ve kültürel dokusuna uygun mu yapılıyor?

Nitekim Baysal konuşmasında, çok kültürlü yaşamın önemli merkezlerinden biri olan Sur’un gelecek nesillere aslına uygun taşınması gerektiğini özellikle vurguluyor.

Sur’da Bakanlar Kurulu’nun kararıyla kamulaştırılan yerler arasında Ortadoğu’nun en büyük Ermeni Kilisesi Surp Giragos Kilisesi de var.

Süryani, Keldani ve Protestan kiliseleriyle kamulaştırılan Surp Giragos başarılı bir restorasyon nedeniyle Europa Nostra ödülünü kazanmıştı.

Bu da turizm için Diyarbakır’ın bir artısı diyeceğim ama kilise bugünkü durumda ziyaret edilemiyor.

RİZELİ GENÇLER DİYARBAKIR’A

Mehmet Akyıl’ın bu şehirle ilgili umut verici bir projesiyle devam edersek, TÜRSAB’ın ziyareti sırasında son derece yaratıcı bir fikir ortaya atılmış.

Buna göre, Türkiye’nin 40 ilinden otobüslerle gençler Diyarbakır’a getirilecek ve üç gün boyunca burada ağırlanacak.

Akyıl “Bu projenin haziran ayından itibaren hayata geçmesini planlıyoruz. İlk olarak Rizeli gençler Diyarbakır’a gelecek” diyor.

Kalıcı bir barış için, önyargıların giderilmesi için,  bu topraklardaki değişik kültürlerin, geleneklerin kaynaşması için harika bir proje bu.

Kimin aklına geldiyse kutluyorum.