Sabancı-MIT enerji işbirliği

DIŞARIYA bağımlı olduğumuz enerji en önemli meselemiz.

Haberin Devamı

Elektrik ve son dört yılın en yüksek doğalgaz zammına çevremdeki herkes tepkili.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, zamları yukarı tırmanan petrol fiyatına bağlasa da doğalgaz fiyatlarının dünyada aşağıya doğru bir eğilim izlediğini biliyoruz.
Sadece petrol fiyatındaki tırmanma bizdeki katmerli doğalgaz zammını (yüzde 18.82) açıklayabilir mi?
Enerji en önemli meselemiz ancak bu konuya gerektiği önemi veren, senaryolar üreten kaç kurumumuz var?
Geçtiğimiz günlerde Sabancı Üniversitesi-MIT Üniversitesi Enerji Girişimi’nin Karaköy Minerva Han’daki ortak çalıştayını izlerken bu soru kafama takıldı.
ABD’nin en prestijli üniversitesi olan MIT birkaç yıl önce kendi bünyesinde “MIT Enerji Girişimi” diye bir platform oluşturmuş.
Dünyanın en parlak beyinleri enerjiyle ilgili çeşitli senaryolar üretiyorlar.
Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker’in aktardığına göre, Sabancı Üniversitesi’yle işbirliği önerisi MIT Üniversitesi’nden gelmiş
Enerji kaynaklarının buluştuğu bir coğrafyada yeralan Türkiye’nin önemi ortada.
Minerva Han’da MIT’den altı, Harvard Üniversitesi’nden bir profesörü dinlerken dünyadaki enerji gelişmeleriyle ilgili derin bilgileri karşısında oldukça etkilendim.

Haberin Devamı

/images/100/0x0/55ea1789f018fbb8f86ac03d

TÜRKİYE’NİN KAYA GAZI POTANSİYELİ

Türkiye’nin enerji potansiyelini iyi bilen MIT profesörlerinden Melanie Kenderdine’in, şimdilerin “yükselen değeri” kaya gazıyla (shale gas) ilgili verdiği rakam çarpıcı.
Türkiye’deki tahmini “kaya gazı” potansiyeli 420 milyar metreküp ki bu 10 yıllık enerji ihtiyacımıza denk geliyor.
Ancak Sabancı Enerji Grubu Başkanı Selahattin Hakman’a göre, ABD’deki sahaların coğrafi yapısıyla Türkiye’nin coğrafi yapısını karşılaştırılarak ortaya çıkan 420 milyar metreküp rakamına fazla güvenmemek gerek.
Ne olursa olsun.
Miktarın yarısı bile olsa büyük oranda doğalgaza bağımlı Türkiye için büyük bir fırsat gibi görünüyor “kaya gazı”.
Halen Türkiye’de iki yerde “kaya gazıyla” ilgili bazı çalışmalar var.
Güneydoğu Anadolu’da ve Trakya’da.
Halen Polonya ve Almanya’da “kaya gazı” arama çalışmalarını sürdüren Exxon Trakya ile ilgileniyormuş.
Tam adıyla “MIT-Sabancı Üniversitesi Enerji Güvenliği” çalıştayının açılış konuşmasını yapan Güler Sabancı’nın da değindiği gibi önümüzdeki 25 yıl zarfında dünya enerji talebi yüzde 40 oranında artacak.
Dolayısıyla “Kaya Gazı Devrimi” denen şeyi Türkiye’nin ıskalamaması gerekiyor.

Haberin Devamı

DOĞALGAZ DEPOLAMA ORANI DÜŞÜK

Enerji gerçekten baş döndürücü gelişmelerin yaşandığı bir sektör.
Kahve molasında ayak üstü sohbet ettiğimiz Selahattin Hakman, Sabancı Enerji Grubu’nun kendi politikalarını ve gelecek yatırımlarını belirlemek için çalıştayın müthiş bir fırsat olduğunu söylüyor.
Hakman’a göre, elektriğinin yüzde 50’sini doğalgazdan sağlayan Türkiye için doğalgaz altyapı yatırımları önemli.
Örnek vermek gerekirse, Avrupa’da doğalgaz depolama oranı yüzde 20-yüzde 30’larda iken Türkiye’de bu oran sadece yüzde 5.
Tedarikçi ile bir kriz yaşadığınız zaman depolarınız boş ise sorun büyük.
Yine Hakman’a göre doğalgazda bir diğer önemli konu, Türkiye’nin sadece transit bir ülke değil bir gaz ticaret merkezi olmak için kendi gaz piyasasını liberalleştirmesi.
Minerva Han’daki çalıştayda gündeme gelen sadece “kaya gazı” ve “doğalgaz” değildi elbette.
Petrol, nükleer, iklim değişikliği de masaya yatırıldı.
Harvard Üniversitesi’nden Profesör Leonardo Maugeri, iddia edilenin aksine petrolün öyle kolay kolay tükenmeyeceği görüşünde.
Peki sürekli tavan yapmasına ne demeli?

Haberin Devamı

NÜKLEER SORUNUMUZ

MIT’de “Nükleer Bilim ve Mühendisliği” Bölümü’nün Başkanı olan Prof. Richard Lester iklim değişikliğinin en iyi ilacının nükleer enerji olduğu görüşünde.
“Ama” diyor “halka danışmadan, kamuoyunun desteğini arkasına almadan nükleer santral yapılamaz”.
Dediğine göre, ABD ekonomik kriz nedeniyle son derece pahalı bir yatırım olan nükleer santral yapımını oldukça yavaşlatmış.
ODTÜ, Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden, Profesör Emin Özsoy ise Akkuyu için 30 yıl önce verilen raporun yeterli olmadığı görüşünde.
“30 yıllık rapor geçerli olmamalı. Yeterli incelemeler yapılmadan Akkuyu’ya nükleer santral yapılması doğru değil” diyor.
Profesör Özsoy, geçtiğimiz günlerde açıklanan Akkuyu ÇED Raporu’nu da “gülünç” olarak tanımlıyor.
Korkarım, Akkuyu Santralını da, 4+4+4 eğitim yasası gibi gazla tartışmadan günün birinde karşımızda göreceğiz.
Çalıştayın en güzel haberini ise meslek yaşamının 20 yılını MIT’de geçiren Sabancı Üniversitesi Rektörü Nihat Berker veriyor.
Sabancı Üniversitesi ile MIT Enerji Girişimi “MIT-Sabancı Enerji Güvenliği Girişimi” adı altında orta bir platform oluşturuyor.
Bu, Türkiye’nin enerji senaryoları için önemli bir platform olacak.

Yazarın Tüm Yazıları